Kemal Tahir kimdir? Kemal Tahir'in alıntı ve sözleri...
Romanımıza yerli bir kimlik kazandıran Kemal Tahir, edebiyatımızın en üretken ve gerçekçi yazarlarından biriydi. Edebiyat ile ülkemizin meselelerini, modernleşmeyi, Türk insanının dramı ve devletin içine düştüğü zor durumdan nasıl çıkacağını çözmeye çalıştı. Gelin, Kemal Tahir'den alıntılarla hayatına yakından bakalım.
Giriş Tarihi: 23.12.2021
18:50
Güncelleme Tarihi: 21.04.2022
10:50
"Aldanmanın, aldatmanın en korkuncu, başarılarımızı kendi gücümüzün sonucu saymamızdır." I Kemal Tahir, Kurt Kanunu
📌 Edebiyatımızın en özgün ve üretken isimlerinden biri olan Kemal Tahir, 15 Nisan 1910'da İstanbul'da doğdu.
📌 Babası Tahir Bey, alaylı bir deniz subayı ve Abdülhamid'in hünkâr yaverliğini yapmış bir yüzbaşıydı.
📌 Babasının sürekli değişen görev yeri nedeniyle ilkokul yıllarını farklı illerde geçirdi. 1922'de İstanbul'a taşınmalarıyla Kasımpaşa'daki Cezayirli Haşan Paşa Rüştiyesi'nde öğrenim gördü.
📌 Sonrasında hayatında önemli bir yere sahip olan ve "Esir Şehir" serisinde de yer verdiği Galatasaray Lisesi'ne girdi. Fakat annesinin vefatının ardından öğrenimini yarım bıraktı.
🔸
📌 Kemal Tahir, annesinin vefatından oldukça etkilendi. Öyle ki cenazesine dahi katılamadı. Gençlik yıllarını anlattığı "Hür Şehrin İnsanları"nda bu durumu şöyle anlattı:
"Annemi bir çukura koyup üzerine toprak örtülmesine cesaret edemedim. Bu kadar kati bir neticeyi seyre yüreğim dayanmayacaktı."
Annesine olan özlemini ise şu satırlarla dile getirmişti:
"İnsan, annesine ne güzel şımarır. Ben bu anne bahsinde anneme hiçbir zaman layıkıyla doymuş olmamamın azabını çekerim. Bu sebeple anneleri yaşayan dostlarımın anneleri topyekûn benim annelerim gibiydiler."
Osmanlı'yı "Kerim Devlet" olarak yad etti
"Siz Cumhuriyet çocukları, 'Gözümüzü zaferde açtık,' avuntusundasınız. Şimdi umulmaz yerlerde beklenmez yenilgilerle karşılaşınca apışmayın! Biz, Batı'yla er geç, ister istemez hesaplaşmak zorundayız! Bunu gerçekten yapmadıkça, Batı'ya hizmet teklif etmekle belayı başımızdan defleyemeyiz." I Kemal Tahir, Yol Ayrımı
📌 Kemal Tahir, Osmanlı her daim hürmetle yâd eder ve 'Kerim Devlet' olarak görürdü.
📌 Osmanlı'nın son döneminde doğmasından dolayı imparatorluğun kaybını, işgal İstanbul'unu, Milli Mücadele'yi yaşadı. Türkiye'nin modernleşme sürecini bizzat kendi yaşamıyla tecrübe etti.
2021 Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülleri sahiplerine verildi
🔸
📌 Kurtuluş Savaşı yıllarının anlatıldığı "Bir Mülkiyet Kalesi" eserinde Tahir, II. Meşrutiyet'in ilanı ile ilgili şu değerlendirmelerde bulunur:
"Avrupa'ya kaçan Jöntürkler, sürgündeki Padişah düşmanları Dersaadet'e toplandılar. Bendegan'ın üzerine bir pısırıklık çöktü. İstikbal karardı. Din, namus, vatan, memleket, millet, ümmet daha bunlara benzeyen ne kadar mukaddesat varsa cümlesi bir anda tehlikeye girdi. Devlet gemisini 33 sene türlü muhataralara karşı maharetle sevk ve idare edip Devlet ve milleti günde 3-4 defa mahv-u inkırazdan kurtaran, yedi düveli parmağının ucunda oynatan Zıllullah efendimize kadar dil uzatılıyor, türlü tefevvuhatta bulunuluyordu. Bütün bu olup biten işlerin kabahati, efendimizin etrafını çeviren hainlerdeydi."
