Birleşmiş Milletler (BM) Yargısız ve Keyfi İnfazlar Özel Raportörü Agnes Callamard'ın, Cemal Kaşıkçıcinayetinden Suudi Arabistan'ı sorumlu tutmasının ardından gözler başta BM olmak üzere uluslararası toplumun atacağı adımlara çevrildi.
Suudi gazeteci Kaşıkçı'nın, evlilik işlemleri için 2 Ekim 2018'de girdiği Suudi Arabistan'ın İstanbul Başkonsolosluğu'nda organize bir şekilde katledilmesinden aylar sonra BM kanadından en sert açıklama geldi. BM Özel Raportörü Callamard, gazeteci Kaşıkçı cinayetine yönelik 28 Ocak-3 Şubat'ta Türkiye'ye ziyaretinin ardından elde ettiği bulgulara ilişkin dün yazılı açıklama yaptı. Ziyaret sırasındaki desteğinden dolayı Türkiye'ye teşekkür eden Callamard'ın, "Türkiye'deki görevim sırasında toplanan deliller, Kaşıkçı'nın, Suudi Arabistan Devleti yetkilileri tarafından vahşice ve önceden tasarlanmış cinayete kurban gittiğini gösteriyor." ifadeleri dünya gündemine bomba gibi düştü. Uluslararası haber ajansları, Callamard'ın Kaşıkçı cinayetinden Suudi Arabistan yetkililerini sorumlu tutmasına geniş yer verdi.
AÇIKLAMALAR YANKI UYANDIRDI
BM Genel Sekreteri Antonio Guterres ve BM İnsan Hakları Yüksek Komiseri Michelle Bachelet'in, Kaşıkçı cinayetine ilişkin itidalli açıklamalar yapması, sıkça BM'nin pasif kaldığına ilişkin eleştirilere yol açıyordu. Gerek Guterres, gerek Bachelet sürekli olarak uluslararası bir soruşturmanın gerekliliğini vurgulamakla beraber, Suudi Arabistan'ı doğrudan hedef alan ifadelerden kaçınıyordu. Fakat dün, Callamard'ın Türkiye'ye övgüde bulunduğu ve Suudi Arabistan makamlarını somut şekilde Kaşıkçı cinayetinden sorumlu tuttuğu açıklamalar, büyük yankı uyandırdı.
"SES KAYDI KAN DONDURUCU VE TÜYLER ÜRPERTİCİ"
Callamard, Kaşıkçı cinayetinin en temel hak olan yaşam hakkının en ağır ihlali olduğunu vurgulayarak şöyle demişti:
"Türkiye'nin uluslararası hukuk çizgisindeki ivedi, etkili, kapsamlı, bağımsız, tarafsız ve şeffaf soruşturma yürütme çabaları Suudi Arabistan tarafından ciddi şekilde engellendi ve baltalandı. Diplomatik misyonların yasal kullanımına ilişkin yükümlülükler de dahil Kaşıkçı'nın öldürülmesi uluslararası hukukun ve uluslararası ilişkilerin temel kurallarının ihlalidir. Ne yazık ki profesyonel ve etkili bir olay yeri incelemesi ve soruşturma kapsamında uluslararası standartların gerektirdiği aramalar için Türk soruşturmacılara yeterli zaman ve erişim izni sağlanmadı."
Kaşıkçı cinayetine ilişkin dinlediği ses kaydını ise "kan dondurucu ve tüyler ürpertici" olarak niteleyen Callamard, cinayetin "cezasız kalınacağı beklentisiyle" gerçekleştirilmesini kınamıştı. Callamard, "cinayet ve acımasız vahşetin" Kaşıkçı'nın sevenleri için "geri döndürülemez" bir trajedi olduğunun altını çizmişti.
