Arama

Hiciv ustası bir şair: Bağdatlı Rûhi

16. yüzyılın önemli şairlerinden biri de şüphesiz Bağdatlı Ruhi'dir. Asıl görevi askerlik olan Ruhi, birçok şehir gezmiştir. Bu durum onun toplumu yakından gözlemlemesine katkı sağlamıştır. O insanların hırslarını ve toplumun aksayan yönlerini şiirlerine büyük ustalıkla yansıtan bir hiciv şairidir. Sizin için Bağdatlı Ruhi'nin edebi kişiliğini inceledik...

Sesli dinlemek için tıklayınız.
  • 1
  • 10
Bağdatlı Rûhi
Bağdatlı Rûhi

🔸 16. yy Türk edebiyatında diğer yüzyıllara nazaran en çok sayıda şair yetişen dönemdir. Bu şairlerden biri de Bağdatlı Rûhi'dir. Bağdatlı Rûhi, özellikle şaheser niteliğindeki Terkib-i Bend'i ile ünlenmiş önemli şairlerimizden biridir.

🔸 Bağdatlı Ruhi 1535'te dünyaya gelmiştir. Eğitimiyle ilgili detaylı bilgi yoktur. İlk eğitimini Bağdat ve civarında almıştır. Rûhi'nin adı Osman, mahlası Rûhi, lakabı ise Bağdat'ta yetişmesinden dolayı Rûhi-i Bağdadi'dir.

(X) Divan edebiyatında harflerle kurulan kelime oyunları

🔸 Rûhi'nin mesleği babası gibi sipahiliktir. Askeriyede kalmış, işi gereği farklı paşaların mahiyetinde çeşitli şehirleri dolaşmıştır. Bu durumu yegane eseri olan divanındaki şiirlerinin mısra aralarından anlayabiliyoruz.

🔸 Eserlerinden anlaşıldığı kadarıyla Bağdat, Şam, Hicaz, Erzurum, Erzincan, İstanbul ve Konya'da bulunduğu bilinir.

🔸 Mesleği olan sipahilikle ilgili düşüncelerini beyitlerine şu şekilde yansıtır:

"Olmazuz ceng itmeden hâli sipâhi kısmıyuz

Yogrılupdur kan ile rûz-ı ezelden nânımuz"

Günümüz Türkçesiyle

Biz sipahi kısmıyız, cenk etmeden duramayız

Ezelden beri kan ile yoğrulur, ünümüz.

(X) Aruzun müziğini işiten "İstanbul şairi"

🔸 Esrar Dede Tezkiresi'nde, Rûhi hakkında geniş bilgilere yer verir. Rûhi'nin Mevlevi olduğundan, seyahate düşkün olup farklı yerleri gezmeyi sevdiğinden bahseder.

🔸 Bu doğrultuda İstanbul'a gelip Galata Mevlevihanesi'nde kaldığını, daha sonra Konya'ya gittiğini, Hicaz ve Şam'da bulunduğunu ifade eder.

🔸 Rûhi seyahate olan düşkünlüğünü bir beytinde şu şekilde ifade eder:

"Devreylemedik yer komadık bir nice yıldır

Uyduk dil-i divâneye dil uydu hevâya"

Günümüz Türkçesiyle

Nice yıllar dolaşmadık yer bırakmadık

Biz divane gönle uyduk, divane gönül de hevesine uydu ve dolaştık durduk.

(X) Eski şiirin zirvesi: Fuzuli

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN