Arama

  • Anasayfa
  • Dünya
  • İsrail ablukası altındaki Gazze'de kronik sorunlar

İsrail ablukası altındaki Gazze'de kronik sorunlar

Ivanka Trump ve Jared Kushner’in Kudüs’teki ABD Büyükelçiliği açılışında Netanyahu ailesiyle verdikleri samimi pozlarla, Kudüs’ün yüz kilometre uzağındaki Gazze’de yaşanan vahşetin görüntüleri aynı anda televizyon ekranlarına yansıdı. Bir yandan İsrail sosyal medyasında İsraillilerin Tel Aviv, Kudüs ve farklı yerlerdeki kutlamalarda çektiği fotoğraflar ve videolar yer bulurken, diğer yandan Gazze, İsrail’in 2014’teki saldırılarından sonraki en kanlı gününü yaşadı. 60'tan fazla Gazzeli ablukayı protesto ederken, İsrail’in Gazze sınırına çektiği tellere yaklaştıkları gerekçesiyle İsrail askerlerince vurularak öldürüldü.

İsrail ablukası altındaki Gazze’de kronik sorunlar
Yayınlanma Tarihi: 23.05.2018 00:00:00 Güncelleme Tarihi: 23.05.2018 19:15

Ivanka Trump ve Jared Kushner'in Kudüs'teki ABD Büyükelçiliği açılışında Netanyahu ailesiyle verdikleri samimi pozlarla, Kudüs'ün yüz kilometre uzağındaki Gazze'de yaşanan vahşetin görüntüleri aynı anda televizyon ekranlarına yansıdı. Bir yandan İsrail sosyal medyasında İsraillilerin Tel Aviv, Kudüs ve farklı yerlerdeki kutlamalarda çektiği fotoğraflar ve videolar yer bulurken, diğer yandan Gazze, İsrail'in 2014'teki saldırılarından sonraki en kanlı gününü yaşadı. 60'tan fazla Gazzeli ablukayı protesto ederken, İsrail'in Gazze sınırına çektiği tellere yaklaştıkları gerekçesiyle İsrail askerlerince vurularak öldürüldü.


"Büyük Dönüş Yürüyüşü" adıyla 30 Mart'ta başlayan ve 15 Mayıs'ta sona erdirilmesi planlanan protestolar, İsrail işgali altındaki topraklardan Gazze'ye sığınan Filistinli mültecilerin geri dönüş hakkını talep için düzenleniyordu. Filistinliler için 30 Mart, "Toprak Günü" olarak biliniyor ve 30 Mart 1976'da İsrail'in Filistinlilerin topraklarına haksız şekilde el koymasına karşı başlatılan protestolarda, İsrail polisinin altı kişiyi öldürerek karşılık vermesinden beri Filistinlilerin gasp edilen topraklarını talep etmek için bir araya gelip protestolar düzenledikleri bir tarih olarak sembolik önemini koruyor.


Protestoların son bulacağı söylenen 15 Mayıs ise, Filistinlilerce Nekbe (Büyük Felaket) Günü olarak biliniyor ve 1948 Savaşından sonra Filistinlilerin topraklarından çıkarıldıkları, Ortadoğu coğrafyasının ve sonrasında dünyanın dört bir yanına sürgüne gittikleri günü ifade ediyor. 1948 Savaşının sonucunda mülteci olarak hayatına devam eden Filistinler ve nesilleri, dünya üzerinde en az 7.2 milyonluk bir nüfusa tekabül ettiği biliniyor. Başlarda Gazzeliler 15 Mayıs 2018 yani Nekbe Gününde protestoların son bulacağını söyledilerse de 15 Mayıs'ın kanlı bir gün olmasının ardından protestolar sıcaklığını korumaya devam ediyor. 18 Mayıs Cuma günü Gazze sınırındaki protestolarda 56 kişi yaralandı.


GAZZE'DEKİ KRONİK SORUNLAR

Protestoların amacının her ne kadar geri dönüş hakkı olduğu söylense de Gazzelilerin ölümü ya da sakatlanmayı göze alarak protesto için İsrail sınırına gitmeleri tamamen bundan ibaret değil. Filistinli mültecilerin çıkarıldıkları bölgelere dönüş hakkı talepleri, onlarca yıldır dile getirilse de mevcut dengeler dikkate alındığında bunun artık gerçekçi görünmediği söylenebilir. Protestolar daha çok, 11 yıldır uygulanmakta olan sıkı ablukanın bir sonucu.

Hamas'ın Gazze'de iktidara geldiği 2007 yılından bu yana devam eden ve Mısır'ın da örtülü destek verdiği abluka döneminde Gazze, katı ambargoya ve kontrollere ilave olarak 2008-2009'da Dökme Kurşun Operasyonu, 2012'de Savunma Sütunu ve 2014'teki Koruyucu Kalkan operasyonlarında üç defa ağır bombardımana maruz kaldı. Bu operasyonlarda hastaneler ve kamu binalarıyla, şehirlerin altyapıları büyük ölçüde zarar görürken, İsrail'in inşaat malzemesi girişini kısıtlaması yeniden inşa faaliyetlerini de sekteye uğrattı.

