Fransız kolonisine karşı çıkan anti-emperyalist düşünür: Frantz Omar Fanon
Afrika, Avrupa'nın sömürgecilik kıskacındaki kıtalardan biriydi. Bölgenin zenginlikleri anakaraya aktarılıyordu. Bu sömürgeci ülkelerin başında ise Fransa yer alıyordu. 20. yüzyılda bu düzene karşı çıkan isimlerin başında Frantz Omar Fanon yer alıyordu. O kadar ki yazdığı eserlerle sömürge halklarının ulusal bağımsızlık kazanmalarına kılavuzluk yaptı, Malcolm X gibi önemli isimleri etkiledi. Gelin, Fransız kolonisine karşı çıkan anti-emperyalist devrimci Frantz Omar Fanon'ın hayatına yakından bakalım.
🔸 II. Dünya Savaşı'nda Özgür Fransız ordusunda Nazilere karşı savaştı. Ardından Lyon Üniversitesi'nde tıp ve psikiyatri bölümlerinden eğitim aldı. Ordudayken asker olarak yaşadığı deneyimler hakkında tez hazırlamayı düşündü. Ancak tezi sakıncalı görüldüğü için sonraki yıllarda bu düşüncesini Siyah Deri Beyaz Maskeler adıyla kitaplaştırarak yayımladı.
🔸 Fanon 1952'de Marie Josephe Dublé ile evlendi.
🔸 Aslen Batı Hindistanlı olan Fanon, psikanalisttir. "Siyah Atlantik" kuramı üzerinde çalıştı. Sömürgeleştirilen halkların ulusal özgürlükleri üzerine yazılar yazdığı için sosyal felsefeci kimliğiyle ön plana çıktı.
🔸 Emperyalistlere yönelttiği eleştiriler, ulusal bağımsızlık mücadelesi veren aktivistleri cesaretlendirdi. Ancak sonrasında özgürlüklerini kazanan bu devletlerin ulusal bilinçten yoksun olduğunu gördü. Bu yoksunluk hem etnik dağılmayı hem de kolonyal devletlere ekonomik bağımlılığı beraberinde getiriyordu.
❗ BİR BİLGİ:
Bağımsızlığını yeni kazanmış ulus, tüm heyecanını kaybeder ve iktidar milli burjuvazinin elinde tekelleşir. Tercih edilen yönetim biçimi ise emperyalistlere karşı mücadele önder olan kişiliğiyle tanımlanan bir "tek parti"dir. İşte Fanon, böyle bir iktidarın varlığıyla sömürgecilerin ellerinin halkların yakasında olacağını düşünmüştür.
🔸1953'te o zamanlar Fransa'nın hegemonyası altındaki Cezayir'e giderek buradaki Blida Joinwille Hastanesi'nde psikiyatri polikliniğinin başkanlığını yürüttü.
🔸 İşkenceye maruz kalan askerlerin psikolojik travmalarını tedavi etmeye çalıştı. Aynı zamanda sömürünün, insan psikoloji üzerindeki etkilerini katartik bir yöntemle gözlemlemeye başladı.
🔸 Şiddetin emperyalist devletlerin karakteristik bir özelliği olduğunu fark etti. Ona göre Cezayir ulusal bağımsızlık hareketinin başvurduğu şiddet, sömürgeci güçlerin bu halka yaptığı mezalimin yansımasıydı. Bu süreçte Fransa'ya olan siyasi görüş ve tutumu değişti. Artık hiçbir şekilde bu devleti desteklemedi. Böylece Fanon, emperyalistler tarafından sömürülen yerel halk üzerinde kurulan "kültürel tahakküm"ü yani "hegemonya"yı Edward Said'den önce keşfetmiştir.
❗ BİR BİLGİ:
Fanon Afrika inanç sistemlerinin, Hristiyan misyonerler tarafından ayrı ayrı desteklenmesinin sömürgeci güçlerinin faaliyetlerini kolaylaştırdığını ileri sürer. Zira aynı ulustan olup farklı inanca mensup grupların arasına nifak tohumları saçılarak kutuplaşmaya başlar. Bu halkların ahiret inancı da yerel halkları pasifleştirerek sömürgecilerin varlığını sağlamlaştırır.
"Bir insanın konuştuğu dil, o insanın dünyasını ifade ve ima eder."
🔸 Fanon hastanedeki görevinden istifa edince Cezayir'den sürüldü. Yakın zamanda, 20 Mart 1956'da, bağımsızlığını kazanan Tunus'a taşındı. Burada Cezayir kurtuluş hareketinin Ulusal Kurtuluş Cephesi (Front de Libération Nationale, FLN) dergisinde ve Tunus menşeli el-Moudjahid gazetesinde editörlük yaptı.
🔸 1958'de Fanon, Afrika halk konferansları dizisine katıldı. Burada Patrice Lumumba, Felix Moumié ve Kamerun Başkanı Kwame Nkrumah gibi Afrikalı liderlerle temasta bulundu.
🔸 1959'da Cezayir-Tunus sınırı yakınlarında bir cip mayınla havaya uçuruldu. Aracın içinde bulunan Fanon ağır yaralandı. Tedavi için Roma'ya gönderildi. Fransa'yla bağlantılı olduğu düşünülen suikast girişimi başarısızlıkla sonuçlandı.
🔸 Fanon, 1960 yılında FLN güdümündeki Cezayir geçici hükümeti tarafından Gana'ya büyükelçi olarak atandı. Ne yazık ki aynı yıl içerisinde kendisine lösemi teşhisi konuldu. Tedavisi için ilkin Moskova'ya gönderildi. Ardından Cezayir Geçici Amerika Birleşik Devletleri'ne gitti. Fanon, siyahi bir anti-emperyalist devrimci olarak Amerika'ya mecburiyetten gitmişti, bu bir tercih değildi.
"Sömürgeleştirilmiş halk diğer bir deyişle ruhunda yerel kültürel özgünlüğünün ölümü ve gömülmesiyle aşağılık kompleksi uyandırılmış halktır. Bu halk uygarlaşan ulusun diliyle karşı karşıya kalır. Sömürgeleştirilmişler halk, emperyalist ülkenin kültürel standartlarını benimsemekle ilkel statülerinin üzerine çıkarlar."
🔸 Hayattayken yayımladığı Siyah Deri Beyaz Maskeler (Peau Noire Masques Blancs, 1952) ve Dünyanın Lanetlileri (Less Damnés de la Terre, 1961) eserleri büyük ses getirdi. İngilizceye Black Skin White Masks adıyla çevrilen Siyah Deri Beyaz Maskeler'i yazdığında 27 yaşındaydı. Bu genç yaşına rağmen psikanaliz, varoluşçuluk, fenomenoloji ve diyalektiği entelektüel bir birikimle kullanıyor ve ABD merkezli ırkçılığı eleştiriyordu.
🔸 Sömürgecilik bir hastalık olarak görülüyor, ırkçılık tedavi edilmeye çalışılıyordu. "Siyah Deri Beyaz Maskeler"in yayımlanmasının ardından sonra eser, siyahların tecridini sistemleştirilen sömürgeciliğe başkaldırıya dönüştü.
Fanon, bu eserinde sömürgeciliğin bir proje olduğunu ileri sürer. Konuşulan dil üzerinden sömürülen halkları asimile ettiğini iddia eder. Fakat bir Afra-Karayipli her ne kadar kusursuz bir Fransızca konuşsa da "ırkın epidermal karakteri" olarak ten rengi onu ötekileştirmek için yeterli bir sebep olacaktır.