📌 Tüm bu tecrübelerinin neticesinde eserlerinin ana konusu çöküş ve çözülme oldu.
Edebiyat yolculuğunun ilk yılları
"Çürüdük hepimiz... Çürüdüğümüzün farkına varmadan çürüdük!" I Kemal Tahir, Kurt Kanunu
📌 Kemal Tahir, 1928-1932'de avukat kâtipliğinin yanı sıra Zonguldak Kömür İşletmelerinde ambar memurluğu yaptı.
📌 Romanlarıyla tanıdığımız Kemal Tahir, edebiyat yolculuğunun ilk yıllarında daha çok şiirle ilgilendi.
📌 Çeşitli takma adlar kullanarak "İçtihad", "Yeni Kültür", "Geçit", "Karikatür" ve "Yedigün" dergilerinde yazılar kaleme aldı.
📌 Kemal Tahir, Yakup Sabri, Ertuğrul Şevket, İsmail Safa ve Arif Nihat Asya ile birlikte 10 Ekim 1932'den 14 Temmuz 1934'e kadar, toplam yedi sayıdan oluşan "Geçit" sanat dergisini çıkardı.
📌 Hayatının önemli bir kısmını teşkil eden gazeteciliğe 1932 yılında başladı. Bu mesleğin etkilerini romanlarındaki "Murat" karakterinde görürüz.
🔸
Eserlerinde sadece "Kemal Tahir” adını kullandı
"Dahası da neymiş! Dünya ölümlüdür. Neye çabalasan ölüme çabalarsın!" I Kemal Tahir, Devlet Ana
📌 Vakit, Haber, Son Posta gazetelerinde 1932-1938'de düzeltmen, röportaj yazarı, çevirmen olarak çalıştı; Yedi Gün ve Karikatür dergilerinde sekreterlik, Karagöz gazetesinde başyazarlık ve Tan gazetesinde yazı işleri müdürlüğü yaptı.
📌 Kemal Tahir, 1934'te çıkan soyadı kanunuyla "Tipi " soyadını aldı. Ancak bu soyadı uzun süre kullanmadı. Sonraki yıllarda "Demir" ve "Benerci" soyadlarını aldı.
📌 Eserlerinde sadece "Kemal Tahir" adıyla yetinen usta kalem, eşine yazdığı bir mektupta "Tipi" soyadını almasının nedenini şöyle açıklamıştı:
"Kemal Tahir Tipi'den sana selam… Ben (Tipi) soyadını Tanrı'nın yardımıyla aldım. Kocaman deyişli sözleri sevmiyorum. Eller, kendilerini yüceltmek için namlarını ululuk anlatan kelimelerden seçtiler. Bu kalabalığa karışmak bize yaraşmaz. Söyleyişi, 'us'da yer edişi, sesi kolay bir kelime…"
🔸
Kemal Tahir’in cezaevi yılları
"Bütün saplantılarımız korkularımızdan geliyor. İnsanoğlu, deli değilse, korkar mutlaka... Saplantılarımızdaki korkunun bize saçma görünmemesi, yüz binlerce yıldan arta kaldıkları için... Bunlar, gerçek sebeplerini yitirdiğimiz korkuların tortusu…" I Kemal Tahir, Yol Ayrımı
📌 Kemal Tahir'in astsubay kardeşi Nuri Tahir'e, piyasada serbestçe satılan Sabahattin Ali'nin bir öykü kitabını vermesi üzerine "askeri isyana teşvik" ile suçlandı.
📌 Nazım Hikmet ve Hikmet Kıvılcımlı ile birlikte yargılandığı davada 15 yıl hapis cezası aldı. Henüz 28 yaşındaydı.
📌 Kemal Tahir için cezaevi, bir gözlem yeri oldu. Romancılığının en verimli zamanlarını bu zaman dilimi oluşturdu. Tahir, mahkumiyet yıllarını muazzam bir tecrübeye dönüştürdü.
📌 Burada Türk insanını tüm yönleriyle tanıma fırsatı yakaladı.
📌 "Zoraki Nişanlı", "Bir Nedim Divanının Esrarı", "Camı Kıran Çocuk", "Halk Plajı", "Gönül Denilen Hayvan" ve "Aşk Pınarı" da bu yılların ürünüydü.
Romanın yorgun savaşçısı: Kemal Tahir