Kadın ve Demokrasi Derneği (KADEM) Başkanı Doç. Dr. Yılmaz: "Suriyeli mültecilerle sorunlarını bire bir konuşuyoruz. Gelecekte ne yapmayı düşündüklerini soruyoruz. Görüştüğümüz birçok kişi 'Türkiye bizim ikinci ülkemiz, Türkiye bizim ikinci ana vatanımız" diyor.
Nobel Barış ödüllü Yemenli Tevekkül Karman, mülteci kamplarında insanlık onurunun ayaklar altında altına alındığını belirterek, ''Ürdün'deki Suriyeli mülteci kampını, Sırbistan'da ve son olarak Bangladeş'deki Rohingya kampını ziyaret ettik. Kamplarda mültecilerin durumlarını, şartlarını gözlerimizle gördük. İnsanlık onuruna yakışmayan manzaralar. Tek kelime ile bir trajedi yaşanıyor bu kamplarda." dedi.
Panelde konuşan vakfın Yönetim Kurulu Başkanı Karman, uluslararası ilk etkinliklerini İstanbul'da yapmaktan mutluluk duyduklarını söyledi. Göç ve göçmen sorununun dünyanın en büyük trajedilerinden biri olduğunu vurgulayan Karman, çözüm üretilmediği için sorunun her geçen gün daha da büyüyerek dünyanın büyük bir yarası haline dönüştüğünü belirtti.
Dünyanın birçok yerinde mülteci kamplarını ziyaret ettiğini aktaran Karman, ''Bu kamplarda gördüğümüz şey tam anlamıyla insanlık onurunu ayaklar altına alındığı bir manzara. Ürdün'deki Suriyeli mülteci kampını, Sırbistan'da ve son olarak Bangladeş'deki Rohingya kampını ziyaret ettik. Kamplarda mültecilerin durumlarını, şartlarını gözlerimizle gördük. İnsanlık onuruna yakışmayan manzaralar. Tek kelime ile bir trajedi yaşanıyor bu kamplarda. Mültecilerin durumları ülkeden ülkeye farklılık gösterse de görünen o ki zalimlerin davranışları birbirine benzer. Kurbanlara ve ve sivillere uygulanan ise hep aynıdır. Öldürme, cinayet, yıkım ve trajedi." diye konuştu.
DÜNYA MÜLTECİ SORUNUNU GÖRMEZDEN GELİYOR
Karman, savaşın olduğu her bölgede sivillerin korkunç şartlarla karşı karşıya kaldığını ifade ederek, Rohingya mülteci kampındaki gözlemlerini aktardı. Karman, Rohingyali mültecilerin insanlık dışı şartlar altında yaşamını sürdürdüğünü kaydederek şunları söyledi:
''Irak'ta, Myanmar, Afganistan'da, Suriye'de, Afrika'da mültecilerin bulundukları şartlar birbirine benziyor. Savaşlarda maalesef insanlar öldürülüyor, işkencelere maruz kalıyor, topraklarını, yurtlarını terk etmek zorunda kalıyorlar. Ve maalesef bu insanlık onurunu zedeleyen dram savaşın olduğu her yerde birbirine benziyor. Ne yazık ki dünya 22 milyonu aşan mülteci sorununa çözüm üretmek için ciddi bir çaba göstermiyor. BM Mülteciler Yüksek Komiserliği'nin 2012 rakamlarına göre 22 milyon 500 bin insan mülteci durumunda" dedi.
Sözerine devam ederken: "Rohingya mülteci kamplarında yaptığımız ziyaretler sırasında korkunç insan hak ihlalleri ile karşılaştık. Orada kadınlarla çocuklarla konuştuk. Orada yaşananlar medyaya yansıyanlardan çok daha korkunç. Myanmar hükümeti yaşlı, kadın, çocuk gözetmeden katliam düzenliyor. Kadınlar çocuklarıyla birlikte evleri yakılarak öldürülüyorlar. İnsanların boğazları kesiliyor ya da nehirlere atılarak boğuluyorlar. Burada büyük bir trajedi yaşanıyor. Gördüklerimiz, akıllara durgunluk verecek cinsten cinayetler." ifadelerini kullandı.
DÜNYAYA "CİNAYETLERİ DURDURUN" ÇAĞRISI
Karman, savaş bölgelerinde, mülteci kamplarında ve özellikle Myanmar'da yaşanan cinayetlerin bir an önce engellenmesi çağrısı yaparak, ''BM'ye sesleniyorum Myanmar hükümetini durdurun ve bu zulme ve cinayetlere engel olun. Bu cinayetleri işleyenleri uluslararası mahkemelerde yargılayın.'' dedi. Suriye'deki durumun da diğer bölgeler kadar trajik olduğuna vurgu yapan Karman, Suriye iç savaşı ile birlikte milyonlarca insanın mülteci durumuna düştüğünü belirtti.
