Arama
Öncü bir mütefekkir: Teoman Duralı
Kaleme aldığı eserler ve kendine has bakışı ile kültür ve düşünce dünyamızın önemli isimlerinden olan Fikriyat yazarı Ş. Teoman Duralı, iki sene evvel Rahmet-i Rahman'a kavuştu. Çok kültürlü bir ailede büyüyen Duralı, bilhassa Batı kökenli paradigmalara esaslı eleştiriler getirdi. Müslümanlık etrafında bir zihinsel düşünce anlayışı oluşturmaya çalışan Teoman Duralı, fikirleri ile aklı karışık pek çok kimseye kılavuz oldu.
Teoman Duralı kimdir?
◾ 1947 - 2021 yılları arasında yaşayan Teoman Duralı, kendisini çok yönlü yetiştiren bir bilim insanıydı. Yükseköğrenimi sırasında Felsefe, Antropoloji ve Biyoloji ile yakinen ilgilenen Duralı'nın esas uzmanlık alanı ise felsefe oldu.
◾ ABD, Malezya, Avusturya gibi ülkelerde misafir öğretim üyeliği yapan Duralı, hayatı boyunca kendisini ülkesine bağlayan sıkı bağı muhafaza etti.
Hakikatin sözcüsü
◾ Sömürgecilik hususunu felsefik bir zeminde ele alarak meseleye dair ufuk açıcı tespitlerde bulunan Duralı, kağıt ve kalem ile Batı dünyasıyla hesaplaşan namuslu bir fikir savaşçısıdır.
◾ Meselelerin arkasındaki alt metinlere odaklanarak, görünmeyeni görme derdinde olan Teoman Duralı bu yönü ile Türk akademisine farklı bir soluk oldu.
Bu memleketin tuzu
◾ Duralı, Batı kökenlerine ve kendisine gösterilen tüm batı menşeli rağbete rağmen ülkesini hiçbir zaman yalnız bırakmadı. Kısa süreli misafir hocalıklarının dışında Türkiye'yi terk etmedi.
◾ Teoman Hoca sadece bu yönü ile değil doğup büyüdüğü topraklara sahip çıkması ve milli damarı işaret etmesi ile de pek çok zaman eleştirildi.
Bir toplum araştırmacısı
◾ Şaban Teoman Duralı toplumların temel meselelerine odaklanarak adeta geniş çaplı bir dünya zihin haritası çıkarma gayreti içerisinde oldu.
◾ Hoca, babasının annesi tarafından Çerkes, baba tarafından Türkmen iken annesi Alman, eşi ise Fransızdı. Duralı bu toplumsal eşiği yüksek ailede pek çok toplumun normlarını bilerek yetişti.
İlmi tecessümün yansıması
◾ Disiplinler arası bir ilim yolcusu olan Duralı, sosyal ve fenni bilimlerin arasındaki geçişler ve bu noktaların arasındaki bağıntılarla uğraştı.
◾ Bilhassa dil inkılabı ile alakadar görüşleri hem bir hakikati yansıttı hem de toplumun bir kesmi tarafından ciddi şekilde eleştirildi. İşte Teoman Duralı'nın çok konuşulan açıklamaları:
"Biz soykırıma uğramış bir milletiz! Kültür soykırımına uğradık. Hafızası gitmiş, dolayısıyla burada şaşılacak bir şey yok. Alzheimer olmuş bir milletiz. Geçmiş unutuldu, bitti. Bunun en önemli müsebbibi yazının katlidir. Peyami Safa'nın müthiş bir lafı var: Milli Kütüphanesi'ne gidip de tek kelime okuyamadan çıkan biricik nesil yeryüzünde" Düşünün ne devrimler görmüş bu dünya, Sovyet devrimini görmüş, Çin devrimini görmüş, hiçbirisinde yazıya dokunmadılar. Japonlar içinde Çin yazısı yabancı, Koreliler için Çin yazısı yabancı, İran ve Farslar için Arap yazısı yabancı, ama kimse dokunmadı. Türkiye'nin yeniden istiklaline kavuşması yazının değiştirilmesine mi bağlıydı? İnsan ise mirasını yazıyla sürdürür. Medeniyet yazı üzerine kuruludur ve yapacağınız en büyük katliam budur."