Henri Bergson'un edebiyatçılarımızı etkileyen görüşleri
Henri Bergson, geçtiğimiz yüzyılın en önemli felsefecilerinden biriydi. Katı pozitivist yorumların hakim olduğu bir dönemde, aklın yerine sezgiyi koyarak felsefe dünyasında çığır açtı. Zaman konusundaki düşünceleri ile insani değerlerin önemini vurguladı. Fikirleri edebiyatımızda da büyük bir yankı uyandırdı. Tanpınar bu etkiyle, "Ne içindeyim zamanın ne de büsbütün dışında..." dizelerini kaleme aldı. Peki, edebiyatımızda Bergson etkisi nasıl gelişti? Hangi edebiyatçılarda bu etkinin izleri belirgin şekilde eserlerine yansıdı?
📌Bergson'un 1907'de yayımlanan Yaratıcı Evrim adlı eseri hem felsefe hem de edebiyatta büyük etkiler oluşturdu. Zaman konusundaki fikirleri ünlü romancı Marcel Proust sayesinde daha da fazla tanındı.
📌Ülkemizde de Bergson isminin duyulması, tanınması yine edebiyatçıların zaman konusundaki etkileri sayesinde gerçekleşti.
Bergson'un "saf süre" anlayışı
📌Bergson'un felsefesini oluşturan ana fikir "saf süre" anlayışıdır.
📌Bu anlayışa göre iki çeşit zaman vardır. Dış dünyaya ait olan ölçülebilir matematiksel zaman ve iç dünyaya ait olan bilinçle şekillenen "heterojen" psikolojik zamandır. "Bu iki farklı zaman biçiminden birincisi Bergson tarafından "soyut zaman" , "matematik zaman", gibi kavramlarla ifade edilirken asıl zaman olan ikincisi "süre" , "saf süre", "gerçekte yaşanan zaman" , "somut zaman" gibi kavramlarla ifade edilir.
📌Bergson psikolojik zamanı asıl zaman olarak kabul eder.
Kısaca Bergson'un süre anlayışına göre zaman; günlük yaşantımızda algıladığımız biçimde geçmiş , bugün, yarın çizgisinde değil bir "bütün" olarak algılanmaktadır. Tanpınar'ın da ifade ettiği gibi, "yekpare" ve daima bir "oluş" halindedir.
📌Bireyin gerçek zamana ulaşabilmesi için geçmiş zaman ve şimdiki zaman arasında bir "devamlılık" oluşturması gerekir. Bu sebeple zamanı "dün, bugün, yarın" şeklinde matematiksel olarak bölmeden "kesintisiz bir akış" halinde kavraması önemli bir unsurdur.
📌Bergson, asıl süreyi kavrayabilmenin yolunun "sezgi" ile olabileceğini düşünmüştür. Bu sebeple psikolojik zamanı önemsemiştir.
📌Bergson felsefesinin Türk edebiyatındaki ilk yansımaları, Dergah dergisi etrafında oldu. Dergah yazarlarının Bergson felsefesini benimsemesinin en büyük nedeni; dönemde "pozitivizme duyulan ortak red cephesi"ydi. Çünkü Bergson felsefesinde önemli olan "akıl"dan ziyade "sezgi"ydi.
Pozitivizm: Geçerli bilgiyi olguların bilgisinden ibaret gören ve metafizikle dinî bilgiyi geçersiz sayan felsefe akımı.
📌Bergson edebiyatçılarımız arasında genel itibariyle sezgicilik ve "zaman" felsefesine dair düşünceleriyle etki oluşturan isim oldu.
Bergson hakkında yazılar kaleme alan ilk isim Mustafa Şekip Tunç'tu. Tunç, Henry Bergson üzerine eserleriyle tanınan psikolog ve felsefeciydi.
📌Ziya Gökalp'in pozitivist sosyolojisine karşı derginin Bergsoncu çizgisinin belirginleşmesinde, Tunç'un kaleme aldığı elliye yakın yazının önemli bir payı vardı. Bu yazılarında maddî ölçülere karşı mâneviyatın, niceliğe karşı niteliğin ve bir diriliş anını ifade eden hayat hamlesinin sonucu olarak gördüğü Millî Mücadele'yi destekledi.