Divan şiirinde ninni
Ninniler, anneyle bebek arasındaki iletişimin duygusal ezgileridir. Bebeği uyutmak, rahatlatmak, ağlamasını kesmek için geçmişten günümüze aktarılan kültür öğeleridir. Tüm dünya üzerinde annelerin tercih ettiği bir yöntem olduğu için de kültürel bellek aktarıcısı işlevi görür. Halk şiirimizin anonim türü arasında yer alan ninni, divan şiirinde şairi belli olan bir edebi ürün olarak karşımıza çıkar.
Genel olarak aile içerisinde çocukla ilgilenen kişi annedir. Bu sebeple ninniler genellikle bir kadın söylemi olarak süregelir, kadının hayatından izler taşır. Annenin bebeğe verdiği değer, onun için beslediği duygular ninnilerde hayat bulur. Ailede anne başta olmak üzere abla, teyze, hala, nine gibi yakınlar da ninni söyleyicisi olarak sayılır.
Anne, anlık ruh hali ve duygu durumuna göre bebekle dertleşir. Bebek de annesini can kulağıyla dinler. Ninnilerdeki melodik form ve sevgi sözcükleri bebeğe tesir eder. Bebek, bilişsel, sosyal ve duygusal açıdan bu sayede gelişir.
MÖ 3 bin yılına ait bir Sümer tabletinde geçen ninni metni "annenin bebeğe şarkısı" olarak nitelendirilir ve metne göre ninniyi dünya uygarlığının kadim sözlü ürünlerinden biri olarak nitelendirir. Türk kültürünün yazılı kaynaklarından ilki olan Dîvânü Lugâti't-Türk'te de ninni "balu balu" olarak geçer. Eserde ninni için, "kadınlar beşikte çocuğu uyutmak için böyle söylerler" açıklaması verilir.
Geçmişten günümüze değin ninni adına biçim, üslup, içerik özellikleri, ninni tasnifleri, değişik formlarda bestelenmiş ninniler, Anadolu sahası diğer Türk toplulukları ve dünyanın çeşitli ülkelerine ait ninni metinleri, ninnilere gösterge bilimsel, bağlamsal, işlevse, psikanalitik yaklaşımlar, ninni ve kadın sorunları gibi pek çok alt başlık altında sayısız bilimsel çalışma yapıldı.
Bilindiği üzere ninni halk şiirine ait bir edebi türdür. Sözlü gelenekle tarihler boyunca aktarılmıştır. Klasik edebiyatımızın zengin içeriklerinde ninniye yer ayrılması şaşırtıcı bir durum. Bu noktada dikkat edilmesi gereken unsur Amil Çelebioğlu'nun dile getirdiği gibi Divan ninnilerinin "çocuklara söylenmek için değil, edebi bir mahsul olarak yazılmış taklidi ninniler" olduğudur.
Ninni klasik şiirde de kadın şairlerin kaleminden çıkar. Ancak çok önemli erkek şairlerin dilinden de ninni yazılmış. Terim olarak ise, Terim olarak ise, doğum ile ilgili bazı tarih manzumeleri ile bir şarkıda ninni sözcüğüne rastlanır.
Şiirlerde ninni ile ilgili olarak "hâb", "uyu-", "şeb", "gece", "mâder", "dâye", "lâlâ", "e e de-", "ninni kuzum", "dinle-", "du'â", "lâne-i nevm", "uyumazsañ büyümezsin" gibi kavramlar yer almaktadır. Bazı şiirlerden, ninni söyleyicilerinin dadı, şairin kendisi (teyze veya abla sıfatıyla) ve nine olduğu öğrenilir.
Bazı şiirler, ninni söylenen bebeğin kim olduğuna dair bilgiler de vermektedir. Bu bilgiler; şiirin başlığında ya da içerisinde bebeğin isminin söylenmesi (Nebîl, Besîm, Nakıyye, Refi'a, Mehmed Tahir), akraba olarak şaire yakınlık derecesinin belirtilmesi ("kerîmem", "hemşîre", "dâder"), akrabalık dışında da sultan kızı veya bir mülki amirin oğlu olma gibi hiyerarşik konum belirtme şeklindedir.
Şiirlerde bebekle ilgili olarak "kımât", "mehd", "gehvâre", "mehd-i dile beste", "âh u fiġân", "zâr", "aġla-", "feryâd", "bükâ", "efġân", "nutka gel-", "şîr", "süd", "yat-", "uyu-", "hâba dal-", "nâz" gibi sözcüklere rastlanmaktadır.
Bebeğe yüklenen temsili değerler ve sesleniş ifadeleri bakımından şiirler hayli zengindir: "ey mâh", "ey ġonca", "ey nergis-i 'aşk", "ey semen-ber", "oġlum", "ey ġonca-fem", "ey verd-i al", "ey nev-civân", "ey gül-i nâzik-beden", "ey püser", "ey nâzenîn", "ey gül-i nev-res-fidân", "ey dür-i bahr-ı merâm", "ey güher", "ey mâh-rû", "Besîmim", "ey gül-i nahl-ı murâd", "ey semen-i cân-fezâ", "ey gül-i bâġ-ı edâ", "ey sîm-ten", "Nakıyyem", "ey dil-rübâ", "ey ter-zebân", "ciger-pârem", "ey güher-i tâcdâr", "kerîmem", "ey dil-fezâ", "ey bedr-i tâm", "ey tıfl-ı melek-şânım", "ey necm-i dırahşânım", "ey ġonca-i handânım", "ey neşve-res-i cânım", "ey tuhfe-i Yezdânım", "ey mefhar-ı vicdânım", "ey reşk-i sürûşânım", "ey mihr-i yetîmânım", "a melek yavrusu", "ey bâ'is-i efġânım", "ey server-i hûbânım", "ey pertev-i çeşmânım", "murġ-ı gülistânım", "ey bâ'is-i ahzânım", "ey neyyir-i tâbânım", "ey derdime dermânım", "melegim", "a benim sevgili nâzik çiçegim", "gül-dehenim", "gözbebegim", "ey dilber-i nâzânım".