İbrahim Tenekeci’nin hafızalara kazınan şiirleri
Şiir dilini geliştiren İbrahim Tenekeci, samimi ve sözden taviz vermeyen üslubuyla oldukça sevilen bir şairdir. "Benim şiirimin yüzü hep sokağa dönüktür." diyen Tenekeci, temiz bir Türkçeyle şiirlerini kaleme alır. Genellikle üzgün ve mutsuzken şiir yazdığını ifade eden usta kalem şairliği şöyle tanımlar: "Şairlik bir nasip meselesidir. Şiiri ise yaşama çabası olarak görüyorum." Sizler için İbrahim Tenekeci'nin en sevilen şiirlerini derledik.
Önceki Resimler için Tıklayınız
"İnsanı yerinden eden gözlerin
Suların serin, toprağın haklı
Kusursuz kuşlar, çayırlar ve tay
Anlatma, anlamazlar - hep öyledirler
Ölmekten dönerler her akşam eve
Ekmeği bilirler, bilmezler buğday
Yukarıdan bakarlar, dünyadan sana
Sakın sırrını deme onlara
Düzlükte garipsin, dağlarda pırnal
Bulmuşsun fakat yeniden ara."
Görmeden Ölmek kitabını incelemek ve satın almak için tıklayın.
"Şimdi ben öksüz bir kitabeyim bir mezarın başında
bana çarpıp geçiyor günün kambur kuşları
uğulduyor kalbim, nasıl da uğulduyor sanki bir arı kovanı
ve dilsiz bir alfabe yürüyor dudaklarıma
dilsiz bir alfabe, ilk harfi bıçak olan
bir deniz düşün yükseliyor durmadan.
şimdi ben öksüz bir kitabeyim bir mezarın başında
beni hatırla kalbim o günlerin hatrına
hatırla ki o mavi yatağın boş kalmasın
çünkü tırpanla everirler bir başağın boynunu
utanılacak bir şeydir dört ablayla büyümek
iyi bilir çocuklar bu tufanın sonunu
hatırla ki o baykuş ardından ağlamasın"
"Bu kadar mezarın arasında ne büyür
ey ölüm gel otur şuraya ve düşün
sözcük yapımında kullanılan
bir şeydir senin gülüşün
herkes güzeldir sustuğu kadar
sen de güzelsin bu mümkün
ne kaldı geriye aslına uygun olan
tutumlu güneş girişken gün
gibi sen kaldın eli ekmek tutan
bir bahçe kadar düzgün"
"dilinin ucunda ne varsa insanın
şte ben ona inandım.
yavru bir kuşun daha ilk denemesinde
tutunmaya çalışması gibi göğe
ne bulduysam abandım
ve uça uça
karasular indi kanatlarıma
oysa bütün insanlar eşittir direksiyon başında
ama biri var ki şimdi yok aramızda
huzur yazıp da bulamayan tanpınar
inleyip duruyor narmanlı handa
dünya tuhaf değil mi
kızarmış ekmeğe tereyağ sürer gibi
çocuklar yetiştiriyoruz ölmesi için.
bir istek ki dövüp duruyor bizi
oynaşıp duruyor bizi
oynaşıp duruyoruz kapkaranlık sularda
kirletmek için o bembeyaz gömleği"