Çoktandır beklenen oldu; Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Milli Eğitim Bakanı Selçuk, Türkiye'nin 2023 eğitim vizyonunu açıkladılar. Özel ve güzel bir sunumla; hazırlanan çerçeve planı ortaya koydular.
Görünen o ki; uzun bir süre, enine boyuna tartışılacak. Alt başlıklar teker teker ele alınıp; lehte ya da aleyhte yorumlar yapılacak.
Detaylı değerlendirmeleri sonraya bırakıp; bu vizyon belgesine, önce kuş bakışı bakalım. Yapılan çalışmanın; öncelikli ve önemli noktalarına dikkati çekelim.
BÜTÜNCÜL YAKLAŞIM
Eskiden beri, eğitimle ilgili iyileştirme çabalarında; genellikle, parçacı yaklaşımlar vardı. İlgililer ve yetkililer, organizmanın bütününü dikkate almadan; ağrıyan dokulara, aspirin tedavisi uyguluyorlardı.
Bu sefer farklı bir şey oldu; hücreden dokuya, organdan organizmaya kadar uzanan bütüncül bir yaklaşım ortaya kondu. Sistematik bir analiz yapılıp; sahadaki ve sektördeki mevcut veriler, doğru okundu.
Artık diyebiliriz ki; ortada, efradını cami (bulunması gerekenlerin bulunduğu) ve ağyarını mani (bulunması gerekmeyenlerin bulunmadığı) bir yol haritası var. Alıcı gözüyle bakabilenler; hemen hemen, aradıkları her şeyi özet olarak bulabiliyorlar.
DOĞRU YERDEN BAŞLAMA
Eğitim sistemiyle ilgili tahliller ve değerlendirmeler; daha çok, müfredat programları üzerinden yapılıyordu. Böylece, araçlar abartılı bir şekilde öne çıkarılıp; amaçlar gölgede bırakılıyor ve unutuluyordu.
Bu sefer, çıkış noktası olarak; doğru bir yerden başlandı. Eğitimin merkezinde insanın olduğu hatırlatılarak; eğitim felsefesinin gereği ve önemi vurgulandı.
Aslında bu; "insan ve toplum modeli" demekti. Eğitimin "niçin"ini (amacını) ve "nasıl"ını (metodunu) belirlerken; önce, yetiştirmemiz gereken insan tipini ve oluşturmamız gereken toplum yapısını tarif edip tanımlayabilmekti.
Bütün bir sistemin; bu tohum ya da çekirdek etrafında örülmesi, kurulması gerekirdi. Şükürler olsun ki; geç de olsa, nihayet bu noktaya gelindi.
TEDRİCİ TEKÂMÜL
Vizyon belgesinde, dikkati çeken bir başka husus; tedrici tekâmülün (kademeli gelişmenin) esas alınması. Öngörülen gelişim safha ve süreçlerinin; kademeli olarak, makul bir zamana yayılması.
Bir şeyin oluşup gelişme yahut değişip dönüşme safha ve süreçlerinde; fiziki olaylar, anında görüntü verebilir. Sosyal olaylarda ise; belirli süreler içinde, beklenen sonuçlar alınabilir.
Bunun için, söylemi eyleme dönüştürme anlayışı ve işleyişi içinde; somut hedefler belirlenip, kademeli olarak sıralanmış. Birbirini tamamlayan ve takviye eden unsurlar halinde; bir takvime bağlanmış.
YERLİ VE MİLLİ
Bizi sevindiren, bu yol haritasının muhtemel sonuçları konusunda ümit ve güven veren bir başka şey; yerli ve milli bir bakışın ortaya konması. Pergelin hareketli ucunun, dünyaya açık olması; ama sabit ucunun, kendi kültür ve medeniyet değerlerimize yaslanması.
Bu demektir ki; kendimiz olma, kaybettiğimiz özgüvenimizi yeniden bulma niyeti ve gayreti eğitim sistemimize de yansıyacak. Ürettiğimiz değerler, bizim markamızı ve etiketimizi taşıyacak; kendi güneşimizin ışığıyla aydınlanan yıldızlarımız, kendi gök kubbemizde parlayacak.
Belki, büyük bir ihtimalle; kaybettiğimiz değerleri geri bulmanın, ürettiğimiz değerlere sıkı sarılıp sahip olmanın, yeni değerler üretme yoluna girmenin bilincine ulaşacağız. Toprağına düşmüş ve iklimine kavuşmuş tohumlar gibi; bire yedi yüz vermek için, aşkla ve şevkle çalışacağız.
DEVLET POLİTİKASI
Vizyon belgesinin sunumunda; "hükümet" dili ve üslubu değil, "devlet" dili ve üslubu kullanıldı. Eğitim politikalarının; "siyaset üstü" olmasının gereği ve önemi hatırlatıldı.
Ümit ve temenni ederiz ki; bütün sosyal ve siyasal çevreler, bu anlayışı benimserler. Gündelik siyasetin sınırları dışında tutup; samimi olarak, eksiği varsa tamamlama ve yanlışı varsa düzeltme niyeti, gayreti içine girerler.
Böylece, örgün ve yaygın eğitim hizmetleri; herkesin daha iyisini yapmaya yahut teklif etmeye çalıştığı, ortak alanlarımızdan ve konularımızdan biri olur. Mevsimlik müdahalelerin kapsama alanı dışında kalıp; gerçekten, "devlet politikası" haline gelir.
SAHİP ÇIKILMALI
Bizce, Milli Eğitim Bakanımız; anlamlı ve değerli bir adım attı. Cumhurbaşkanımız, olaya sahip çıkıp; kendi tarzıyla ve tavrıyla sıkı tuttu.
Şimdi sıra; eğitim kadrolarında ve kurumlarında. Kamusuyla, özel sektörüyle, sivil toplum kuruluşlarıyla; örgün ve yaygın eğitimin, sahadaki ve sektördeki aktif unsurlarında.
Önce, ortaya konan emeği ve yüreği takdir edip; samimiyetle hakkını verelim. Sonra, vizyon belgesindeki, eğitimin doğrudan ve dolaylı tüm paydaşlarını sürece dahil etme öngörüsünü hayata geçirip; iyi niyetli bir diyalog ve iş birliği anlayışıyla, eksiği varsa tamamlayarak, yanlışı varsa düzelterek, birlikte uygulayıp sonuçlarını görme niyeti ve gayreti içine girelim.
Çünkü; sahip çıkılması gereken bir yol haritası çizildi. Ülkemiz ve toplumumuz için, dünyamız ve insanlık âlemi için, eğitim üzerinden iyi şeyler yapmak isteyen herkese; marifetini ortaya koyup, maksadını gerçekleştirme fırsatı verildi.