15 Temmuz’un açtığı yol
Şehitlerimize rahmet ve minnetle...
15 Temmuz'un üzerinden iki yıl geçti. Şimdiden dönüp geriye bakıldığında darbe girişiminin siyasi anlamı neden yapılmak istendiği çok daha net anlaşılıyor. Darbe girişimi yalnızca hukuksuz yollarla yönetime el koyma girişimi değildi. Türkiye'nin kendisine kastedildi. Değerlerine, insanlarına, liderine. Tarih sahnesinde yer alma iddiasını yeniden kuşanan bir ülkeye kastedildi.
Oyun bozmakla kalmayıp, oyun kuran bir ülkenin geleceğine kastedildi.
15 Temmuz gecesi işgalci ve darbecilere karşı gösterilen direniş de tam da bu niyeti fark edercesine kararlıydı. Sokağa çıkan, tepki gösteren insanların sahip olduğu ortak refleks teslim olmama motivasyonuydu ve teslim olmadılar. Can verdiler ama teslim olmadılar. Ülkeyi teslim etmediler. 15 Temmuz Türkiye'ye bir yol açtı. O yolda yürümek şimdi hepimizin boynunun borcu. Bu yol 15 Temmuz ruhu ile Türkiye'yi yeniden kurmaktır. Bu tabii ki kolay olmayacak. Türkiye üzerinde hesabı olan kim varsa bunu akamete uğratmak için canla başla çalışmaya devam edecektir. Nitekim son iki yıldır darbeciler ve onlarla aynı safta ya da arkalarında duranların sergiledikleri çabalar bunun apaçık bir kanıtı. PKK'ya verilen destekten tutun da darbecilerin mahkeme salonlarında takındıkları küstah tavra, 15 Temmuz'u muğlaklaştırma ve üzerine şüphe düşürmeye yönelik söylemlere kadar hepsi bu çabaların ürünü. Seçimlerde iç savaşa yapılan çağrılar, uluslararası medya ve aktörlerden medet umma zilletine kadar bütün kepazelikleri gördük.Ancak millet hiç birine boyun eğmedi. Çoğunu ciddiye bile almadı. İradesini en sade ve somut düzeyde gösterdi. Mücadelenin mihenk taşını ve yüz elli yıllık serencamını unutmadı. Üzerine düşeni fazlasıyla yaptı. Ve mücadelenin her daim devam ettiğini de hatırlatmaya devam ediyor. Seçim sonuçları bile bu anlamda ciddi işaretler taşıyor. Siyasi düzeyde Cumhurbaşkanlığı sisteminin halkoyuyla kabul edilmiş olması ve 24 Haziran seçimleriyle bu yolda önemli bir dönemeç aşılmış oldu. Ancak bunun sadece bir başlangıç olduğunu unutmayalım. Yeni Türkiye için zihni bir arınma ne kadar gerekli ise kurumsal reorganizasyon da o kadar gereklidir. Zihni arınmanın temel şiarı Türkiye'yi ve Türkiye'ye bağlanan umudu birincil mesele olarak kavramaktır. Kurumsal yenilenme ise var olan ve yeni ihdas edilecek olan bütün kurumlar, hukuk ilkeleri ve eğitim programlarının bu ilke etrafında işlemesini temin etmektir. Bunun yanında kurumların vesayet odaklarından arındırılarak yeni koşulları dikkate alarak birbiriyle uyumlu bir şekilde çalışmaları sağlanmalıdır. Zira ekonomiden sosyal alana, savunma sanayiinden terörle mücadeleye kadar Türkiye'nin öncelikli bütün meseleleri iç içe geçmiş durumda. Kurumsallaşma olacaksa 15 Temmuz'un açtığı imkan ve misyon kurumsallaşmalıdır. Herkese düşen bir şey varsa o da 15 Temmuz'un yolundan yürümektir, bu kurucu iradeyi unutmamaktır. Her ne işle iştigal ediyorsak bu iradeyi merkeze almaktır. Bu iradenin bir parçası olmaktır.
Veysel Kurt
Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Yeni dönem herkes için yeni başlangıç (11.07.2018)
- Üçüncü Cumhuriyet (09.07.2018)
- Suriye krizi güneyde ağırlaşırken (05.07.2018)
- Yeni dönem siyaseti (29.06.2018)
- Yeni bir zafer yeni bir dönem (25.06.2018)
- Söz sırası milletin (21.06.2018)
- Kandil'e operasyon ve muhalefet (19.06.2018)
- Mesele Suriyeli mülteciler değil arkadaş, sen hala anlamadın mı? (17.06.2018)