En çok “okudum” denilen 20 kitap
Bazı kitaplar vardır ki, üzerinizdeki etkisi uzun zaman sürer. Bu pek tabii yazarın başarısıdır. Kitabın etkisi sadece onu okurken değil; sonra da devam eder. Bu galeride sizlere, son yılların en çok okunan ve en popüler kitaplarının yer aldığı, herkes okudu ben de eksik kalmamalıyım diyeceğiniz 20 kitaplık bir liste sunuyoruz.
İlk kez 1915'te "Die Weissen Blaetter" adlı aylık dergide yayımlanan Dönüşüm, Kafka'nın en uzun ve en tanınmış öyküsüdür. Yayımlanmasının üzerinden neredeyse bir asır geçmesine rağmen hâlâ tüm dünyada en çok okunan kitaplar arasındadır.
17 Ekim 1912'de Felice Bauer'e gönderdiği mektupta Kafka Amerika romanı üzerinde çalıştığını, ilerleyemediğini görünce sıkıldığını ve yataktan kalkamaz hale geldiğini, bu nedenle bir öykü yazarak ara vermek istediğini yazdı. Dönüşüm işte böyle ortaya çıktı.
Kumaş pazarlamacısı olan Gregor Samsa'nın uykusundan kocaman bir böceğe dönüşerek uyanmasıyla başlayan Dönüşüm, giderek gerçekle kurmacanın sınırlarını zorlayan müthiş bir anlatıma dönüşür.
"Bilinen en eski korku romanlarından biri olan bu romanda Dr. Frankenstein bilimin ona sunduklarıyla lider rolüne bürünerek ölümsüzlüğü elde etmenin kör arzusuyla çalışmalar yapmaktadır. Mükemmelliğe doğru ulaşmaya çabalarken aslında nasıl trajik bir yolda ilerlediğini fark etmeyen sıra dışı bir zekâya sahip doktorun, çevresine ve kendisine yarattığına verdiği zararı görebilecek midir?
18. yüzyılda kaleme alınan, gotik edebiyatın ve korku türünün gözde örneklerinden birisi olan Frankenstein, sadece bir yaratığın bilim kurgu hikâyesini anlatmakla kalmaz, aynı zamanda eleştirel bir dile sahip felsefi metin olarak da okunabilir.
Edebiyat dünyasının büyük yazarlarından Tolstoy, yalnızca edebi bir deha değil, sıra dışı bir kişilik ve yaşadığı dönemde dünyanın en ünlü insanıydı. Tolstoy, "insanın gerçek benliği, ruhanidir. Ve bu benlik herkeste aynıdır. Öyleyse insanlar nasıl eşit olamaz ki?" diyerek bütün insanların eşit olduğunu savunuyordu. Tolstoy, İnsan Neyle Yaşar?'daki hikâyelerde, dünya malı uğruna kardeşlerine sırt çevirenlere, hırsına yenik düşenlere, kanaat etmeyi bilmeyenlere sevginin, iyiliğin, hakikatin gücünü hatırlatıyor.
Kitabı incelemek ve satın almak için tıklayınız...
Jose Mauro de Vasconcelos'un başyapıtı Şeker Portakalı, "günün birinde acıyı keşfeden küçük bir çocuğun öyküsü"dür. Çok yoksul bir ailenin oğlu olarak dünyaya gelen, dokuz yaşında yüzme öğrenirken bir gün yüzme şampiyonu olmanın hayalini kuran Vasconcelos'un çocukluğundan derin izler taşıyan Şeker Portakalı, yaşamın beklenmedik değişimleri karşısında büyük sarsıntılar yaşayan küçük Zeze'nin başından geçenleri anlatır. Vasconcelos, tam on iki günde yazdığı bu romanı "yirmi yıldan fazla bir zaman yüreğinde taşıdığını" söyledi.
Roman; Jay Gatsby'nin şüpheli bağlantıları ve başına gelen olaylar sonucu Amerikan rüyasının çöküşüne tanıklık etmenizi sağlıyor.
Nasıl zengin olduğu bilinmeyen; fakat sonraları bulunduğu makama gelebilmek için büyük çaba sarf ettiği anlaşılan Jay Gatsby, roman anlatıcısı Nick Carrawey'in komşusu olarak anlatılıyor. Her gece parti seslerinin geldiği Gatsby malikasine bir gece konuk olan Nick, burada Gatsby ile tanışıyor.
Uzun uğraşlar sonucu, bulunduğu konuma gelen Gatsby, para ile her şeyi satın alamayacağını bir gün anlıyor. Dahası; zenginliğin sonradan değil, doğuştan gelen ayrıcalıklar ile değer kazandığı gerçeği ile yüzleşiyor. 1922 yazının New York ve Long Island'da geçen zaman dilimini konu edinen bu roman ile dönemin Amerika'sı hakkında pek çok bilgiye sahip olacağınız bir eser sizi bekliyor.