Bir Osmanlı destanı: Osmancık'tan alıntılar
Ülkemizde tarihi roman alanında akla gelen ilk yazarlardan olan Tarık Buğra, yerli edebiyatın kuvvetli bir temsilcisidir. Özellikle Osmancık romanı ile insanın tekamülünün altı yüz yıl yaşayacak bir devlete dönüşümünü ustalıkla anlatan Buğra, eserleri ile hala günümüze seslenir. Buğra'nın şaheseri olan Osmancık'tan sizler için önemli alıntılar derledik.
🔷 Tarık Buğra eserleri ile edebiyatımızın gür ırmağını besleyen önemli münevverlerdendir. Yazdığı eserlerde yan karakterleri besleyerek ana akımı güçlendiren yazar bu yönü ile edebiyat tarihimizde ayrıca bir noktada durur. Osman Bey özelinde Osmanlı'nın kurucu değerlerini işlediği Osmancık ise yazarın en bilinen romanıdır. Osmancık, gençliğe yönelen bir ışık, kadim unsurların modern bir yorumlanışıdır. Eserin karakter üzerinden ilerleyişi ve olgunlaşması adeta Osmanlı Devleti'nin büyüyüp bir cihan devleti oluşunu da dile getirir. Bu ve benzeri yönleri ile edebiyatımızda öne çıkan Osmancık, bizlere sesini ötelere duyurmaya çalışan Tarık Buğra'nın bir armağanıdır.
🔷 "Engel çoktur. Çok olsa da aşılır. Amma bir engel vardır ki, onu aşan görülmemiştir. O engelin adı nefis'dir. Nefs'in eline düşen hiçbir yere varamaz."
Tarık Buğra
Tarık Buğra'nın Küçük Ağa adlı eserinden alıntılar
🔷 "Hey Osmancık; yiğit yiğit, tek yiğit öfkesini... benliğini yenendir."
Tarık Buğra
🔷 "Beklemek ateşten yakıcıdır demişler; daha da yanmayalım."
Tarık Buğra
🔷 "Uykusuz ve tedirgin geceler başlamıştır. Ama boşu boşuna geçiyor bu geceler, çünkü düğümü çözemiyor; karanlıklarda çırpınıp duruyor."
Tarık Buğra