Sultan Abdülhamid'in arşivinden Japonya fotoğrafları
Döneminin en büyük görsel arşivi olan Sultan Abdülhamid'in Yıldız Fotoğraf Koleksiyonu, 36 binden fazla fotoğrafı barındırıyor. Tarihe ışık tutan bu arşivde Japonya da yer alıyor. Uzak Doğu ülkelerindeki şehir ve tabiat güzelliklerini, sarayları, gemi, müze ve sanat eserlerini konu alıyor. Peki, Osmanlı ile Japonya arasındaki dostluğun başlangıcı olan felaket neydi? Japonya'yı İslam ile tanıştıran alim Abdürreşid İbrahim, buradaki halktan nasıl bahsetti? İşte Sultan Abdülhamid'in arşivinden fotoğraflarla Japonya...
Giriş Tarihi: 06.07.2020
09:16
Güncelleme Tarihi: 24.03.2022
12:34
Yemek yiyen japon kadınlar
Japonya'yı İslam ile tanıştıran Abdürreşid İbrahim Sultan Abdülhamid'e gönderdiği mektupta, buradaki halkın İslam'a yakın olduğunu belirtti ve şunları yazdı: "Her ne kadar bizim Müslümanlar arasında, 'Japonya'da İslamiyet' adı altında rüya âleminin levhalarında anlatılan havadis pek çok duyulmuşsa da, asıl ve esası olmadığı tahakkuk etmiştir. Fakat bundan sonra İslamiyet'in Japonya'da intişar edeceği şüphesizdir. Zira Japon milleti, yaratılış bakımından İslamiyet'e yakın bir millettir. İslami kaidelerden olan pek çok güzel ahlak, Japonlarda fıtraten mevcuttur. Temizlik, hayâ, sadakat, emniyet, hususan cömertlikle şecaat, Japonlarda adeta bir huy olmuştur."
Japonya'yı İslam ile tanıştıran alim; Abdürreşid İbrahim
Tokyo Mukojima'da Sumida Irmağı ve bir kayıkla yolcular
Abdürreşid İbrahim'e göre Rus toplumunda rüşvet yaygın olmasına rağmen, Japonlarda rüşvet hiç yoktu. Ruslarda ahlak çok bozulmuş, Japonlar ise çok çalışkan bir milletti.
129 yıl önce faciayla başlayan dostluk
Tokyo'da Daimyo Bahçesi
Osmanlı ile Japonya arasındaki dostluğunun temelleri bir facianın, tarihimizdeki en büyük deniz felaketlerinden biri olan Ertuğrul Fırkateyni'nin batmasının ardından atıldı. 19. yüzyıldaki bu korkunç olay, Japonya'nın uzak doğudaki yakın dostumuz olmasını sağladı. Ertuğrul Fırkateyni Faciası nasıl meydana geldi?
Japonya'da bir binanın ön cepheden görünüşü
Prof. Dr. Erhan Afyoncu, Japonların 19. yüzyılın ortalarından itibaren ABD ve Avrupa'nın baskısıyla karşılaşınca bu durumdan çıkış yolları aramaya başladığını belirtir. Bundan dolayı 1871'de Fukuçi Geniçiro'yu Türkiye'nin durumunu tespit ettirmek üzere gönderdiler. 1875'te Dışişleri Bakanı Munenori Başbakan Sanetomi'ye "Türkler gayri Hristiyan Batı milleti olarak Avrupalılar ile diplomatik ilişkilerde bulunuyorlar. Bu bakımdan Japonlara benziyorlar. Biz de onlardan çok şeyler öğrenebiliriz. Dolayısıyla onlar ile diplomatik ilişkileri açarsak bizim için faydalı olacak" dedi. Bu konuşmadan sonra İngiltere'deki Japon ve Türk elçileri arasında bir görüşme oldu.
Sultan Abdülhamid'in fotoğraf arşivinde yer alan mukaddes topraklar
İyeyasu Tapınağı
Yaptıkları değerlendirmeler sonucunda Osmanlı ile ilişki kurmayı faydalı bulan Japon yönetiminin gönderdiği heyet 1881'in ocak ayında İstanbul'a ulaştı. Japonya ve Osmanlı Devleti arasındaki ilişkilerin 1887'de Japon Prensi Komatsu Akihito ve eşinin İstanbul ziyaretinde Sultan II. Abdülhamid ile görüşmesi ve hediyeler sunmasıyla gelişmeye başladı. II. Abdülhamid'in misafirperverliğine teşekkür için Japon İmparatoru padişaha Krizantem Nişanı hediye etti. Bu Japonya'nın en önemli nişanıydı.