S-400’lerle kafası karışanlar!
S-400'ler geldi.
Televizyonlardan yapılan canlı yayınlar eşliğinde parçalar uçaklardan indirildi ve hangarlara yerleştirildi.
Bütün parçalar teslim alındıktan ve teknik hazırlıklar tamamlandıktan sonra sistemin faaliyete geçmesi bekleniyor. Bu sürecin tamamlanması ise birkaç ay alacak.
Türkiye'nin S-400 savunma sistemini alma iradesi belirmesinin üzerinden nerdeyse üç yıl geçti. İlk başlarda mesele pek tartışılmadı.
Teslim tarihi yaklaştıkça S-400'lerin Türkiye için yarayışlı olmadığına dair iki argüman öne sürüldü.
Bu argümanlar hem uluslararası medyada hem de Türk medyasında fazlasıyla dolaşıma sokuldu.
Bu argümanlar üzerinden Türkiye kararından vazgeçirilmeye ya da en azından içerde bir kamuoyu oluşturulmaya çalışıldı.
Birinci argüman ABD'nin ağır yaptırım tehditleri karşısında Türkiye'nin direnemeyeceği ve kararından vazgeçeceği idi.
Bunları dile getirenler Türkiye'nin NATO'dan çıkarılmasını bile dillerine doladılar. Sürekli felaket senaryoları çizdiler.
Birkaç ay sonra F-35'ler zaten gelmeyecek, Türkiye'de çalışan F-16 bile kalmayacaktı.
ABD'den bir tepki gelmeyecek mi, tabi ki gelecek. Yaptırım kararları da çıkabilir. Kısa vadede Türkiye'ye bir maliyet de çıkarabilir.
Ancak ABD'nin bu tutumu yalnızca S-400'lerden ibaret değil.
Geçen yıl bu zamanlar bir bardak suda ne fırtınalar kopardığına hepimiz şahit olduk.
İkinci söylem ise daha teknik ve daha rafine bir yaklaşımın ürünüydü.
Bunlara göre S-400'lerin alınması siyasi bir karardı!
Herkes ekonomik, hukuki, sosyal ya da güvenlik konularını değerlendirirken makul ve teknik hesaplara göre hareket ederken bir tek Türkiye'deki karar alıcılar siyasi davranıyordu!
S-400'lerin Türkiye'nin güvenliğine nasıl bir katkı yapacağı belirsizdi, Türkiye'nin S-400'lerle karşı koyacağı bir güvenlik tehdidi yoktu!
İran ve Suriye'ye karşı işe yaramayacaktı. NATO sistemleri ile birlikte kullanılamadığı için, ya Batı menşeli bir sistem alınacak ya da kullanışsız olacaktı... vs.
Bunları söyleyenler, Doğu Akdeniz'de kimlerin at koşturduğunu görmezden geldiler.
Türkiye'nin Doğu Akdeniz'de kımıldamaya başladığı andan itibaren ABD başta olmak üzere günaşırı gelen açıklamaların kaynağını es geçtiler.
Bu argümanı dile getirenlerin bir kısmı S-400'ler geldikten sonra kıymetini keşfettiler. Doğu Akdeniz'den girip İran'dan çıkıyorlar.
Bu açıdan bakıldığında S-400'ler gelir gelmez işe yaradı. İkiyüzlülüğün para etmeyeceğini gösterdi.
…
Bu yazının başlığını atarken niyetim S-400'lerin teknik özelliklerinden bahsetmek ve Türkiye için neden kullanışlı olduklarını ve Türkiye'nin tercihinde rol oynayan birkaç faktörü analizi etmekti.
Ancak önüme düşen birkaç yazı ve içerdikleri anlamsız eleştiriler bu yazıyı ortaya çıkardı.
15 Temmuz'dan sonra bir seri halinde S-400'leri yazmaya çalışacağım. O zamana kadar beklemek istemeyenler SETA için yazdığım ilgili analize bakabilirler.
Veysel Kurt
Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- S-400'ler geldi, bundan sonra ne olacak? (12.07.2019)
- Filistin’de iki devletli çözüm hala mümkün mü? (07.07.2019)
- Mülteci meselesi (01.07.2019)
- G-20: İki taraflı diplomasinin yeniden icadı (30.06.2019)
- Artık önümüze bakma zamanı (24.06.2019)
- Öcalan’ın mektubu ya da HDP’nin aşırı acıklı hali (22.06.2019)
- “Bize Mursi’yi hatırlatanlarla yarışıyoruz” (19.06.2019)
- Son düzlükte TV münazarası (17.06.2019)