CHP’nin “Namus Sözü”
CHP genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu 31 Mart yerel seçimlerinden önce sık sık namus sözü veriyordu.
Biz kazanırsak hiçbir çalışan işten atılmayacak,
Atılırsa benim yanıma gelsinler, bizzat ilgileneceğim diyordu.
Size namus sözü veriyorum diyordu.
Ankara ve İstanbul başta olmak üzere bazı büyükşehirlerde seçimi CHP kazandı.
Sadece İstanbul'da binlerce çalışan işten atıldı. Bolu, Adana, Hatay, Antalya, Ankara vs. ile rakam çok daha yükseliyor.
Daha fazlasının atılacağına dair güçlü işaretler de var.
Peki, Kemal Kılıçdaroğlu'ndan bir açıklama var mı "namus sözü" konusunda?
Maalesef yok. Politikanın rasyonalitesi çerçevesinde CHP'li belediye başkanlarına ve yöneticilerine de hak verenler olabilir. Kendi seçmenlerine verdikleri "istihdam" sözü çerçevesinde bu kadroları oralardan dolduracaklar diyenler olabilir.
Fakat burada esas problemi CHP'nin bunların tersini söyleyerek oy almış olmasıdır. Yani "yapmayacağım" diyerek seçmenin karşısına çıkması ve bir de bunu namus sözü ile bağlamasıdır.
Seçmenin mutlaka bir kısmı güçlü şekilde vurgulanan bu türden ifadelere inanarak CHP'ye oy verdi.
Şimdi ise çok farklı bir tablo var.
CHP'nin verdiği sözleri tutmasını bekleyenler hala olabilir. Böyle bir beklenti içinde olanları La Fontaine'den Masallar kitabını okumaya davet ediyorum. Orada bolca kurt-kuzu-karga-aslan-çoban hikayesi var. Bu türden durumları açıklayacak içeriğe sahip bolca örnekler var.
İBB ÖNÜNDEKİ İŞÇİLER
İstanbul Büyükşehir Belediyesinden atılan işçiler Saraçhane'de İBB önünde hak arama mücadelesi veriyor.
Kapı önündeki 17. Günleri geride kaldı. Onlara süreç içinde yenileri de ekleniyor.
Her gün işe gider gibi evden çıkıp bir umutla oraya gidiyorlar. Bazıları çocuklarına bile söyleyememiş işten atıldığını.
Bu eylemlerin nasıl bir sonuç üreteceğinden ziyade ortaya koyduğu CHP realitesini iyi okumak gerekir.
Zar zor bir iş bulabilmiş insanları kapı önüne koymak siyaseten kazandıracak bir tutum hiçbir zaman olmadı. Yine olmayacak.
İşçilerin İBB'ye dönüp dönemeyeceğini zaman gösterecek ama CHP'nin seçimden önce oluşturduğu "pozitif söylemin" dönemsel olduğu iyice anlaşılmış oldu. Bu tablonun sadece birkaç ay içinde ortaya çıkmış olması CHP açısından büyük bir açmaz.
ZAM YAĞMURU VE DOLGUN MAAŞLAR
Seçimden önce CHP kampanyasının dinamiklerinden birini de ekonomik durum oluşturuyordu. Bir taraftan hayat pahalılığı eleştirisi yapılıyor diğer taraftan bu tablo içinde birilerinin yüksek maaşlar aldığı vurgulanarak kampanya yapılıyordu. Tüm bunlara son verileceği dile getiriliyordu. İlkokul servis ücretleri, süt, su ve ekmek gibi bazı temel ürünlerin bedava yapılacağı belirtiliyordu.
Kampanya sonuç verdi ve İstanbul'da seçimi CHP kazandı.
Seçimin üzerinden henüz 3-4 ay geçmiş durumda. İBB Başkanı belediye tasarrufundaki neredeyse her şeye zam yaptı. Ekmekten Servis ücretlerine Beltur hizmetlerinden suya kadar ürün ve hizmetlere yüksek oranlarda zam yapıldı.
Zam yapılmayan alanlara da zam yapılması için hazırlıklar devam ediyor.
Yani CHP hayat pahalılığını daha da pahalı hale getiren bir yöntemi takip ediyor.
Buna ilaveten eş zamanlı şekilde ilerleyen diğer konu ise Ekrem İmamoğlu'na yakın isimlere 2-3 maaş birden bağlanması. Medyadaki iddialara göre ona yakın olan isimler 40-50 bin TL maaş alabiliyor.
Göstergelere bakılırsa CHP kısa süre içinde seçim sürecinde verdiği sözleri unutmuş durumda. Şimdi başka bir yol haritası takip ediyor.
Yusuf Özkır
Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- PKK’nın “Çocukları Teröristleştirme” sicili (11.09.2019)
- HDP destekçisi Türklerin sessizliği (07.09.2019)
- CHP’nin sahipsiz reklamı (04.09.2019)
- AB İdlib’i göremiyor, yardım edilmeli (01.09.2019)
- Yeni bir kamu diplomasisi inşa ediliyor (29.08.2019)
- Kürt annenin feryadı: “HDP katliam yeridir, zalimlerin mekânıdır, baskının merkezidir” (24.08.2019)
- Dönemin Genelkurmay Başkanı keşke özür dileseydi (21.08.2019)
- AK Parti’nin başarısı: Vesayetle mücadele ve kalkınma hamleleri (17.08.2019)