YEMEN'DE İNSANLIK DRAMI YAŞANIYOR
Suriye'de yaşanan durumunun benzerinin Yemen'de de yaşandığını anlatan Tevekkül Karman şunları söyledi:
''Maalesef Yemen'de de aynı şekilde büyük bir trajedi yaşanmaktadır. Milyonlarca Yemenli topraklarını terk etmek zorunda kaldı. Dışarı çıkamayanlar ise büyük bir insanlık dramı ile yaşam mücadelesi veriyor. Salgın hastalıklar Yemen'de tehlikeli boyutlara ulaşmış durumda. Gıda sorunu var. Temiz su sorunu var. Ve insanlar her an ölümle karşı karşıyalar."
"SAVAŞIN YÜKÜNÜ KADINLAR VE ÇOCUKLAR GÖĞÜSLÜYOR"
Kadın ve Demokrasi Derneği (KADEM) Başkanı Doç. Dr. Sare Aydın Yılmaz da panelin ilk oturumunda yaptığı konuşmada, Türkiye'de 3,5 milyon mültecinin yaşadığını ve bunun küçük bir ülkenin nüfusuna denk geldiğini anımsattı.
KADEM bünyesinde Sığınmacı Kadınlar Sosyoekonomik Araştırmalar Merkezi oluşturduklarını aktaran Aydın, "Biz onların sorunlarını onlarla bire bir konuşuyoruz. Gelecekte ne yapmayı düşündüklerini soruyoruz. Görüştüğümüz birçok kişi, 'Türkiye bizim ikinci ülkemiz, Türkiye bizim ikinci ana vatanımız' diyor. 'Bizler eve geri dönmek istiyoruz, hiçbir dünya bizim dünyamızın yerini alamaz' diyorlar. Ancak Türkiye bizim ikinci evimiz, bizim için çok önemli' diyorlar. Eğer biz onları bir mülteci ya da göçmen olarak kabul etmiş olsaydık, bunu demezlerdi. O nedenle bu kişiler bizim kardeşlerimiz, çocuklarımız, arkadaşlarımız." diye konuştu.
Aydın, Türkiye'de yaşayan 3.5 milyon Suriyeli mültecinin yüzde 70'inin kadın ve çocuklardan oluştuğuna dikkati çekti.
Savaşlarda sorumluluk ve yükün daha çok kadınlar ve çocuklar tarafından göğüslendiğini ve onların bunu hak etmediklerini vurgulayan Aydın, sözlerini şöyle sürdürdü:
" Bu durum Batı ülkelerinin umurunda değil, bu onların sorunları değil. Başka gündemleri, sorunları var. Aslında mülteciler onlar için en tehlikeli sorun. Bunlar çocukmuş, kadınmış bir hafta ayakkabısız yürümüşler güvenli bir yer bulabilmek için, bunlar umurlarında değil. Bu bizim sorunumuz, Müslüman dünyasının sorunu. Bir Müslüman olarak bizler de bu sorunla ilgilenmeliyiz. Belki bizler politika yapıcı değiliz ama bizim görevimiz bu konuları tartışmak ve uluslararası toplumun dikkatini çekmek. Bu sorunun en önemli unsurları kadın ve çocuklar. Çünkü en hassas ve dezavantajlı nüfus onlar."
"SİVİL TOPLUM KURULUŞLARI VE MEDYA ARASINDA BÜYÜK BİR UÇURUM VAR"
Tevekkül Karman Vakfı Genel Müdürü Misk Al Junaid de geçen yıl şubat ayında Yemen'de savaşta yaralananlara yönelik bir rehabilitasyon merkezi olarak hizmete başladıklarını, kısa sürede çatışma bölgelerine 1 milyon dolar yardım sağladıklarını anlattı.
İnsani meselelerle sivil toplum kuruluşları ve medya arasında büyük bir uçurum olduğuna işaret eden Juniad, "Bu büyük uçurum insani meselelerde rol alma konusunda bir boşluk oluşturuyor. Yemen'de yaşanan trajedileri aktaramazsak nasıl çözüm üreteceğiz. Medyada çalışanlar bizim gerçeklerimizden haberdar değilse nasıl bir değişim çabası ortaya koyabileceğiz. İnsanların farkındalıkları ve bilinçleri için binlerce etkinlik yapmalıyız. Bu anlamda gösteriler etkinlikler düzenleyerek, dayanışma sağlamak zorundayız." ifadelerini kullandı.