Edebiyatımızın önemli şairlerinden çocuk ve çocukluk üzerine yazılmış şiirler
Yaşam zincirinin doğal ve değişmez halkalarından biri olarak algılanan çocukluk, hem zorlu bir mücadele hem de renkli anılarla süslenmiş bir serüvenin bütünüdür. Edip Cansever çocukluğu gökyüzüne benzetir; Dostoyevski ise dünyanın en büyük mutluluğu olarak tanımlar. Peki, sizce nedir çocukluk? Dünya Çocuk Şiirleri gününde, çocuk ve çocukluk üzerine yazılmış şiirleri derledik.
Önceki Resimler için Tıklayınız
Benim de bir annem olsa, annemin
Beşiğini seve seve sallardım;
Gülse güller açılırdı içimde
Ve ağlasa inci inci ağlardım.
Işılda ey mavi saray ışılda:
Pırıl pırıl şehnişinler, kapılar…
Senin kırk gün, kırk gecelik düğünün,
Benim kırk gün, kırk gecelik yasım var.
Sesler gelir sarnıçların dibinden:
Çıkayım mı, çıkayım mı? Çık da gör!
Bir yıkılmış, bir yıkılmış yerdeyiz…
Daha neler yıkacaksın yık da gör!
Çağlar yüksük dolusuymuş ve hayat
İki iğne bir çuvaldız boyu yol…
Söyle anne: Neye yarar niçindir
Demir çarık, demir âsâ, demir kol?
Oğlun oldum ey anneler annesi…
Türküce de masalca da bilirim
Şehnişinden sarkıtırsan saçını
Saçlarına tırmanarak gelirim.
Canım yansın diye
İşimden atarlar sık sık,
Acısını hep çocuklar çeker…
Kendi öz çocuklarım,
Benden önce.
Şunu demek istiyorum!
İki iş tuttum ömür boyu köklü.
Çocukları okutmaktı ilk işim,
İkincisi,
Yazdığımı çocuklara okutmak.
Ne gençlerden, ne çocuklardan
Bir yakınmam yok
Arap'ın dediği doğru:
"Çocuk mazbut…"
Memleketse görülüyor işte,
Güllük gülistanlık…
Ne var ki güllerin dikeni çok!
Ben böyle yazdım sanma
Ben böyle düşündüm
Başından beri
Sözcükler koşuyordu
Düşünmelerimin ardından
Çocuklar, çocuklar gibi
Bayram yerlerinde
Çocuklar oynuyordu
Düşlerimin içindeki
Bayram yerlerinde
Ben onlara
Hiçbir zaman
Kapalı perdeleri göstermedim
Kapalı kapıları göstermedim
Kafesli evlerde ağlar çocuklar,
Odalarda akşam olurken henüz.
O zaman gözümün önünde parlar,
Buruşuk buruşuk, ağlayan bir yüz.
Ne vakit karanlık kaplasa yeri,
Başlar çocukların büyük kederi;
Bakınır, korkuyla dolu gözleri:
Ya artık bir daha olmazsa gündüz?
Gittikçe kesilir derken sedalar,
Gece; bir siyah el gözümü bağlar
Duyarım, içime sığınmış, ağlar,
Bir ufacık çocuk, bir küçük öksüz…