İzler ve izimler
Dilimizde "at izi, it izi, teker izi, ayak izi, parmak iz" gibi deyimler vardır. "İz" kelimesi sözlüklerde, ansiklopedilerde "üzerinden geçilen yollardaki yahut arazilerdeki belirtiler, işaretler" yahut "yaşanan süreçlerin oluşturduğu etkiler, katkılar" şeklinde tarif edilir, tanımlanır.
"Başımın bahtı yârim; / Gönlümün tahtı yârim. / Yüzünde göz izi var; / Sana kim baktı yârim?" diye maniler söyleriz. Yaşarken iyi şeyler yapıp, arkasında hayırlı hizmetler bırakarak amel defterini açık tutanlara "iz bırakanlar" deriz.
İşaretleri okumasını, belirtileri yorumlamasını bilenlere; "iz sürücü" adı verilir. Bilinmedik yerlere gidenler, kaybolmuş kimseleri yahut şeyleri aramaya çıkanlar tarafından "rehber, kılavuz" olarak onlar tercih edilir.
Aslında, makro ya da mikro ölçekli âlemler; böyle izlerle, işaretlerle doludur. Okumasını bilen herkes; yönünü tayin eder, yolunu bulur.
Hayatın ve içindekilerin dili, alfabesi vardır. Geçmişten geleceğe uzanan yol ve yolculuk sırasında; okunur, yazılır, yorumlanır.
Bazıları, takip edilebilecek izler bırakmak için yaşarlar. Bazıları ise, o izleri kapatıp kaybetmeye çalışırlar.
Yaratılmışların en üstünü olan insan; nice izlerle, işaretlerle dolu muazzam bir sanat eseridir. Onu okuyup anladığımızda; sahibini, sanatçısını arayıp bulmak zaruret haline gelir.
Yaşadığımız dünyanın da içinde bulunduğu âlemler; okumakla bitiremeyeceğimiz bir kitaptır. Her sayfasında ve satırında; bize yol gösterecek nice izler, işaretler vardır.
İnsan; yeryüzünü iyilikle imar, inşa, ihya ederek huzur ve güven içinde yaşanabilecek bir ortam haline getirmek için gönderilmiştir. Şeytan ise insana kötülüğü telkin edip yoldan çıkarmaya, ekinleri ve nesilleri ifsat edip hayat dengesini-düzenini bozmaya ant içmiştir.
İşte bu yüzden; hak ile batılı, iyi ile kötüyü, doğru ile yanlışı, faydalı ile zararlıyı ayırt etmemizi sağlayacak bir hidayet kaynağı olarak vahiy inmiş, kitaplar gönderilmiş. Güzelce tebliğ ve temsil etsinler diye, peygamberler görevlendirilmiş.
Rahman'ın sesine kulak verenler, onların izlerinden gitmişler. Şeytanın telkinlerini, tavsiyelerini dinleyenler; doğru yolu terk etmişler.
İnsanlık tarihi boyunca takip edilecek, gidilmesi gereken yönü gösterecek "izler" olmuş. Aynı zamanda; o izleri kapatmaya yönelik "izimler" uydurulmuş.
Son birkaç yüzyıl içinde, dünyanın üzerinden; "kapitalizm, komünizm, faşizm, siyonizm" gibi beşeri ideolojiler geçti. Ülkelerin ve toplumların sosyal, kültürel, siyasal, ekonomik kazanımlarını gök ekin biçer gibi biçti.
Bazılarının itibarı, iktidarı kısa sürdü; tez zamanda yıkılıp yok oldular. Bazıları ise bitmek bilmeyen bir vahşetin, dehşetin kaynağı haline geldiler.
İngiltere'nin "baş", İsrail'in "beyin", Amerika'nın "gövde", Avrupa'nın "el-ayak" görevini üstlendiği bir "şeytani düzen" oluştu. Bütün izimler; Yahudileri "yeryüzünün efendisi", diğer insanları "efendinin köleleri" gibi gören "Siyonizm" canavarının ağına düştü.
Osmanlı içeriden ve dışarıdan müdahalelerle yıkıldıktan, bir cihan devleti ve toplumu Anadolu yarımadasına sıkıştırıldıktan sonra bizi de "kemalizm" kalıbının içine attılar. Kendi elimizle, başımıza balyoz vurdurup; asırların izlerini sildiren bir "hafıza kaybı" yaşattılar.
İlahi mesajı ve muhtevayı; "gökten inme masal" diye tarif ve tahfif ettiler. Batı kültür ve medeniyetine öykünerek, cephede yendiklerimize masada yenik düşerek oluşturdukları ideolojiyi adına izafe ettikleri kişinin; "peygamberlerde bulunmayan özelliklere sahip olduğunu" belirttiler.
Son yıllarda biraz uyanır gibi olduk ama bütün parçaları birleştiremedik. Hayallerimizle hatıralarımızın irtibatını kurup, tamamen kendimize gelemedik.
Köklerimizi bulup yeniden yeşermeye, geleneğimizin genetiğini yakalayıp geleceğimize yönelmeye çalışırken; uzun ve yüksek atlamalı engellerle karşılaşıyoruz. Zehirli gaz sızıntısı gibi yayılan, vahim sonuçları giderek daha çok görülen, duyulan "deizm, ateizm" gibi akımlarla uğraşıyoruz.
Buna bir de "cinsiyetsiz insan, ailesiz toplum" rüzgârı eklendi. Yukarıların yukarısına çıkış ideali gölgelenip, aşağıların aşağısına iniş yönelimi tetiklendi.
Dünyanın ve insanlık âleminin krizlerden, anarşilerden, bunalımlardan kurtuluş yolunu gösterecek iz, işaret; sadece ve sadece İslam. Onu hakkıyla tebliğ ve temsil ederek, iyilik iklimi gibi yeryüzüne hâkim kılacak olan hidayet nimetine kavuşmuş hazreti insan.
Arkamızda büyük bir tehdit, önümüzde muazzam bir fırsat var. Sapık ideolojilerin sahte çözümleri yüzünden mağdur olmuş, mazlum durumuna düşmüş milyarlar; elimizle tutmak, dilimizle ikaz etmek, halimizle aydınlatmak için bizi bekliyorlar.
Zekeriya Erdim
Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Hayata dokunmanın değeri (12.10.2023)
- Ağırlıklarımızı atalım (06.10.2023)
- Hangi bağın gülüsün? (04.10.2023)
- Geçmişten geleceğe akan ırmak (28.09.2023)
- Kurtuluş yolu (24.09.2023)
- Araziye mi uyalım haritaya mı? (17.09.2023)
- Acelemiz var, bize müsaade edin (10.09.2023)
- Milli olmanın manası ve maksadı (05.09.2023)