15 ünlü edebiyatçının az bilinen yönleri
Eserlerinden yola çıkarak tanıştığımız Türk ve dünya edebiyatının usta kalemleri, kitaplarıyla olduğu kadar bilinmeyen yönleriyle de her daim okuyucu tarafından merak ve ilgiyle karşılanır. Hayranlık duyduğumuz yazarların yaşamları, alışkanlıkları ve ilham kaynakları oldukça şaşırtıcı… Kimi yazar hayatı boyunca beğenilme arzusu duyup çirkinliğinden dem vurmuş; kimi temizlik, diksiyon, yaşlanmak gibi takıntılara sahip olmuş; kimi de yaşamı boyunca uykusuzluktan çekmiş... Peki, Cahit Zarifoğlu hangi şaşırtan isteğiyle Cemal Süreya'ya mektup yazmış? İşte ünlü edebiyatçıların az bilinen yönlerine dair detaylar…
Zor zamanlar geçirdiği dönemlerde şairin tek dayanağı ona binmesi için verilen Arap atıydı. Tam bir at hayranı olan Necip Fazıl'ın bu sevgisi çocukluğuna dayanıyordu. At tutkusu ata ilk kez bindiği dokuz yaşından beri süre gelen Necip Fazıl, bu tutkuyu daha da ileriye götürmüş ve Türkiye Jokey Kulübü'nün ricası üzerine "At'a Senfoni" eserini kaleme almıştı. Atlarla ilgili bildiği her noktayı kaleme alan şair onu canından etmek üzere olan o muazzam varlıklardan bir türlü kopamamıştı...
Cahit Zarifoğlu, lise öğrencisiyken güreş sporuna karşı ilgi duyup, güreş kulübüne kaydoldu. Bir güreş esnasında çok güçlü ve kalıplı olan biriyle eşleşti. Tüm arkadaşları ilk hamlede Cahit'in kaybedeceğini düşünse de tam tersi oldu. İnce bir teknikle rakibinin sırtını yere getirdi. Alaeddin Özdenören arkadaşı Zarifoğlu'nun bu hikâyesi için "Şiir gibi güreş tutardı." der.
Ünlü düşünür ve yazar Cemil Meriç edebiyatın en çok kitap okuyan yazarlarından biriydi. En ünlü sözleri kitap okumak üzerine olan Cemil Meriç gözlerinde oluşan bir rahatsızlık nedeni ile yazıları okumayacak duruma geldiğinde yazarın hayatı kararmaya başladı. Fakat bu sorunu onu okumaktan geri koymamış, hatta çalışma masasının üzerine sandalye koyarak ışığa en yakın alanda kitap okumaya devam etmişti. Artık gözleri göremez duruma geldiğinde ise yakınlarının yardımı ile yazmaya devam etmiş hatta en verimli eserlerini gözlerinin görmediği dönemlerde kaleme almıştı.
Edebiyatımızda romanları ve şiirleriyle ön planda olan Ahmet Hamdi Tanpınar, Sergei M. Eisenstein, Charles Chaplin, Ingmar Bergman, JeanLuc Godard gibi ünlü yönetmenlerin filmleri üzerine zaman zaman sivri dilli olmaktan çekinmeyen özgün eleştiriler kaleme almış, üç de senaryo yazmıştı.
İlki, kendi romanı "Sahnenin Dışındakiler"i uyarladığı "İki Ateş Arasında", ikincisi Nabizade Nâzım'ın romanı "Zehra"yı uyarladığı "İki Sevgi Arasında", üçüncüsüyse daha en baştan sinema için yazılmış olan orijinal polisiye hikâye "Yüzük"tü.