📌 Osmanlı, tarihin en kanlı savaşı olan I. Dünya Savaşı'nda yedi düvele karşı mücadele verdi. En önemli cephesi olan Çanakkale'de metrekareye 6 bin mermi düştü, binlerce asker şehit oldu. Düşman kuvvetler tüm güçleri ile bu cepheye yüklendi, Gelibolu'da savaş oldukça şiddetliydi.
📌Milletimiz tüm gücüyle vatanı savunuyordu. Çünkü Çanakkale düşerse İstanbul da düşerdi. 18 Mart 1915'te Osmanlı'nın imanlı gençleri işgalcilere ağır bir mağlubiyet yaşattı.
📌Çanakkale Harbi'ne memleketin dört bir yanından, henüz çocuk yaşta sayılabilecek pek çok kişi gönüllü oldu. Çarpışmalar o kadar şiddetliydi ki meydana gelen boşlukları doldurmak için diğer cephelerden asker getirilemiyordu. İtilaf devletlerinin kara çıkartmasına başlamasıyla da cephede acil takviye kuvvetine ihtiyaç duyuldu. Sultan V. Mehmed Reşad bu ihtiyaç nedeniyle bir irade yayınlayarak lise talebelerini de cepheye çağırmak zorunda kaldı.
🎥Fikriyat Çanakkale özel- Destanın yazıldığı topraklardayız!
📌 Harbiye Nezareti de 1896 doğumluların yani 19 yaşındakilerden henüz askere çağrılmayanların ve 1897 eski takvime göre 1315 doğumlulardan, bedenleri gelişmiş, harbe elverişli ve silah kullanmaya kabiliyetli olanların orduya katılmalarını istedi. Bunun üzerine memleketin dört bir yanından, hayatlarının baharındaki gençler, bir daha evlerine dönmeme düşüncesiyle savaş meydanlarına gittiler.
📚Çanakkale'de kimlere karşı savaştık?
Canlarını verdiler ama vatanlarını vermediler. Çanakkale destanında bir yıldız da onlar oldu.
📌"Hey Onbeşli" türküsü de vatanını müdafaa etmek isteyen bu gençlerin hikâyesini anlatır. Burada sözü edilen onbeşliler 1315 doğumlulardı. Aralarında Kınalı Ali de vardı. Köyünden askere giderken annesi başına kına yakmıştı.
✍️Eski Defterlerin bugünkü bölümünde sizlere, şanlı destanımızda büyük pay sahibi olan ve bir daha evlerine dönmemek üzere savaş meydanına koşan onbeşlilerin öyküsünden bahsedeceğiz. #onbeşliler #ÇanakkaleZaferi pic.twitter.com/fKmzwp5SC5
— Fikriyat (@fikriyatcom) March 23, 2021
➡ Üsteğmen Faruk cepheye yeni gelen askerleri kontrol ederken saçının ortası sararmış bir çocuk görür. "Evladım bu kafanın hali ne?" diye sorar. Ali "Anam cepheye gelirken kına yaktı, komutanım!" der. Üsteğmen "Neden?" diye sorduğunda "Bilmiyorum, komutanım." yanıtını alır. "Peki, gidebilirsin Kınalı Ali" der komutan.
O günden sonra bu genç, Kınalı Ali olarak anılmaya başlar ancak arkadaşlarının da alay konusu olur. Bunun üzerine Ali, çatışmaya gitmeden önce annesine bir mektup yazar. "Anne bana kına yaktın. Burada herkes benimle alay ediyor. Bari küçük kardeşim askere giderken kına yakma ki onunla da alay etmesinler." Ali, gönderdiği mektubun cevabı gelmeden şehit olur.
🎧 Fikriyat podcast uygulamasındaki programları dinlemek için tıklayın
Oğlunun şehit olduğundan haberi olmayan anne ise cevaben yazdığı mektupta, "Bizde 3 şey için kına yakılır; koça kına yakılır Allah'a kurban olsun diye; geline kına yakılır eşine çocuklarına kurban olsun diye; bir de askere gidenlere kına yakılır vatana kurban olsun diye." der.
Şehitleriyle beraber yaşayan bir milletin evladı olarak bugün sizlere Çanakkale'den seslendik.
Ey, bu topraklar için toprağa düşmüş asker!
Gökten ecdâd inerek öpse o pâk alnı değer.
Ne büyüksün ki kanın kurtarıyor tevhidi...
Bedr'in arslanları ancak, bu kadar şanlı idi.
"Bu topraklar için toprağa düşmüş" kahraman askerlerimizi rahmet ve minnetle anıyoruz.
FİKRİYAT
Editör-Sunucu: Burcu Sandıkçı
Kamera-Kurgu: Ahmed Helal