MESCİD-İ AKSA YERYÜZÜNDE İNŞA EDİLMİŞ İKİNCİ MESCİTTİR
➡ Ebuzer Gıffari (ra)'dan rivayetle Hz. Muhammed (sav) şöyle buyurmuştur:
"Ey Rasulallah! Yeryüzünde inşa edilen ilk mescit hangisidir? diye sordum. O (sav) dedi ki: Mescid-i Haram'dır. Ben dedim ki: Ondan sonra hangi mescit inşa edilmiştir? Dedi ki (sav): Mescid-i Aksa. Dedim ki: O ikisinin inşa edilmesi arasında ne kadar süre vardır? Dedi ki (sav): Kırk sene. Sen nerede olursan ol vakit girdiğinde namazını eda et. Yeryüzü senin için mescit kılınmıştır".
➡ Meşhur sahabe efendilerimizden Ebuzer Gıffari (ra) ve Hz. Muhammed (sav) arasında geçen bu diyalog o dönemde mukaddes mekânlara ve bu mekânların tarihine verilen öneme işaret etmektedir. Görünen odur ki sahabiler kendi aralarında Müslümanlar için kutsal olan mekânlarla alakalı istişareler yapmışlar ve Hz. Peygamber (sav)'e de bu konu hakkında sorular sormuşlardır.
➡ Ebuzer Gıffari (ra) zikredilen hadisin gerçekleştiği ortamda ard arda kutsal mekânlar ve bunların yapım zamanları hakkında soru sormuş her defasında da Hz. Muhammed (sav) sorulara net cevaplar vermiştir. Efendimiz (sav)'in sorulara bu denli cevap vermesi hem Peygamber olarak tebliğ etme görevinden ileri gelmektedir hem de hadis-i şeriften de anlaşıldığı üzere kendisinin de konuya karşı şahsi bir ilgisi vardır.
➡ Şeri nas olarak kabul edilen ayet ve hadisler birbirleri ile asla çelişmezler bilakis birbirlerini teyit ederler. Hz. Muhammed (sav) yukarıda zikretmiş olduğumuz hadiste yeryüzünde inşa edilen ilk mescidin Mescid-i Haram olduğunu haber vermiştir. Aynı bilgiye Al-i İmran suresinin 96. ayetinde de rastlamak mümkündür. Ayet-i kerimede şöyle buyrulmaktadır: "Gerçek şu ki insanlar için yeryüzünde kurulan ilk mabed mübarek Mekke'dekidir". Dolayısıyla iki bilgi birbirini desteklemekte ve doğrulamaktadır.
📌 Yalnız Mescid-i Haram ve Mescid-i Aksa arasında ki şu farka dikkat çekmekte fayda vardır. Kâbe'yi içine alan Mescid-i Haram adı üstünde harem bir bölgedir, yani içinde adam öldürmek veya herhangi bir canlıya zarar vermek haramdır. Harem kuralları çiğnendiği zaman kefaret ödenmesi gerekir ancak bu durum Mescid-i Aksa için geçerli değildir. Mescid-i Aksa her ne kadar üç büyük mescitten olsa da harem olma özelliğine sahip değildir.
➡ Hadis-i şerifte dikkat çekilen bir diğer noktada Mescid-i Haram ile Mescid-i Aksa'nın yapımı arasındaki zamanın çok kısa olmasıdır. Dolayısıyla büyük bir ihtimalle ilkini inşa eden kişi veya kişilerle ikincisini inşa eden kimseler aynıdır. Kabe'yi ilk inşa eden kimsenin Adem (as) ya da melekler olduğu düşünülmektedir. Ancak yaygın olan görüş Hz. Adem'in inşa ettiği yönündedir. Zaman içerisinde farklı dönemlerde Hz. Süleyman Mescid-i Aksa'yı Hz. İbrahim de Kabe'yi yenilemiş; belli olan sınırları üzerinde yeniden kaim kılmışlardır.
➡ Mescid-i Aksa Mekke'den uzak olduğu için Arapçada "en uzak mescit" anlamına gelecek şekilde isimlendirilmiştir. Ancak Mescid-i Aksa mukaddes bir mekân olduğu için ve takdis edilen mekanlar kötülükten ve pislikten hali oldukları için Mescid-i Aksa'ya "şerden uzakta olan mescit" anlamında bu isim verilmiş olabilir. Mescid-i Aksa'nın ismi Kur'an-ı Kerim'de açık olarak yalnızca İsra Suresi'nde geçmektedir.
➡ Hadis-i şerifte ismi geçen iki mescidin de yapım aşaması birbirine çok yakındır. İkisi de kendi içinde oldukça önemlidir. İsra-Miraç olayı da bu iki mescit arasında gerçekleşmiştir. Bu olay da bu iki mescidin birbiri ile olan alakasını güçlendirmektedir.
