Yunanistan'ın başkenti Atina'da yapımı uzun yıllardır tartışılan ve inşaatı süren caminin akıbeti belirsizliğini koruyor.
Atina'da, geçen yıl başlayan cami inşaatının nisan ayında tamamlanması planlanmış ancak çeşitli gerekçelerle 3 kez ertelenmesinin ardından açılışın bu yılın sonuna kaldığı açıklanmıştı.
Müslümanların ülkede kurdukları vakıf ve dernekler bünyesindeki mescit ve namazgahlar da resmi makamlarca uygun koşullar bulunmadığı gerekçesiyle kapatıldı.
Batı Trakya Türk Azınlığı Danışma Kurulu Başkanı ve Gümülcine Seçilmiş Müftüsü İbrahim Şerif, İskeçe Türk Birliği Başkanı Ozan Ahmetoğlu ve Gümülcine Türk Gençler Birliği Başkanı Necat Ahmet, değerlendirmelerde bulundu.
Şerif, Atina'da inşaatı süren caminin açılmadığını ve şehirde bir camiye ihtiyaç duyulduğunu belirterek, "Atina'da inşaatı süren cami açıldığında ben şahsen tebrik edeceğim. Diyeceğim ki 'tebrik ediyoruz bir cami açıldı.' Ama bunu görmedikçe de inanmak pek mümkün değil." ifadesini kullandı.
Türkiye'ye ziyaretleri çerçevesinde Başbakan Binali Yıldırım, Başbakan Yardımcısı Hakan Çavuşoğlu ve Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun yanı sıra Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş ile de bir araya geldiklerini hatırlatan Şerif, görüşmelerde fikir alışverişinde bulunduklarını ve Yunanistan'daki Müslüman nüfus ile Batı Trakya'daki Türk azınlığının durumu hakkında bilgi verdiklerini dile getirdi.
Ayrıca Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığını (YTB) ziyaret ettiklerini ve Başkan Yardımcısı Sayit Yusuf ile görüştüklerini ifade eden Şerif, Batı Trakyalı öğrencilerin sıkıntıları hakkında konuştuklarını söyledi.
ESKİ CAMİLER DE İBADETE KAPALI
Şerif, Yunanistan'ın başkenti Atina'da geçen nisan ayında açılması planlanan ama bir türlü açılamayan bir cami olduğunu hatırlatarak, Yunanistan'daki bu sorunun yıllardır sürdüğünü söyledi.
Başkentteki Müslümanların bodrumlarda ve uygun olmayan yerlerde namaz ibadetlerini yerine getirmeye çalıştıklarına dikkati çeken Şerif, Atina'da bir camiye büyük ihtiyaç duyulduğunu vurguladı.
Şerif, Atina'daki eski camilerin de ibadete kapalı olduğunun altını çizerek, Yunanistan'ın farklı yerlerinde Müslümanların kurdukları vakıf ve dernekler bünyesinde açılan mescit ve namazgahların da kapatıldığına dikkati çekti. Şerif, "Bu mescitler topluluk halinde namaz kılmaya ve toplanmaya müsait olmaması gerekçesiyle kapatıldı." dedi.
"OSMANLI ESERLERİNİN ONARILMASINA İZİN VERİLMİYOR"
Şerif, Selanik'teki Müslümanların şu anda derneklerinin bahçesinde cuma namazı kıldıklarını vurgulayarak, "Ama kış mevsimi geldiğinde bu nasıl olur? Artık bilemiyorum..." ifadesini kullandı.
Yunanistan'da Osmanlı dönemine ait 4 bine yakın eserin tespit edildiğini ama bunların çok azının ayakta kalabildiğini bildiren Şerif, Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığının (TİKA) Balkanlar'da birçok Osmanlı eserini onardığını ve restore ettiğini ancak Yunanistan'ın TİKA'ya bu tür faaliyetler için izin vermediğini belirtti.
"MİLLİ KİMLİĞİMİZİN VE KÜLTÜRÜMÜZÜN İNKARI"
İskeçe Türk Birliği (İTB) Başkanı Ahmetoğlu da 1927'de kurulan ve 1983 yılına kadar faaliyet gösteren İTB'nin, Yunanistan'ın "Batı Trakya'da Türk olmadığını iddia ederek" derneğin tabelasını indirmesinden beri hukuksal sürecin devam ettiğini anlattı.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin (AİHM) 2008'de İTB'yi haklı bulduğunu hatırlatan Ahmetoğlu, "İskeçe Türk Birliğinin kapatılması kararı, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi, insan hakları normu, demokrasi, eşitlik gibi değerlere kesinlikle ters ve uymayan bir karardır. Bu bizim azınlığımız için hem dernek kurma özgürlüğü bakımından hem de milli kimliğimizin ve kültürümüzün inkarı ile ilgili bir dava olduğundan dolayı son derece önemli." dedi.
Ahmetoğlu, AİHM'in kararına rağmen Yunanistan'ın İTB'nin yeniden açılıp tanınmasına karşı direttiğini vurguladı. Ahmetoğlu, Yunanistan'ın 9 yıldır bu konuda Avrupa Konseyi tarafından sürekli uyarıldığını da belirtti.
Kısa süre önce bu durumun düzeltilmesi için Yunanistan Meclisine sunulan bir kanun tasarısının, aşırı milliyetçi Bağımsız Yunanlılar Partisinin (ANEL) ve bazı medya organlarının "İskeçe Türk Birliği tanınacak" tepkisinin sonucunda geri çekildiğini anımsatan Ahmetoğlu, tasarının 20 gün sonra İTB'nin tanınmasını engelleyecek maddeler konarak mecliste onaylandığının altını çizdi.
"Yüksek Düzeyli Devriye" adında bir grubun bu yasa ile ilgili tartışmalar sürerken internetteki bir açıklamasında dernek yönetimindekilerin isimlerini ve fotoğraflarını yayınladığını ve bu şekilde hedef haline getirildiklerini savunan Ahmetoğlu, "Bunlar böyle açıkça isim ve fotoğraf yayınlayarak hedef gösteriyorlar ve sürekli açıkça gidin, gerekiyorsa bu beyefendilere gereken mesajı verin diyorlar. Bununla ilgili hukuki girişimlerimiz oldu." şeklinde konuştu.
Ahmetoğlu, bu haksız yasa ile bile olsa mücadelelerine devam edeceklerine işaret ederek, "34 yıldan beri İskeçe Türk Birliği bir hukuk ve demokrasi mücadelesi veriyor." ifadelerini kullandı.
- "Türk kelimesi Yunanistan için korkulu bir kelime"
Gümülcine Türk Gençler Birliği Başkanı Ahmet, derneklerinin tabelasının aynı İTB gibi 1983'te indirildiğini belirterek, "Türk kelimesinin Yunanistan için ne kadar yanlış ve korkulu bir kelime olduğunun farkına bir daha varıyoruz." dedi.
Yunanistan'da Türk kelimesinin 1974 yılına kadar her yerde serbest bir şekilde kullanıldığını vurgulayan Ahmet, "1974'teki Kıbrıs çıkartmasından sonra Yunan devletine nedense Batı Trakya'da biz kötü olduk." diye konuştu.
Ahmet, Yunanistan'ın AB'ye karşı kendisini iyi göstermek için oyalama politikası uyguladığına dikkati çekerek, Yunanistan'ın kanun tasarısına rağmen iç hukukunda Türk kelimesini hiçbir zaman kabullenmeyeceğini iddia etti.