Fikriyat'ın 'Kırkambar'ından seçkiler - 3
Teoman Duralı'ya göre tutarlı düşünme nedir? Rehber kitaplarıyla Orta Asya'dan Avrupa'ya, Kafkaslar'dan Ortadoğu'ya 50 yıldır gezen bir "seyyah" olan tarihçimiz kimdir? Laleli'den Beyazıt'a çıkan yokuşun düzlüğe ulaştığı yerde kurulan edebiyatçı mekanını kimler hatırlar? Bilgi hazinenize yeni değerler katacak, bilgilendikçe sevineceğiniz Kırkambar seçkimizin üçüncü dizisini sizler için derledik.
Müslüm Gürses, Sessiz Gemi
Artık demir almak günü gelmişse zamandan,
Meçhule giden bir gemi kalkar bu limandan.
Hiç yolcusu yokmuş gibi sessizce alır yol;
Sallanmaz o kalkışta ne mendil ne de bir kol.
Rıhtımda kalanlar bu seyahatten elemli,
Günlerce siyah ufka bakar gözleri nemli.
Biçare gönüller! Ne giden son gemidir bu!
Hicranlı hayatın ne de son matemidir bu!
Dünyada sevilmiş ve seven nafile bekler;
Bilmez ki giden sevgililer dönmeyecekler.
Birçok gidenin her biri memnun ki yerinden,
Birçok seneler geçti; dönen yok seferinden.
İsmet Özel - Amentü
İnsan
eşref-i mahlûkattır derdi babam
bu sözün sözler içinde bir yeri vardı
ama bir eylül günü bilek damarlarımı kestiğim zaman
bu söz asıl anlamını kavradı
geçti çıvgınların, çıbanların, reklamların arasından
geçti tarih denilen tamahkâr tüccarı
kararmış rakamların yarıklarından sızarak
bu söz yüreğime kadar alçaldı
damar kesildi, kandır akacak
ama kan kesilince damardan sıcak
sımsıcak kelimeler boşandı
aşk için karnıma ve göğsüme
ölüm için yüreğime sürdüğüm eczâ uçtu birden
aşk ve ölüm bana yeniden
su ve ateş ve toprak
yeniden yorumlandı.
İlber Ortaylı Seyahatnamesi, İlber Ortaylı
İlber Ortaylı yalnız tarihçiliğimizin büyük bir ismi değil aynı zamanda küçük bir bavul ve rehber kitaplarıyla Orta Asya'dan Avrupa'ya, Kafkaslar'dan Ortadoğu'ya 50 yıldır gezen bir "seyyah". Çıktığı sayısız yolculuktan en önemli notları aktaran İlber Ortaylı'nın anlatım gücüyle gezeceğimiz coğrafyalar şöyle: Suriye, Ürdün, İsrail, İran, Azerbaycan, Rusya, Kırım, Özbekistan, Tuna, Bosna, Makedonya, Arnavutluk, Sırbistan, Karadağ, Kosova, Macaristan, Romanya, Eski Avusturya, Yunanistan, İtalya, Malta, İspanya, Portekiz, Litvanya, Estonya, İsveç, Hindistan, Japonya ve Singapur.
Kitabı incelemek ve satın almak için tıklayın.
Osmanlı'da neden mavi çizme giyilirdi?
Osmanlı'da başta askerler olmak üzere bütün devlet görevlilerinin kılık kıyafetleri çok renkli ve zengin bir görünümdeydi. Saray görevlileri sadrazamlar, paşalar, divan kâtipleri, harem ağaları, ihtisap memurları, bostancı başları, *asesler, askerler, ilmiye sınıfı mensupları, görevlerine münasip çeşitli şekil ve renkteki kıyafetleri ile Osmanlı hayatına ait sahnede arz-ı endam ederlerdi. Bu şekiller ve renkler bazen kişilerin sahip oldukları unvanlara ve sosyal konumlarına göre sembolik anlamlar da taşır.
Osmanlı devlet sisteminde ilmiye sınıfı mensuplarının mavi çizme giymeleri âdet kabul edilerek, sembolik olarak gökyüzünün rengi olan mavi veya yeşil onların ayaklarının altına konulmakta ve böylelikle ilim adamlarının rütbelerinin gökyüzünden daha üstün olduğu ima edilmektedir. Bu bir toplumda bilim ve düşünce adamlarına verilebilecek en yüksek değerdir.
Osmanlı'da neden mavi çizme giyilirdi? Haberimizin devamını okumak için tıklayın.
Astropik
Tropik bölgelere yakın olmakla birlikte, ekvatordan daha uzak bir enlemde bulunan. Sıfat olarak, astropikal şeklinde kullanılır. Tropikal bölgelerin bittiği noktadan itibaren astropikal bölgeler başlar. Genellikle 20 °- 36 ° kuzey ve 20 °- 36 ° güney enlemleri arası astropika kabul edilir. Ortalama sıcaklık 20 °C derece ve üzerinde yağış ortalaması ise 1000'mm ile 1500'mm. arasında değişir. Avrupa'da yalnızca Türkiye'nin güneyindeki Mersin ve kıyı ilçeleri astropikal bölgelere dahildir.
Astropikal bölgelerde kışlar ılık ve yağışlı geçer. Kar yağışı çok nadiren görülür veya hiç görülmez. Palmiye ağaçları, muz ve turunçgiller bol miktarda yetişir, ayrıca neredeyse tüm tropik bitkiler bu iklimin hüküm sürdüğü yerlerde yetişebilir.