Arama

  • Anasayfa
  • Galeri
  • Edebiyat
  • 3 şair 4 destan I Mehmet Akif Ersoy, Necip Fazıl Kısakürek ve Ömer Lütfi Mete

3 şair 4 destan I Mehmet Akif Ersoy, Necip Fazıl Kısakürek ve Ömer Lütfi Mete

Edebiyatımızın nice üstadı ve onların unutulmaz eserleri vardır. Bu yapıtlar, okuyucular için rehber niteliğindedir. Bazen gönlümüze dokunup hayata bakış açımızı değiştirir, bazen de dönemini daha iyi tanımamızı sağlar. Bu dizelere imza atan şairlerimizden üçü Mehmet Akif Ersoy, Necip Fazıl Kısakürek ve Ömer Lütfi Mete idi. Gelin, önemli kalemlerin şiirlerinin yazılış hikayelerine daha yakından bakalım.

  • 12
  • 13
Sakarya Türküsü nasıl yazıldı?
Sakarya Türküsü nasıl yazıldı?

◾ "Şimdi niye Sakarya? Neden? Eğer İstanbul'dan Ankara'ya trenle gidiyorsanız Sakarya nehriyle birlikte seyahat edersiniz. 1940'larda daha çok tren tercih ediliyor doğal olarak. Rivayet edilir ki Üstad Necip Fazıl Kısakürek'in İstanbul-Ankara tren yolculuğu esnasında, kompartımanın penceresinden Sakarya nehrine bakarak oluşmuş şiir. Sakarya nehriyle Türkiye'nin kaderini birlikte akıtmış dizelerinde Üstad Necip Fazıl. Müthiş bir kalkış noktası. Burada Üstad memleketin hikâyesini Sakarya nehriyle birlikte bize anlatır."

"Akrebin kıskacında yoğurmuş bizi kader;
Aldırma, böyle gelmiş, bu dünya böyle gider!

Bana kefendir yatak, sana tabuttur havuz;
Sen kıvrıl, ben gideyim, Son Peygamber Kılavuz!

Yol onun, varlık onun, gerisi hep angarya;
Yüzüstü çok süründün, ayağa kalk, Sakarya!.."

(N.Fazıl Kısakürek, Sakarya Türküsü)

  • 13
  • 13
Zindandan Mehmet’e Mektup ve Necip Fazıl’ın Cenazesi
Zindandan Mehmet’e Mektup  ve Necip Fazıl’ın Cenazesi

◾ Zindandan Mehmet'e Mektup şiiri, Necip Fazıl'ın önemli şiirlerinden biridir. Mahkumiyet dönemlerinde oğluna yazdığı bu şiir edebiyatımızın mihenk taşlarından biridir.

◾ "Zindandan Mehmet'e Mektup, bizim mahpushane külliyatımızın üç beş önemli şiirlerinden biri kabul edilir. Ben dünya gözüyle göremedim Necip Fazıl Kısakürek'i. Onu keşfettiğim zaman 1983'tü galiba. Gidip görme isteği yanıp tutuşurken vefat haberi gelmişti. O baskı devam ediyordu memleketin üzerinde, öyle bir araya gelmek, tırnak içinde "fetvaya" tabir bir mesele idi.

Cenazesine hiçbir yasağa aldırış etmeyen on binlerce insan katıldı. Fazıl'ın "Son gün olmasın dostum, çelengim, top arabam/Alıp beni götürsün, tam dört inanmış adam... " diye bir vasiyeti vardı. İnanmış on binlerce insanın omuzlarında yaya olarak kabristana götürülmüştü Eyüp Sultan'a. Müthiş bir gündü."

"Mehmed'im, sevinin, başlar yüksekte!
Ölsek de sevinin, eve dönsek de!
Sanma bu tekerlek kalır tümsekte!
Yarın, elbet bizim, elbet bizimdir!
Gün doğmuş, gün batmış, ebed bizimdir!"

(N. Fazıl Kısakürek, Zindandan Mehmet'e Mektup)

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN