Divan edebiyatında atlara övgü: Rahşiyeler
Terim olarak yalnızca edebiyatımıza mahsus rahşiyeler, atın adlarını ve özelliklerini konu edinen, at için yazılan kaside ve mersiye manasındadır. Mirac hadisesinden ilham alarak doğan bu tür, medeniyetimizde atlara gösterilen sevginin de ayrıca bir tezahürüydü. Rahşiyelerde atlar üzerinden, bilhassa sultanların güçlerine ve savaşlardaki yeteneklerine işaret ediliyordu. Peki, rahşiye türünün hicivleriyle tanıdığımız en ünlü temsilcisi kimdi? Modern Türk edebiyatında ise bu türün izdüşümü sayılabilecek eser, hangi ünlü şair tarafından kaleme alındı?
Giriş Tarihi: 14.08.2020
09:48
Güncelleme Tarihi: 14.08.2020
13:20
Sesli dinlemek için tıklayınız.
MEDENİYETİMİZDEKİ AT SEVGİSİ
📌Medeniyetimizde önemli bir yere sahip olan at, sosyal hayatın her alanında kendisine bir yer edindi. Göçebe yaşamdan yerleşik hayata kadar her dönemde Türkler için özel olan atlar, hem savaş hayvanı olma vasfı hem de taşıdığı simgeler sebebiyle adından sıklıkla söz ettirdi.
Bu durumun edebiyattaki tezahürü ise at ekseninde oluşturulmuş imge, motif ve sözlerin yanında "rahşiyye" adı verilen ayrı bir edebi türün de varlığıydı. Günümüzde rahşiye olarak bilinen tür, eski metinlerde "rahşiyye" olarak da adlandırılıyordu.
Divan edebiyatı şairlerinin birbirinden farklı meslekleri
📌"Gösterişli, yürük, güzel (at)" anlamına gelen rahş kelimesine aidiyet eki getirilerek oluşturulan sözcük, atları tanımlayan "esbiye", "feresname", "feresiyye" kavramlarıyla birlikte kullanıldı.
Ata yapılan güzelleme, methiye şeklinde tanımlanabilecek rahşiyeler, genellikle kasidelerin bir bölümünde veya müstakil olarak kaleme alındı.
📌Türk edebiyatına has bir edebi terim olan rahşiye, kasidelerin nesib bölümünde bilhassa devlet adamlarının atlarıyla ilgili övgüleri ihtiva ediyordu.
RAHŞİYELER, MİRAC HADİSESİNDEN İLHAM ALINARAK OLUŞTURULDU
📌Atların Türkler için önemli olmasının yanında bu motifin bir türe dönüşmesinde dini arka plan da mevcuttu.
Rahşiyeler, miraciyelerin Mirac hadisesinde Efendimizi taşıyan Burak ve Refref' i n anlatıldığı bir bölümden oluştu.
📌İlk etapta yalnızca kasidelerin bir bölümünde anlatılan bu tür, klasik edebiyatın olgunlaşmasıyla kendisine müstakil bir eserde yer edinme zenginliğine ulaştı.
Divan edebiyatı şairlerinin gözünden 'Türk kahvesi'
RAHŞİYE TÜRÜNDE ÖRNEKLER VEREN ŞAİRLER
Ahmed Paşa
📌Rahşiye türünün en eski örneği Fatih döneminde vezirlik rütbesine kadar yükselen Ahmet Paşa tarafından kaleme alındı. Kasidenin bir bölümünde yer alan rahşiye 15 beyittir.
"Ey ol ki devlet atına olduğu dem süvar Pür-anber oldu damen-i sahra vü kuh-sar"
O devlet atına bindiği zaman, sahraların etekleri ve dağların tepeleri güzel koku ile doldu taştı.
Benzer ki asumanda görünen hilal-i ıyd Atın ayağı izidir ey Şah-ı kam-gar
Ey sultanım! atın ayağının izi, gökyüzünde görünen bayram hilaline benzer.
Fatih'e sunduğu kaside ile idamdan kurtulan şair: Ahmet Paşa
📌Ahmed Paşa Divanı'nda yer alan 41. kaside, rahşiye türünde yazılmıştır. Şairin kasidesinde atın bizzat kendisi değil, atın özelliklerinden yola çıkılarak bir devlet büyüğü, "devlet atı" övülür. Padişah övgüsünde at yalnızca sultana yapılan övgüyü pekiştirecek bir unsur olarak kullanılmıştır.