BM de dahil olmak üzere uluslararası toplumun cinayete daha fazla odaklanması gerektiğini vurgulayan Callamard, "Güvenlik için yurt dışına kaçmak gitgide daha az güvenilir bir korunma şekline dönüştü. Uluslararası toplum bu tür eylemlere karşı güçlü ve kolektif bir tavır almak zorunda." değerlendirmesinde bulunmuştu.
Callamard açıklamasında, İstanbul ziyaretinde Suudi Arabistan BaşKonsolosluğundan içeri girmesine izin verilmemesine ise değinmemişti.
CALLAMARD İLE İŞ BİRLİĞİ YAPIN ÇAĞRISI
BM Cenevre Ofisi Sözcüsü Alessandra Vellucci, Callamard ve ekibinin başkonsolosluk binasına sokulmamasına ilişkin AA muhabirine yaptığı açıklamada, Özel Raportörün BM İnsan Hakları Konseyi tarafından görevlendirildiğini anımsattı.
Callamard'ın BM Genel Sekreteri'nin talimatıyla çalışmadığını ve bağımsız insan hakları uzmanı olduğuna işaret eden Vellucci, "Ama genel olarak baktığımızda BM Genel Sekreteri insan hakları mekanizmasını destekliyor. Bundan dolayı tüm ülkelere özel raportörler de dahil bu mekanizmayla iş birliği yapma çağrısında bulunuyoruz." diye konuştu.
BUNDAN SONRA NE OLACAK?
Kaşıkçı cinayetine ilişkin delilleri gelecek haftalarda değerlendirmeye devam etme niyetinde olduğunu belirten Callamard, cinayet öncesi ve sonrası bilgi ve istihbarata sahip olanları kendileriyle irtibata geçmeye davet etmişti.
Callamard, yürüttüğü uluslararası soruşturma sonucunda haziran ayında Cenevre'de yapılacak İnsan Hakları Konseyi'nin 41. oturumuna rapor sunacak.
Dün yaptığı açıklamada, cinayetten sorumlu tuttuğu Suudi Arabistanlı yetkililerin isimlerini belirtmeyen Callamard'ın bu isimleri İnsan Hakları Konseyi veya İnsan Hakları Yüksek Komiserliği Ofisi'ne bildirmesi bekleniyor. Callamard, Konsey'e Kaşıkçı cinayetinin sorumlularının cezalandırılması da dahil bir dizi öneriyi sunacak.
47 üyeli konseyde müzakere edilecek raporun ardından bazı ülkelerin Suudi Arabistan'ı kınayan karar tasarısı sunmasına kesin gözüyle bakılıyor.
Oylamadan çıkacak sonucun bağlayıcı bir tarafı olmasa da BM Güvenlik Konseyi ve uluslararası toplumda baskı oluşturuyor.
BM İnsan Hakları Yüksek Komiseri Bachelet, Aralık ayında yaptığı açıklamada, Cemal Kaşıkçı'nın öldürülmesine ilişkin "cezai bir soruşturma" için yetkileri olmadığını, böyle bir soruşturmanın ancak BM üyesi ülkeler ve BM Güvenlik Konseyinin girişimiyle yapılacağına dikkat çekmişti.
CALLAMARD'IN TÜRKİYE ZİYARETİ YOĞUN GEÇMİŞTİ
Callamard'ın Türkiye'ye ziyaretine, İngiliz avukat Helena Kennedy ile eski Dünya Adli Tıp Akademisi Başkanı ve Coimbra Üniversitesi Tıp Fakültesi Müdürü Prof. Dr. Duarte Nuno Vieira'nın da eşlik etmişti.
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ve Adalet Bakanı Abdulhamit Gül tarafından kabul edilen Callamard, MİT Başkanı Hakan Fidan ve İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı İrfan Fidan ile de bir araya gelmişti.
Callamard ayrıca, AK Parti Genel Başkan Danışmanı Yasin Aktay, Türk Arap Medya Derneği Başkanı Turan Kışlakçı, Kaşıkçı'nın nişanlısı Hatice Cengiz, bazı gazeteciler ve STK temsilcileriyle görüşmüştü.