MÜSLÜMANLARIN KALBİ MESCİD-İ AKSA İLE ATAR
➡ Ebuzer Gıffari (ra)'dan rivayetle:
Biz bir keresinde Rasulullah (sav)'in huzurundayken, "Ey Allah'ın Rasulü Mescid-i Nebevi mi yoksa Mescid-i Aksa mı daha faziletlidir?" diye sorduk. Rasulullah (sav) dedi ki; "benim mescidimde kılınan namaza Mescid-i Aksa'da kılınan namaza kıyasla dört kat daha çok sevap verilir. Mescid-i Aksa namaz kılmak için ne de güzel bir mekândır. Öyle bir zaman gelecek ki eğer bir kimse atını bağlayacak kadar uzunluktaki ip kadar alana sahip olursa ve bu alan da Mescid-i Aksa'yı gören bir mekanda olursa bu o kimse için bütün dünyadan daha hayırlıdır."
➡ Ebuzer Gıffari (ra) bu soruyu sorduğu zaman Mescid-i Aksa Rum hükmü altındaydı. Her ne kadar Mescid-i Aksa o zamanlar Müslümanlara ait olmasa da sahabeler orayı çok önemsiyor hatta Mescid-i Nebevi ile kıyaslıyorlardı. Bu konu ile alakalı olarak Hz. Peygamber'e soru sormaları konuyu ne denli içselleştirdiklerinin bir göstergesidir.
➡ Sahabilerin "Hangisi daha faziletli sorusu?" oldukça manidardır. Çünkü Mescid-i Nebevi kendilerinin hemen yanı başında durmakta iken hiç görmedikleri aslında yıkık halde bulunan ve Müslümanların kontrolü altında olmayan bir bölgedeki Mescid-i Aksa'nın mı yoksa nice zorlukların ardından bizatihi kendi elleri ile inşa ettikleri Mescid-i Nebevi'nin mi daha faziletli olduğu konusunda aralarında ayrılığa düşmüşler ve Hz. Peygamber'e böyle bir soru yöneltmişlerdir. Bazı sahabiler konumu itibariyle Mescid-i Nebevi'yi daha üstün tutarken bazıları da yeryüzünde inşa edilen ikinci mescit olduğu, birçok peygamberin Mescid-i Aksa civarında yaşadığı, İsra-Miraç hadisesinin Mescid-i Aksa'da gerçekleştiği ve bir müddet Müslümanlara kıble olduğu için bazı sahabiler Mescid-i Aksa'yı daha üstün tutmuşlardır.
➡ Hz. Muhammed (sav) kendisine yöneltilen soru karşısında Mescid-i Nebevi için daha faziletlidir demekten ziyade Mescid-i Nebevi'de namaz kılmanın sevabı daha çoktur cevabını vermiş ancak hemen sonra Mescid-i Aksa için "o ne güzel mescittir" diye ekleme yapmıştır ki sahabiler tarafından Mescid-i Aksa'nın önemsiz olduğuna dair bir algı oluşmasın.
➡ Hadis-i şerifte dikkat çeken bir diğer husus, Hz. Peygamber (sav)'in yalnızca Mescid-i Aksa'nın güzel bir mescit olduğunu vurgulama ile yetinmeyip ona yakın bir mülk edinmenin dünyalardan daha hayırlı olduğuna dair vermiş olduğu haber ve Mescid-i Aksa çevresinde yaşamaya karşı yapmış olduğu teşviktir.
➡ Sanki Allah Rasulü o günden bizlere seslenmiş ve işgal altındaki Kudüs'ü Müslüman diyarı haline getirmemizi öğütlemiş gibidir. Hadis-i şeriften anlaşıldığı üzere Mescid-i Aksa'yı ve çevresini mekân edinmeye çalışmalıyız. Mevzu sadece oraya gidip, namaz kılıp katlarca sevap elde ederek dönmek değil; aynı zamanda oradaki ikametimizi Müslüman olarak kalıcı hale getirmek için çözüm arayıp harekete geçmektir, vesselam…
FİKRİYAT
SÜMEYYE ALI JABER
FİKRİYAT.COM SOSYAL MEDYADA!
Dijital medyanın tüm mecralarında yer alan Fikriyat.com sosyal medyada da aktif olarak faaliyet gösteriyor.
Fikriyat'ı aşağıdaki sosyal medya adreslerinden takip edebilirsiniz;
👉 Fikriyat.com mobil uygulamasını ise buradan indirebilirsiniz.
TÜM ÇALIŞMALAR YOUTUBE KANALIMIZDA!
Fikriyat.com sitesinde ve mobil uygulamasında yer alan tüm video içeriklerini eş zamanlı olarak da youtube kanalımız üzerinden izleyebilirsiniz.
YOUTUBE 👉 Fikriyat TV