Zekeriya Erdim

Eğitimde model olma ihtiyacı

Biz biliyoruz ki, aslı arpa ya da buğday olan undan; isteğe ve ihtiyaca göre ekmek, börek, pasta, çörek, kek, gevrek yapılabilir. Aslı yün ya da pamuk olan kumaştan ise; ceket, pantolon, gömlek, yelek, palto, mont dikilebilir.

Eğitim mevzuatı ve müfredatı; aşçının elindeki "un", terzinin elindeki "kumaş" gibidir. Öğretmenler ve idareciler, kabiliyetlerine ve kapasitelerine göre; bu malzemeyi farklı şekillerde kullanabilir.

Öte yandan; hayatın bütün alanlarında ve konularında olduğu gibi, eğitim hizmetlerinde de örnek ve öncü çalışmalara ihtiyaç var. Çünkü, insanların az bir kısmı "model" olabiliyor yahut oluşturabiliyor; büyük çoğunluğu ise, onların izinden gidiyorlar.

Eskilerin dediği gibi; "marifet iltifata tâbîdir, müşterisiz meta zâyîdir". Örnek ve öncü çalışmaların oluşması, gelişmesi için; farklı denemelerin, devlet ve millet eliyle teşvik edilmesi, desteklenmesi gerekir.

GÖZETİMSİZ SINAV

Seksenli yılların ortalarında, idarecilik yaptığımız özel okulda; bir ortaokul sınıfının, haftada dört saat Türkçe dersine gidiyorduk. Sınav günlerinde, soruları dağıtıp; "kitaba ve deftere bakmak, birbirinizle bilgi paylaşıp yardımlaşmak serbest" diyerek sınıfı terk ediyorduk.

Öğretim yılı boyunca, en iyi öğrenme; işte o sınav saatinde gerçekleşiyordu. Böylece, bizim sınavlarımız; bilgiyi "ölçen" değil, "öğreten" bir süreç haline geliyordu.

Ayrıca, doğal bir şekilde; öğrenciler gene de farklı puanlar alıyorlardı. Çünkü, kendilerine tanınan sınırlı süreli özgürlük fırsatını; kabiliyet ve kapasitelerine göre, farklı şekillerde kullanıyorlardı.

Geçenlerde, katıldığı programda okulların durumunu değerlendiren Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk; bir hayalinden söz etti. "Biz, hepimiz; bir öğrenme yolculuğundayız. İsterim ki, bir okul çıksın; gözetimsiz sınav yapsın. İsterim ki, başka bir okul; eleştirel düşüncenin örneği olsun" dedi.

Anlaşılan o ki; bu temenninin birinci bölümü, birilerine cazip gelmiş. Kahramanmaraş'ta bir okul; "gözetimsiz sınav" yapmaya karar vermiş.

Umarız ve dileriz ki; bu, geçici ve göstermelik bir heves değildir ve devamı gelir. Örnek ve öncü bir çalışma kabul edilip, süreci ve sonucu sistematik bir rapora dönüştürülerek; faydası görüldükten sonra, bütün okullarda uygulanmasına karar verilir.

OYUN TEMELLİ EĞİTİM

Biz, eskiden beri; oyunun etkili bir eğitim ve öğretim aracı olabileceğini savunuyorduk. Yazılı ve sözlü beyanlarımızda; "çocuklara ve gençlere ulaşmanın, onların dünyasına girerek doğal bir biçimde etkili olmanın en kolay yolu; yaş ve dönem özelliklerine uygun oyunlardır" diyorduk.

İdarecisi olduğumuz özel okullarda; annelere ve babalara, öğretmenlere ve idarecilere, enine-boyuna anlattık. İddiamızı, itiraza gerek kalmayacak şekilde ispat için; muhtelif uygulamalar da yaptık.

Fakat, ne yazık ki; kemikleşmiş algıyı ve alışkanlığı değiştirmek, dönüştürmek mümkün olmadı. Sesimiz ve nefesimiz yetmedi; yaygın bir uygulama haline gelmedi.

Şimdilerde, eğitim camiası ile ilgili medya taraması yaparken; kayda değer bir haber bulduk. Sevinç ve heyecan içinde; yıllar önce kaybettiğimiz bir şeyi, yeniden bulmuş gibi olduk.

Samsun İl Milli Eğitim Müdürlüğü, öğretmenlere ve idarecilere yönelik hizmet içi eğitim çalışmalarında; oyunun, etkin bir öğretim metodu olarak kullanılmasına odaklanmış. Derslerin ve konuların özelliklerine göre, 25 oyun öğreterek ve o oyunların 529 yeni versiyonunu üreterek; il bazında, "oyun temelli eğitim modeli" uygulamasını başlatmış.

Şimdi onlar; "oynaya oynaya gelin çocuklar" diyecekler. Bilgiyi ve beceriyi; çaya, çorbaya, suya, süte katılmış ilaç gibi oyun içinde verecekler.

Umarız ve dileriz ki; bu uygulama da gereken ilgiyi ve desteği görsün. Samsun'da yapılan çalışmalar, yakından takip edilip; geliştirilerek, Türkiye genelinde uygulanır hale gelsin.

ÖRNEK ÇALIŞMALARA ÖDÜL

Kültür ve medeniyet geçmişimiz, devlet ve millet geleneğimiz, genetiğimiz; dünyaya ve insanlık âlemine model olabilecek örneklerle, öykülerle dolu. Çünkü, bizim yolumuz; "her yaptığını iyi yapma ve sadece iyilik için yapma" yolu.

Bu tarihi misyonun, ana unsuru insan; insanı ibra, ihya ve inşa eden süreç de eğitimdir. Hayatın bütün alanlarında ve konularda, hem bize lazım olanı bulmak, hem de dünyaya örnek ve öncü olmak için; işini iyi yapanlar, eski köye yeni adet getirip başımıza icat çıkaranlar, kelimenin bütün anlamları ve açılımları ile ödüllendirilmelidir.

Öyle teşvik edelim, öyle destekleyelim ki; öğretmenler sınıflarında, idareciler okullarında, üst yöneticiler kendi kapsama alanlarında, iyi şeyler yapma niyeti ve gayreti içine girsinler. Mevzuatı ve müfredatı azami derecede verimli kullanıp; büyüyen ve gelişen Türkiye'nin yeni, yerli, yeterli eğitim modelini oluşturabilsinler.

Batı'nın izinden gitme bataklığından kurtulup; güneşin Doğu'dan doğduğunu, bir daha gösterelim. Eğitim metotlarını, okul modellerini ithal eden değil; ihraç eden bir ülke ve toplum haline gelelim.

Zekeriya Erdim

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu'na aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.
Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.