Milli Eğitim Bakanlığı Özel Eğitim ve Rehberlik Hizmetleri Genel Müdürü Mustafa Otrar, özel eğitimle ilgili politikalarda da görme ve işitme engelliler gibi sadece salt bir engel alanına hitap eden bir eğitimden ziyade, kaynaştırma ve bütünleştirme tarzı eğitimi benimsediklerini söyledi.
Otrar, Karadeniz Teknik Üniversitesi Prof. Dr. Osman Turan Kongre ve Kültür Merkezi'nde düzenlenen, "33. Ulusal Özel Eğitim Kongresi"nin açılışında, kaynaştırma tarzı eğitimde alınması gereken mesafe olduğunu belirtti.
Ayrıştırmacı eğitime karşı olduklarını vurgulayan Otrar, "Özel eğitimle ilgili politikalarımızda da görme engelliler, işitme engelliler gibi sadece salt bir engel alanına hitap eden bir eğitimden ziyade, kaynaştırma ve bütünleştirme tarzı eğitimi benimsiyoruz. Bu konuda almamız gereken yollarımız var kesinlikle. Bize göre mesele, çocuğun sınıfa falan kaynaştırılması değildir, mesele çocuğu hayata kaynaştırmaktır." dedi.
Otrar, engelli çocuğu sürekli kendi engelinden oluşanlarla bir arada tutmanın onu normal hayattan koparacağına işaret ederek, bu konuya özellikle dikkat edilmesi gerektiğini aktardı.
Özel eğitimde ve üstün zekalı çocuklarda tanılama süresinin çok önemli olduğuna dikkati çeken Otrar, "Tanılama süreci bir kere çok hassas. Test ahlakı, test etiği bu konuda ekstra hassas ve bunu en iyi biz sağlayabiliriz. Bu konudaki hassasiyetimiz bizi kendi bünyemizde, standartlarımızla geliştirdiğimiz, geliştireceğimiz testlere yöneltti." dedi.
Otrar, zeka testlerinin şu anda yurt dışından alındığını ancak yerli ve milli teste geçileceğini ifade ederek, şu değerlendirmede bulundu
"Bu konuda ilk ayağı yere basan zeka testlerinin, ordu alfa, ordu beta testleri olduğunu varsaysak aşağı yukarı 1914-1918 yılları arasında. Türkiye'de baktığımız zaman şöyle ayağı yere basan yerli, milli diyeceğimiz tarzda bir test kıymetli Uğur Sak hocamız tarafından bizlere takdim edildi. Yaklaşık olarak 2016 civarında ben karşılaşmıştım. Aradan aşağı yukarı 100 yıllık bir zaman geçmiş, 1916-2016, dramatik. Bana göre bir ülkenin kendi silahını, SİHA'sını yapması ve kendi testini geliştirmesi arasında mantıksal olarak hiçbir fark yoktur. Bir başkasına 'eyvallah' edebileceğimiz bir şey değildir bu. Yani Türkiye'nin kendi cevherleri, öz yeterlilikleri, eğitimi, bu tarz testleri geliştirmeye muktedir insanlarla doludur. Dolayısıyla biz de buradan hareketle kendi testlerimizi geliştirmek için harekete geçtik. Şu an Allah nasip ederse önümüzdeki 3-5 ay içerisinde kendi kültürümüzün kodlarına göre geliştirilmiş, kendi ürünümüz olan, kendi standartlaştırmış olduğumuz 2 adet özel testi de zeka testini de sizlerle paylaşmak isterim. Bizim için anlamlı, önemli zira bu tür testleri dışarıdan alıyoruz."
Trabzon Üniversite ev sahipliğinde "Cumhuriyet'in 100. Yılında Özel Eğitim" ana temasıyla düzenlenen kongrede, Hacettepe ve Ankara Üniversitesi ile Eskişehir Osmangazi Üniversitesi'nden bazı öğretim üyeleri de sunum yaptı. Öğrenciler, akademisyenler ve özel eğitim öğretmenlerinin katıldığı kongre 27 Ekim'de sona erecek.