Doğu’nun kadim öyküsü: Hüsrev ve Şirin
İran ve Türk edebiyatlarına has klasik mesnevi konusu Hüsrev ve Şirin, yüzyıllar boyunca pek çok şairin kaleminde hayat buldu. Edebiyatımızda daha ziyade Ferhat ile Şirin ismiyle karşılanan bu kadim öykü, günümüz sanatına da etki etti. Hatta öyle ki sosyal yaşantımızda da büyük bir yere sahip olan Hüsrev ile Şirin, aşk öyküsü denildiğinde Leyla ile Mecnun ile birlikte temsil konumundaydı. Peki, Hüsrev ve Şirin hikayesinin genel çerçevesi ve tarihi süreci nasıldı? Hangi temalarıyla günümüz edebiyat ve sinemasına ilham oldu?
Giriş Tarihi: 05.10.2020
10:26
Güncelleme Tarihi: 22.01.2022
13:33
Sesli dinlemek için tıklayınız.
NEVAİ İLE HÜSREV VE ŞİRİNE FARKLI BİR PENCERE
📌Çağatay edebiyatının en önemli isimlerinden biri olan Ali Şir Nevai de Hüsrev ve Şirin mesnevisi yazan şairlerden biridir. Fakat Nevai'nin diğer şairlerden ayrılan bir yönü vardır.
Çağatay edebiyatı sahasında konuyu ilk defa Ferhâd ü Şîrîn adıyla 1484 yılında Nevâî kaleme almıştır. Daha önce yazılmış olan "Hüsrev ü Şirin"leri incelemekle işe başlayan Nevâî, konunun özünde bir değişiklik yaparak Hüsrev yerine Ferhad'ı merkeze alır.
📌Ona göre Platonik aşkı ve bu aşkın en son noktaya erişinceye kadar geçirdiği bütün safhaları sembolik bir anlatımla vermeye çalışan Nevâî, hikâyenin çatısında köklü değişiklikler yapar ve bu yönüyle orijinal bir eser meydana getirir. Ferhâd ü Şîrîn, gerek Nizâmî gerek Hüsrev-i Dihlevî gerekse diğer benzerlerinden farklı bir yapıda yepyeni bir mesnevi olarak ortaya çıkar. Nevâî, Ferhad'ı Çin hakanının (Çin Türkistanı) ikbal yolları kapanmış bir şehzadesi olarak gösterip o dönem Türk coğrafyasındaki milliyetçi duyguları da eserine sindirmiştir.
Ali Şir Nevai kimdir?
Klasik Çağatay edebiyatının tesirleri Osmanlı edebiyatı sahasında da devam etmiş en büyük şairi; devlet adamıdır. Ali Şîr Nevâî manzum ve mensur eserleriyle sadece Çağatay edebiyatının değil bütün Türk edebiyatının önde gelen simalarındandır. Nevâî'nin Orta Asya Türk dili ve edebiyatının gelişmesinde büyük tesiri olmuştur. Bundan dolayı Çağatayca'ya "Nevâî dili" denmiştir.
📌Nevai'nin bu bakış açısında felsefi bir düşünce de yer alır. Nevai'ye göre aşkı terennüm eden bir eserde, aşkın lezzetinden ziyade ıstırabını yaşayan kişinin ön planda tutulması gerekir. Böylece diğer mesnevilerde ikinci derecede yer alan Ferhad'ın macerası Nevâî'nin kaleminden Şark masallarından alınmış ejderha, ehrimen, sihirli ayna, tılsım açma gibi sözlü gelenekten süzülen orijinal motiflerle başlı başına bir hikâye haline gelir.
Nevâî'nin bu eserindeki hareket noktası ilâhî aşka ulaştıracak platonik aşk motifidir.
📌Dolayısıyla aşk ve aşk azabının hakikati Ferhad'ın macerasında somutlaştırılır. Hüsrev'in duygularını sadece bir heves olarak kabul eden Nevâî onun maddî aşkını önemsiz bulur.
OSMANLI DÖNEMİNDE HÜSREV VE ŞİRİN HİKAYESİ YAZAN ŞAİRLER
📌Nevâî'den sonra bu aşk macerasını mesnevi şeklinde anlatan şairlerin çoğu Osmanlılar arasından çıkmıştır. Bu şairlerin çoğu II. Bayezid devrinde yaşamıştır:
↪Ahmed Rıdvan ↪Muîdî ↪Sadrî ↪Hayâtî ↙Harîmî ↙Lâmiî Çelebi
Halk edebiyatına yansıyan Hüsrev ve Şirin
📌Türk edebiyatında asırlar boyunca ele alınmış olan bu mesnevi konusu, Ferhad ile Şîrin adı altında az çok değişikliklerle bir halk hikâyesi şeklinde de işlenmiştir.
Popüler kültüre yansıyan Hüsrev ve Şirin
📌Bu kadim öykü günümüzde popüler kültürde fakat sanat dallarında da karşılığını bulmuştur. Manastırlı Mehmed Rifat tarafından Hüsrev ü Şirin adını taşıyan on dört fasıllık bir tiyatro eseri haline getirilmiştir.
📌Azerbaycanlı bestekâr Üzeyir Hacıbeyli tarafından "Ferhad ile Şirin" operası meydana getirildiği gibi Ali Şeyhülislâm da "Operet-i Hüsrev ü Şirin"i tertip etmiştir.
📌Zebîh Bihrûz 1920'de İngilizce olarak bir Hüsrev ü Şirin senaryosu yazmış, Şâh-ı Îrân ve Bânû-yı Ermen adıyla yayımlanan eser filme de alınıp İran'da ve başka ülkelerde gösterilmiş ve ilgi uyandırmıştır.
📌Hikâye ayrıca eskiden beri "Ferhad ve Şîrin" adıyla karagöz oyunlarında müstakil olarak işlenmiştir. Mesnevinin ön plandaki kahramanları ayrıca divan edebiyatında çeşitli edebî sanatlarda mazmun olarak da anılmıştır
RESME BAKIP AŞIK OLMAK TEMASI MODERN EDEBİYATA DA İLHAM VERMİŞTİR
📌Hüsrev, hakkında duydukları ile Şirin'e aşık olurken Şirin de Hüsrev'in resmine bakarak ona aşık olur. Resme veya fotoğrafa bakıp aşık olma edebiyat ve diğer sanat kollarında sonraki yüzyıllarda bir temaya dönüşür. Edebi eserlerde karşımıza çıktığı gibi sinemada da kendisine yer edinmiştir.
📌Edebiyatımızdaki ilk realist romanlarından biri olan Sergüzeşt'te b u temaya rastlarız. Bu temanın en bariz biçimde kullanıldığı roman ise Sabahattin Ali'nin Kürk Mantolu Madonna eseridir. Geleneğe ait bir temanın modernize edilmiş biçimiyle karşımıza çıkan romanda Raif Efendi Almanya'da bir sergide uzun uzun bir portreyi izler ve portredeki kişiye aşık olur.
📌Aynı zamanda Metin Erksan'ın Sevmek Zamanı filminde de bu tema işlenmiştir. Baş karakter, çalışmaya gittiği evde gördüğü bir resme aşık olur ve günlerce bu eve gelip resmi seyre dalar. İşte kadim öyküler, yüzyılları aşarak günümüz sanatına etki edebilecek bir güçtedir...