Gazze'de gündelik hayatı büyük ölçüde sekteye uğratan faktörlerden biri de uzun süredir devam eden elektrik kesintileri oldu. Nisan 2017'de Gazze'deki jeneratörlerin yakıtının bitmesinin ardından yakıt alınamaması ve Mısır'ın da elektrik sağlamak için çeşitli siyasi şartlar öne sürerek işi yokuşa sürmesi, Gazze'de elektrik krizinin başlangıcı oldu. Akabinde Filistin Yönetimi'nin Gazze'nin elektrik tüketimi için İsrail'e ödeme yapmayacağını bildirmesi üzerine, İsrail Gazze'ye sağladığı elektriği gün geçtikçe artan düzeylerde kısıtlamaya başladı. Bu da mevcut durumda ortalama dört saatlik elektrik tüketebilen Gazzelilerin elektrik tüketim sürelerinin en az 45 dakika daha kısalması anlamına geliyordu. Temelinde Batı Şeria'daki Fetih yönetimiyle Gazze'deki Hamas yönetimi arasındaki anlaşmazlıkta Fetih'in Hamas'ı güçsüzleştirme çabası olmakla birlikte, İsrail'in Gazze'ye elektrik ambargosu uygulaması için bir zemin sağlıyordu. Bu durumun Gazze'de sosyal bir patlamaya yol açabileceği defalarca gündeme gelse de elektrik kesintileri, saatlik elektrik arzının 7-8 saate yükseldiği Ocak 2018 başına dek devam etti.

Protestoların gittikçe şiddetlenerek devam etmesinin temelindeki sebeplerden biri de ABD Büyükelçiliğinin Kudüs'e taşınması oldu. Nekbe günüyle ABD'nin Kudüs hamlesinin aynı güne denk gelmesinin bir sonucu olarak, 15 Mayıs'ta Gazze-İsrail sınırındaki protestolarda ciddi bir tepki açığa çıktı ve İsrail askerlerinin müdahalesi 60'tan fazla kişinin hayatına mal oldu.

GÖSTERİCİLERİN MOTİVASYONLARI

2014'teki savaştan sonra meydana gelen gelişmeler ve çözüme kavuşturulamayan sıkıntılar, Gazze'de bir neslin bütün hafızasını işgal etmiş durumda. Protestolara katılanların çoğunluğu, çocuklukları ve ilk gençlik dönemlerinden beri İsrail'in Gazze'ye uyguladığı ablukanın onurlu bir yaşam imkanını ellerinden aldığı 20-30 yaş arası gençlerden oluşuyor. Aralarında İsrail saldırılarında yaralanarak sakat kalan ve dahası İsrailli keskin nişancıların hedefi olarak öldürülenler var.

Ocak ayındaki protestolar esnasında İsrail askeri tarafından katledilen, engelli olmasına karşın taşıdığı mücadele azmiyle bütün dünyada büyük ilgi uyandıran İbrahim Ebu Turaya'nın hayat hikayesi protestocuların genel motivasyonları hakkında çok şey söylüyor: Ebu Turaya iki bacağını da 2008'de İsrail'in Gazze'yi vurduğu Dökme Kurşun Operasyonu'nda henüz 20 yaşındayken kaybetti. Gazze'deki Şati Mülteci Kampında hayatına devam eden Turaya, 29 yaşına kadar oto yıkamacısı olarak geçimini temin etti ve Ocak ayında İsrail ordusundan bir keskin nişancının hedefi olarak hayatını kaybetti. Dünyanın nüfus olarak en yoğun bölgelerinden birinde eğitim ve istihdam konusunda imkanlara erişim sıkıntısı yaşayan Gazze gençliği, mevcut abluka koşullarında hayatlarına alternatifsiz olarak devam ediyor. Bu durum protestoları gençlik için yegane alternatif haline getiriyor.

Şimdiye dek Gazze'ye gönderilen insani yardımlar dışında, yapısal bir çözüm önerisi getirilebilmiş değil. Her ne kadar İsrail protestoların ve İsrail ordusunun gerçekleştirdiği cinayetlerin tek sorumlusu olarak Hamas'ı ilan etmiş, uluslararası toplumdan tatmin edici bir ses çıkmamış ve mesele henüz doğru düzgün bir çerçevede Birleşmiş Milletler Genel Kurulunda bile tartışılamamış olsa da, Gazze'deki hayat bütün sıkıntılarıyla ortada ve bu gidişle de kalıcı bir çözüme ulaşılamayacağı aşikar.

Diğer yandan İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'ya yolsuzluk suçlamasıyla açılması muhtemel davalardan ötürü İsrail'deki siyasi ortamın karışma potansiyeli oldukça yüksek. Netanyahu'nun seçmen tabanını tekrar toparlamak adına yeni bir Gazze savaşı başlatıp başlatmayacağı sorusu, Gazze'nin ilerleyen dönemdeki durumuna dair önemli sorulardan biri.

TRT World'de araştırmacı olarak çalışan Özgür Dikmen, İsrail siyaseti ve dış politikası alanlarında çalışmalarına devam etmektedir.

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN