Alman arkeolog ve müze müdürü Wilhelm König, 1930'larda Irak Ulusal Müzesi'nde ilginç birtakım nesnelere rastladı (başka bazı anlatılara göre König bu nesneleri Khujut Rabu bölgesinde kendisi buldu). Nesneler, 13 cm yüksekliğinde, orta kısmı bombeli bir kil kap ve içindeki demir çubuk etrafına sarılmış altı kapalı bakır bir rulodan oluşmaktaydı. Kil kabın ağzı zift ile kapatılmıştı. König'e göre nesneler Part İmparatorluğu dönemine, yani MÖ 150-MS 223 yılları arasına aitti. Diğer bir deyişle nesneler 2 bin yıllıktı. König, düzeneği incelediği zaman çok ilginç bir fikre kapıldı. Ona göre bu düzenek, tarihte karşımıza çıkan ilk pillerdi. Kapların içinde asidik bir sıvı vardı ve bu şekilde akım üreten pillere dönüşüyordu. Bu iddia doğru ise König'in keşfettiği düzenek, bilinen en eski pillerden bin yıl daha eskiydi. Bu nesneler, König'in iddiasından hareketle Bağdat pilleri olarak anılmaktadır. König'in iddiası özellikle Erich Von Daniken gibi geçmiş kültürleri uzaylıların ziyaret ettiği teorisini savunan antik uzaylı teoricilerini heyecanlandırdı. Onlara göre İsa'dan önce yaşamış primitif bir medeniyetin pillere sahip olması, bu medeniyetin elektronik eşyalara sahip bir başka medeniyet tarafından ziyaret edildiğine işaretti. Zira elektrikle çalışan nesnelere sahip olmayan bir toplum, elektrik üreten pilleri üretmek için hiçbir gerekçeye sahip değildi. O dönemde elektronik eşyalara sahip Dünyalı bir medeniyet olmadığına göre bu ziyaretçiler Dünya dışından olmalıydı. Hatta bazıları, bu pillerin piramitlerin aydınlatılmasında kullanıldığını bile iddia ediyordu.
ARKEOLOJİK VERİLER DESTEKLEMİYOR
Peki, antik uzaylı teoricileri haklı mıydı? 2 bin yıl önce var olan bir medeniyet neden pil üretti? Bu pilleri hangi amaçla kullandı? Mezopotamya'da 2 bin yıl önce elektrik kullanılıyor muydu? König, Daniken ve benzerlerinin fantastik teorisini paylaşmıyordu. O, her ne kadar bu nesnelerin pil olduğunu iddia etse de, pillerin ampullere güç vermekte ya da antik elektronik cihazlarda kullanıldığını düşünmüyordu. O, bu antik toplumun pillerin galvanik yöntemlerle gümüşü altınla kaplamada, yani mücevher üretiminde kullanıldığını düşünüyordu. Galvanik yöntemin keşfi, önemli teknolojik bir ilerleme olsa bile açıklama için uzaylılara atıf yapmayı gerektirmiyor. Üstelik çoğu modern arkeolog, nesnelerin Part İmparatorluğu dönemine değil, aynı stilde kil kaplar üreten Sasaniler dönemine ait olduğu kanaatinde. Bu da killerin M.S. 224-650 arasında tarihlendirilmesi gerektiği anlamına geliyor. Ancak neredeyse bütün modern Ortadoğu tarihçileri König'in yanıldığı ve Bağdat pili olarak anılan nesnelerin aslında pil olmadığı kanaatindeler. Birincisi, bölgede bulunan mücevherler incelendiği zaman, bunların galvanik yöntemle değil, ateşte yaldızlama olarak bilinen yöntemle altın kaplandığı anlaşılmaktadır. Dolayısıyla diğer arkeolojik bulgular König'in iddiasını desteklememektedir. Peki, König'in iddiası muhtemelen doğru değilse, Bağdat pilleri antik uzaylı teoricilerin iddia ettiği gibi elektronik eşyalar ya da aydınlatmada kullanılıyor olamaz mı? Bu iddia da diğer arkeolojik verilerle desteklenmemektedir. Bölgede yapılan kazılarda elektriği iletmekte kullanılacak bakır ya da başka bir iletken tel bulunamadı. Dahası herhangi bir elektronik cihazın izine de rastlanmadı. Elektrik kullanan bir toplumun geriye kil kaptan yapılma pillerden daha fazlasını bırakması gerekirdi. Dahası Part İmparatorluğu ya da Sasaniler ilkel medeniyetler değildi. Bunlar, elektrikli aydınlatma ya da elektronik nesneler kullanıyor olsalardı, mutlaka geriye bunu anlatan yazılı metinler bırakırlardı. En kötü ihtimalle çok güçlü bir yazı kültürüne sahip Romalılar, Partlarla savaşırken elektrik kullanımını fark eder ve bu durumu rapor ederlerdi. Dolayısıyla Partların uzaylılardan alınma üstün bir elektrik teknolojisine sahip olduğu iddiası, en ufak bir arkeolojik desteği olmayan en üst derecede bir spekülasyondur.
PİLLER ORTADAN KAYBOLDU
Dahası bu nesneler, yapıları gereği pile benzememektedirler zira ağızları katranla kapatılmıştır. Dolayısıyla bu nesneyi bir iletkene bağlayıp pil olarak kullanmak mümkün değildir. Bu nesneler pil olarak kullanılacaklarsa mevcut yapıları değiştirilmelidir. Diğer taraftan pil olarak kullanılsalar bile ancak 1 V civarı zayıf bir voltaj üretebilirler, bu zayıf voltajla bir elektronik cihazı ya da ampulü çalıştırmaları mümkün değildir. Peki, pil değillerse bu ilginç cisimler neydi? Bunlar, muhtemelen önemli papirüslerin saklanılmasında kullanılan kaplardı. Bölgede bulunan bir başka önemli antik şehir olan Seleucia'da Bağdat pillerine benzer papirüs saklanmakta kullanılan kaplar bulunmuştur. Dahası papirüs çürüdüğü zaman kabın içinde asidik bir ortam oluşmasını sağlamış olabilir. Dolayısıyla çoğu arkeoloğa göre bu gizemli cisimlerin kap olduğu iddiası, pil oldukları iddiasından çok daha makul. Ancak bu cisimlerin niye kullanıldığını belki de hiç bilemeyeceğiz. Zira 2003 yılında Bağdat'ın ABD işgali sırasındaki kargaşada müzenin yağmalanması sonucunda Bağdat pilleri ortadan kayboldu.