Deneme nedir? Deneme türüne dair okuma listesi...
Deneme, yazarın herhangi bir konu üzerinde kesin yargılara varmadan kişisel duygu ve düşüncelerini samimi bir üslupla anlattığı metinlere denir. Bu metinler, yazılması en zor, iddialı olmayan, ispat kaygısı taşımayan, temel anlamda insan doğallığına dayanan eserlerdir. Toplumsal konulardan daha çok kişisel konulara, soyut dünyalara ve iç hesaplaşmalara yakın olan deneme hakkında bilgileri ve deneme türüne dair birkaç okuma önerisini derledik.
Önceki Resimler için Tıklayınız
◾ Nurullah Ataç'ın zevkle okuyacağınız bu denemeleri kırk yılı aşkın bir süre önce yazılmış; tazeliklerini, diriliklerini yitirmemişler. Eserde Ataç'ın coşkuyla ve inançla kaleme aldığı, sorgulamayı hiç bırakmadığı konular, eleştiri oklarını sakınmadan yönelttiği edebiyatçılar var.
"Hani aile içinde, yaşlı bekar amcalar vardır. Bir günleri bir günlerine pek uymaz. Neden hoşlanır, kimi sevmezler, kimi sever, neden hoşlanmazlar, belli olmaz. Ama yine de patavatsızlıklarına rağmen dürüsttürler, hırçınlıklarına rağmen candan. Hatta yolları beklenir. Yine çıkagelse de didişse, kavga etse, veriştirse diye varlıkları aranır."
◾ Cemil Meriç'in hayatından kesitleri ve yaşamı boyunca elde ettiği deneyimlerini topladığı bu kitap, deneme türünün modern Türk edebiyatındaki önemli örneklerinden birini oluşturuyor. Yakın Türkiye tarihine ışık tutan kitap, yazarın deneyimleri ve yorumlamaları ile ustaca harmanlanıyor.
◾ Okurken derin düşüncelere kapılıp, yazarın tespit niteliğindeki tanımlamalarında kendinizi kaybedeceğiniz bu eser, Türkiye'nin geçmişindeki sağ-sol çatışmalarını anlamlandırma üzerine de bir kaynak oluşturuyor. Yazarın akıcı üslubu karşısında kayıtsız kalamayacağınız "Bu Ülke" kitabı ile Cemil Meriç'i yakından tanıma fırsatı elde etmek mümkün.
◾ Yedi Güzel Adam'dan biri olarak tanıdığımız Rasim Özdenören, düşünce dünyamıza derin izler bırakan yazarlarımızdan biridir. Özellikle de öykü alanındaki başarılı ürünleriyle edebiyatımızda önemli bir yer edinen Özdenören, çağımızın önemli sorunlarını işleyerek onlara çözüm bulmaya çalışır.
Müslümanca Düşünme Üzerine Denemeler kitabından alıntılar
◾ Bu sorunlardan biri de insanın, toplumsal hayatı gibi düşünce hayatının da karmaşıklaştığı bir dünyada 'Müslümanca düşünme'nin imkân ve yöntemi ne olduğudur. Edebiyat ve özellikle öykü alanındaki başarılı ürünleriyle de tanınan Rasim Özdenören'in bu klasikleşmiş eserinde; insanın, toplumsal hayatı gibi düşünce hayatının da karmaşıklaştığı bir dünyada "Müslümanca düşünme"nin imkan ve yöntemi nedir?
◾ İslam konusunda yeterli "malumat"a sahip olmak, Müslümanca düşünmek için yeter mi? İslam'ın özü ve bütünüyle kaynaştırılamayan bilginin, düşünme etkinliğini oryantalist bakış açısına mahkum etmesi kaçınılmaz olmayacak mı? gibi sorulara cevap alınır.
"Doğmamış çocukların rızıkları yüzünden uykuların kaçtığı dünyada bir bozukluk olsa gerek."
◾ Anlatımı güzelleştirmek, savunulan fikir ve düşünceyi daha etkili kalmak daha etkili kalmak üzere her dilde kalıplaşmış bazı sözler bulunur. Atasözleri, dua ve temenni cümlecikleri, sövgü ve ilençler, bilmece ve tekerlemeler... Bu tür kalıplaşmış sözler arasında, dilin bünyesinde en sık rastlanılanlar ise deyimdir.
◾ Dilin bünyesinde kalıplaşmış ve kökleşmiş olarak değişmeden kullanılan deyimler, hiç şüphe yok ki anlatıma canlılık ve güç katarlar. Bu sayede düşüncelerin ve olayların muhataba daha etkili biçimde yansıtıldığı bir gerçektir.
İskender Pala'nın dilinden deyimlerin hikayeleri
◾ Bazı kişilerle ilgili anılar ve hikâyeler, tarihten alınmış olaylar, deyimlerin ortaya çıkış nedenleri arasında ön sıraları paylaşırlar. Bu bakımdan deyimlerin kaynaklarını arayıp bulmak, oldukça meşakkatli bir iştir. Bazen rastgele bir sayfada bazen bir dipnotta bazen de hiç ummadığınız bir el yazması sayfasında bir deyimin ortaya çıkış hikâyesiyle karşılaşmak mümkündür.
◾Ahmet Rasim bir İstanbul yazarıdır. Ahmet Rasim'in İstanbul'u bu kadar içeriden ve ayrıntılı gözlemleyip aktarabilmiş olmasında yetişme ve yaşama biçiminin de doğrudan etkisi vardır. Sokakta, halkın içinde büyüyen Rasim, insana ve şehre ait gözlemlerini çocukluğundan son yıllarına kadar çok canlı tablolarla kaydetmiştir.
◾ Bir yandan çocukluk arkadaşları, aile çevresi, iş arkadaşları, girip çıktığı okullar, gazeteler, gezdiği mekânlar, semtler ile kendi özyaşamını aktarırken bir yandan da insanları, doğal dokusu, gelenekleri, idari yapısı ile dönemin istanbul'una dair önemli bilgiler bulabileceğimiz zengin bir doküman oluşturmuştur.