İngiltere'nin Avrupa Birliğinden çıkmasıyla (Brexit) birlikte ülkenin Avrupa piyasasına erişiminin devam edebilmesi için milyarlarca sterlin "boşanma tazminatı" ödemesi bekleniyor.
İngiltere'nin geçen yılın haziran ayında yapılan AB referandumunun sonucunda Avrupa Birliğinden ayrılma kararı almasının ardından geçen sürede Avrupa ile nasıl bir ilişkinin sürdürüleceği, karşılıklı mal ve hizmetlerin ticaretinin bundan sonraki süreçte hangi koşullarla yapılacağı İngiltere gündeminin ana konusu olmaya devam ediyor.
İngiliz sterlinindeki değer kaybı, tüketici harcamalarındaki azalma ve enflasyondaki yükseliş geçici ve dönemsel etkenler olarak görülse de ekonomisinin yaklaşık yüzde 79'u hizmet sektörüne dayalı olan İngiltere'nin Avrupa ile önümüzdeki dönemde hangi esaslara göre ilişki kuracağı üzerine tartışmalar sürüyor.
Avrupa Birliğinde birlik üyesi ülkeler içerisinde kişi, mal ve hizmetlerin serbest dolaşımı esas olarak kabul ediliyor.
FİNANS KURULUŞLARI KAÇABİLİR
Öte yandan İngiltere'nin AB'den ayrılma kararı almasındaki temel gerekçelerin başında AB ülkelerinden gelen göçmenlerin durdurulması, ülkenin göç politikasının tamamen İngiltere'nin denetiminde olması yönündeki istek geliyor.
Bu konuda taviz vermek istemeyen İngiltere'nin önündeki en temel sorun ise ticaretinin yaklaşık yarısını gerçekleştirdiği Avrupa'ya mal ve hizmetlerinin ulaşımının devam etmesi. Bu alanda yaşanabilecek herhangi bir sorun ilerleyen süreçte çok sayıda finans kuruluşunun Londra'yı terketmesine neden olabilir. Halihazırda uluslararası finans kuruluşları sadece Avrupa birimlerini AB'deki alternatif finans merkezlerine taşımakla yetiniyor. İlerleyen süreçte Avrupa piyasasına erişimin kesintiye uğrayabileceği yönündeki endişelerin artması halinde, dünyanın en büyük finans merkezi olan Londra bu unvanın kaybedebilir.
The Telegraph'ın geçen pazar günü yayımladığı bir habere göre İngiltere AB'ye serbest ticaret anlaşması görüşmelerine başlamak şartıyla yaklaşık 36 milyar sterlin ödeme hazırlığında. Haberde İngiltere'nin AB ile yürüttüğü müzakere sürecine ilişkin bilgi sahibi üç kişinin iddiayı doğruladığı belirtildi. Öte yandan aynı gün içerisinde İngiltere Başbakanlığı iddiaları yalanladı.
İngiltere Başbakanı Theresa May'in özellikle kabine içerisinde AB ile müzakerelerin içeriğine ilişkin tartışmaların dışarı sızdırılmasında rahatsız olduğu biliniyor. Bu nedenle devam eden AB ile müzakerelerin özellikle mali koşullarının Brexit sürecinde "daha sert" bir ayrılık bekleyenlerin tepkisini çekmemek adına gizli tutulmaya çalışıldığını söylemek mümkün.
"MALİ YÜKÜMLÜLÜKLER DİĞER ÜYELERİN ÜZERİNDE KALMAMALI"
AA muhabirinin sorularını yanıtlayan merkezi Londra'da bulunan Adam Smith Enstitüsünün Üst Yöneticisi Sam Bowman, "AB'ye tabii ki bir ödeme yapmamız gerekiyor. İngiltere'nin mevcut projelerden kaynaklanan payı ve yükümlülükleri mevcut. İngiltere'nin üye olduğu dönemde kaynaklanan mali yükümlülüklerinin diğer üye ülkelerin üzerine kalmaması için ödeme yapması gerekiyor." ifadelerini kullandı.
İngiltere'nin AB'ye ödemesi gereken meblağa ilişkin kesin bir rakam telaffuz etmenin son derece zor olduğunu belirten Bowman, "Tam olarak bu ödeme ne kadar olmalı bilemiyorum. Adil bir ödeme payına hazır olmamız konusunda hiçbir şüphe yok. Uygulama anlamında, bu adım oyunu kurallarına göre oynamak istediğimiz konusunda bir iyi niyet göstergesi olacaktır. Ortak pazara erişimimizi devam ettirmek için AB ile işbirliğine devam etmek zorundayız." yorumunu yaptı.
İngiltere'nin daha önce de gelen yükümlülükleri karşılığında AB'ye ne kadarlık bir boşanma tazminatı ödemesi gerektiği konusunda farklı rakamlar telaffuz ediliyor.
Örneğin; mart ayında İngiliz yayın kurumu BBC'ye değerlendirmede bulunan Avrupa Birliği Komisyonu Başkanı Jean-Claude Juncker, İngiltere'nin Avrupa Birliğinden ayrılmasının İngiltere'ye toplam maliyetinin yaklaşık 50 milyar sterlin olabileceğini söylemişti.
"FATURA ÖDEMEK ZORUNDAYIZ"
Juncker, "Bilimsel olarak İngiltere'nin yükümlülüklerinin neler olduğunu hesaplamalıyız. Buna göre bir fatura ödenmek zorunda." ifadelerini kullanmış, İngiltere'nin toplamda ödemesi gereken meblağın basında yer aldığı gibi 50 milyar sterlin seviyesinde olup olmadığının sorulması üzerine, "Yaklaşık olarak o seviyede." şeklinde cevap vermişti.
Financial Times, İngiltere'nin AB'ye ödemesi gereken toplam boşanma tazminatının 91 ila 113 milyar avro arasında olabileceğini öne sürmüştü.
İngiltere'nin AB'den ayrılmasını destekleyenler içerisinde AB'ye herhangi bir boşanma tazminatı verilmemesi gerektiğini düşünenler de var.
Bu düşünceye göre İngiltere'nin AB'den ayılarak birlik bütçesine yaptığı katkıdan kurtaracakken boşanma tazminatı ödemek zorunda bırakılmamalı.
Merkezi Londra'da bulunan FullFact verilerine göre, İngiltere geçtiğimiz yıl AB bütçesine yaklaşık 13,1 milyar sterlin katkıda bulundu. Bu ödemenin yaklaşık 4,5 milyar sterlini ise İngiltere'deki çeşitli projelere aktarılmak üzere iade edildi. Bu hesaplamaya göre İngiltere'nin AB bütçesine yıllık net katkısı 8,6 milyar sterlin seviyesinde.
Gökhan Kurtaran