Pierre Loti: Doğu hayranlığının ötesinde bir Osmanlı dostu
Pierre Loti, Osmanlı'nın son dönemlerinde İstanbul'a yolu düşmüş bir isim. Loti, defalarca Osmanlı topraklarına gelerek uzun süre burada ikamet etti. Asıl şöhretini olumlu ve olumsuz eleştirilere yol açan Doğu hayranlığının çok ötesindeki Türk dostluğundan kazandı. Gittiği her coğrafyaya anında uyum sağlayan Loti, İstanbul'da kaldığı süre boyunca yerel kıyafetler giymiş, fes takmış ve "destur destur" diyerek halkın arasında dolaşmıştı. Birbirinden ilginç fotoğraflarıyla Doğu hayranlığının ötesinde bir Osmanlı dostu olan Pierre Loti'ye dair bilinmeyenleri sizlerle buluşturuyoruz.
Türk dostu olmasıyla ünlü Fransız roman ve oyun yazarı Pierre Loti, 14 Ocak 1850'de Rochefort'da doğdu. Asıl adı Louis Marie Julien Viaud olup Protestan bir ailenin çocuğudur.
1867'de denizcilik okuluna girdi ve 1869'da eğitim gemisinde göreve başladı. 1870'te gemisinin İzmir'e uğramasıyla Türkleri tanıdı. Bu olay onu defalarca Osmanlı'ya gelmeye ve uzun süreler burada ikamet etmeye yöneltti.
1872'de Tahiti'yi ziyareti sırasında kendisine takılan ve bir Pasifik çiçeğinin adı olan Loti'yi çok sevdi ve o tarihten itibaren eserlerinde bu adı kullandı. Senegal'i ve diğer Afrika ülkelerini gezdi.
1881'de yüzbaşı oldu ve sömürgeciliğe karşı baş gösteren isyanları bastırmak üzere Uzakdoğu'ya gönderilen Avrupa donanmasında görev aldı.
1910'da emekliye ayrıldı, fakat Birinci Dünya Savaşı'nın başlaması üzerine yeniden göreve çağrıldı. Savaştan sonra sadece yazılarıyla ilgilendi.
1920 yılı sonlarında felç geçirdi. 10 Haziran 1923'te Hendaye'de öldü; cenazesine Türkiye adına Avrupa Türk Basın Bürosu Müdürü Ahmed İhsan (Tokgöz) katıldı.
Türkiye'de Osmanlı ve Cumhuriyet dönemlerinde hem hükümet hem halk düzeyinde büyük bir sempati gören Pierre Loti, edebiyattaki başarıları dolayısıyla 1891'de Fransız Akademisi üyeliğine seçilip 1921'de Legion d'Honneur nişanıyla ödüllendirilmişti.
Ancak asıl şöhretini olumlu ve olumsuz eleştirilere yol açan Doğu hayranlığının çok ötesindeki Türk dostluğundan kazanmıştır.
1876'da Selânik Limanı'na gelen Loti burada iki buçuk ay kaldı ve zaman zaman Müslüman mahallelerinde gezintiler yaptı.
Daha sonra II. Abdülhamid'in kılıç kuşanma merasimi sırasında (Eylül 1876) ilk defa gördüğü İstanbul'a gitti ve burada on altı ayını geçirdi.