Farabi kimdir? Farabi'nin hayatı ve eserleri nelerdir?
Bilinen lakabıyla "İkinci Aristo" ya da Farabi, İslam felsefesini metot, terminoloji ve problemler açısından temellendiren ünlü bir filozoftur. O, maddi servete değer vermeyen, şöhret ve gösterişten nefret eden, ruh ve ahlak temizliğini her şeyin üstünde tutan bir zahid idi. Büyük Türk bilgini ve filozof Farabi'nin doğumunun 1150. yıl dönümü anısına Birleşmiş Milletler 2020 senesini, Dünya Farabi yılı ilan etti. Bu vesile ile günlük ihtiyacını karşılayacak dört dirhem gümüş paradan başkasını kabul etmeyen Farabi'nin hayatını derledik.
Giriş Tarihi: 20.10.2019
09:29
Güncelleme Tarihi: 21.12.2019
11:10
Menkıbede yer alan filozofun yetmiş dil bildiği hususuna gelince, şüphesiz bu telakki onun çok dil bildiği anlamında mecazi bir ifadedir ve abartılmış da olsa bir gerçeği vurgulamaktadır. Zira filozofun Kitâbü'l-Ḥurûf, el-Elfâẓü'l-müstaʿmele fi'l-manṭıḳ ve el-Mûsîḳa'l-kebîr adlı eserlerinde bazan Arapça bir kelime veya terimin Grekçe, Süryânîce, Farsça ve Soğdca'daki karşılıklarını verdiğine bakılırsa onun ana dilinden başka beş altı dili az veya çok bildiğini kabul etmek gerekir.
Öte yandan Farabi'nin Grekçe "sofist" kelimesinin etimolojisini yanlış vermesinden onun bu dili bilmediği sonucu çıkarılamaz. Zira Arapça'ya aktarılan Helenistik kültür ürünlerinde bu tür hatalara rastlanması olağan sayılmaktadır; dolayısıyla bu durum önceki bir yanlış yorumdan kaynaklanmış olabilir.
MADDİ SERVETE DEĞER VERMEZDİ
Maddî servete değer vermeyen, şöhret ve gösterişten nefret eden, ruh ve ahlak temizliğini her şeyin üstünde tutan bir zâhid idi. İlim ve sanat adamlarına büyük değer vermesiyle tanınan Seyfüddevle filozofa ikram ve ihsanda bulunmak istemişse de Farabi günlük ihtiyacını karşılayacak dört dirhem gümüş paradan başkasını kabul etmemiştir. Genellikle münzevi bir hayat yaşamayı seven Fârâbî hiç evlenmemiş ve mal mülk edinmemiştir. Fırsat buldukça su kıyılarında ve bağlık bahçelik yerlerde gezinir, öğrencileriyle buralarda buluşurdu.
Taḥṣîlü's-saʿâde adlı eserinde kâmil bir filozofun niteliklerinden, "Öğrenim sırasında karşılaştığı güçlüklere katlanmalı, üstün bir zekâ ve kavrayışa sahip bulunmalı, doğruluğu ve doğruları, adaleti ve âdil olanları seven, onurlu bir şahsiyet olmalı, altın, gümüş ve benzeri şeylere değer vermemeli, yeme içme konusunda aç gözlü ve nefsânî arzularına düşkün olmamalı, doğruya ulaşmak için azim ve iradesi güçlü bulunmalıdır" şeklinde söz ederken âdeta kendisini anlatmaktadır.
FARABİ'NİN FELSEFESİ NEYDİ?
Farabi'nin sistemi varlığın ilkesini manevi saymakla birlikte geometri ve mantığı temel alan, fizikten (tabiat ilimleri) geçerek metafiziğe yükselen bir sistemdir. Eflâtun, Aristo ve Yeni Eflâtunculuk'tan gelen ve sistemin bütünü içinde yer yer görülen eklektisizm rastgele bir derleme tarzında olmayıp kendi mantığı içinde son derece tutarlıdır.
Bu felsefede bütün kâinat sürekli hareket eden bir dönme dolap şeklinde tasavvur edilecek olursa inişli çıkışlı bu sistem içinde en ulvîsinden en süflîsine kadar maddi-manevİ, organik-inorganik her varlık türünün yeri ve işlevi belirlendiği için aynı zamanda determinist ve gayeci bir felsefedir.
KİNDİ BAŞLATTI FARABİ ŞEKİLLENDİRDİ
İslam dünyasında ilk defa Kindî'nin başlattığı felsefi harekete ve onun şekillendirdiği Meşşâî akıma, kendi inanç ve kültürünün temelini oluşturan ulûhiyyet, nübüvvet ve meâd akîdesinin yanı sıra Eflâtun ve Yeni Eflatunculuk'tan aldığı bazı unsurları da katarak eklektik bir sistem kuran Farabi, kazandığı haklı şöhretten dolayı Aristo'dan sonra "Muallim-i Sânî" unvanıyla anılmıştır.
"Sen mi daha bilgilisin, Aristo mu?" diye soranlara, "Eğer Aristo'ya yetişseydim onun en seçkin talebelerinden olurdum" diyerek kendinden beklenen ölçülü davranışı göstermiştir.
DAHA KAPSAMLI BİR ÇALIŞMA ORTAYA KOYDU
Kindî'den sonra Farabi de bu amaçla kaleme aldığı İḥṣâʾü'l-ʿulûm'da kendi dönemindeki ilimlerin tasnifini yapmış, her ilmin tanımını, teorik ve pratik açıdan değerini belirterek eğitim ve öğretimdeki önemine işaret etmiştir.
Aristo'nun ilimleri teorik, pratik ve poetik şeklindeki üçlü tasnifiyle Kindî'nin beşeri ve dini ilimler tarzındaki ikili tasnifi incelendiği takdirde Farabi'nin daha kapsamlı ve kendine has bir tasnif yaptığı görülür. Özellikle medeni ilimler kapsamında saydığı fıkıhla kelâmı teorik ve pratik olmak üzere iki kısma ayırarak Ebû Hanîfe'nin bu yöndeki yaklaşımını devam ettirmiştir. Farabinin tasnifinde yer alan fizikten maksat sadece Aristo'nun Fizika'sı olmayıp onun tabiat ilimleri alanında kaleme aldığı bütün eserleridir.