Nurettin Topçu ve fikir dünyasına ışık tutan 25 ilginç bilgi
Nurettin Topçu'yu en iyi anlatan üç kelime: İsyan, hareket ve idare… Fikir tarihimizin yapaylıktan ve kopyacılıktan uzak, en özgün düşünce adamlarından biri. Yeni bir "insan, millet, devlet" modeli inşa etmeye çalıştı; "milliyetçilik" kavramına, İslam ve Anadolu minvalinde yepyeni bir tanım yaptı. Kendine özgü, ilgi çekici, cesaretli bir yazar, akademisyen ve fikir adamı Nurettin Topçu ve fikir dünyasına dair 25 ilginç bilgiyi, vefat yıl dönümünde sizlerle buluşturuyoruz.
Nurettin Topçu, Erzurumlu bir ailenin çocuğu olarak 7 Kasım 1909'da İstanbul Süleymaniye'de doğdu. Dedesi Osman Efendi, Erzurum'un Ruslar tarafından işgali sırasında orduda başarılı bir topçu olduğu için kendilerine Topçuzâdeler lakabı verildi.
Aileden İstanbul'a ilk yerleşen babası Ahmed Efendi, Erzurum'da iken tahıl alım satımı ve canlı hayvan ticaretiyle uğraşmış, daha sonra Çemberlitaş'ta kasap dükkânı işletmiştir.
Nurettin Topçu'nun çocukluğu Süleymaniye'de ve Birinci Dünya Savaşı yıllarında taşındıkları Çemberlitaş'ta geçti. 1922 yılında Büyük Reşid Paşa Numune Mektebi'ni bitirdi.
Bu sıralarda küçük bir sandıkta kitap ve gazete biriktirme merakı vardı. Mehmed Âkif'in bazı şiirlerini talebelerine ezberleten Türkçe muallimi Nâfiz Bey, Nurettin Topçu'da hayatı boyunca sürecek Âkif sevgisini aşıladı.
Avrupa'da öğrenim görmek amacıyla girdiği imtihanı kazanarak Hamdi Akverdi, Vehbi Eralp, Ziya Somar, Enver Ziya Karal gibi şahıslarla birlikte Fransa'ya gitti.
Önce Fransızca öğrenmek için Aix Lisesi'ne kaydedildi. Görüşlerini benimseyeceği ve uzun zaman mektuplaşacağı aksiyon (hareket) felsefesinin kurucusu Maurice Blondel'i bu sırada tanıdı.
İki yıl sonra Strasburg Üniversitesi'ne geçerek felsefe öğrenimi gördü, ahlâk kurlarını tamamladı, sanat tarihi lisansı yaptı. Kendisinden önce Paris'e gelen Ali Fuat Başgil, Remzi Oğuz Arık, Ziyaeddin Fahri Fındıkoğlu, Cevdet Perin, Bedrettin Tuncel, Samet Ağaoğlu, Ömer Lutfi Barkan ve Besim Darkot'la tanıştı.
Blondel üzerinden başlayan mistik ilgileri, Türkçe dersi verdiği Louis Massignon'un etkisiyle İslam tasavvufuna, özellikle vahdet-i vücûd felsefesine doğru gelişti.
Tezinde ve ahlâk felsefesinde izleri görülen Hallâc-ı Mansûr'un, Yunus Emre ve Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî'nin eserlerini okumaya başladı.
Avrupa'ya tahsile giden Türkler arasında ahlâk üzerinde çalışan ilk öğrenci ve Sorbonne'da felsefe doktorası alan ilk Türk Nurettin Topçu'dur.
Tezini bitirdikten sonra Fransa'da kalması yönündeki teklifleri kabul etmeyip 1934 yazında Türkiye'ye döndü ve 29 Eylül 1934'te Galatasaray Lisesi'nde felsefe öğretmeni olarak göreve başladı; sosyoloji dersi okuttu.