Kime göre, ne, nedir?
Ambivalans kelimesinin, bir kişi ya da bir durumla ilgili olarak zıt duyguların, fikirlerin ve isteklerin birlikte var olması anlamına geldiğini biliyor muydunuz? Peki ya, Erdem Bayazıt'ın dünyayı "çoğu zaman hüzün makamında bir şarkı" olarak tanımladığını? Veya Tanpınar'ın bir şeyden korkmayı, "biraz da onun geleceğini beklemek" şeklinde açıkladığını? "Kime göre, ne, nedir" sorularının cevabını sizler için derledik.
Farsça kökenli bir kelime olan mal-i hülya, vesvese, kara sevda, kuruntu, boş hayaller anlamına gelir. Sadri Alışık'ın "Ah Müjgan ah" filminde şöyle bir tirad geçer:
"Semtimizin bir tanesiydi Müjgan. Saçları sırtına kadar sırma sırma dökülür, elleri ufacık, gözleri dört defa lacivertti.
Ve de her ne hikmetse o da bana gönüllüydü.
Öyle bir sevdim ki Müjgan'ı, dünyamı şaşırdım, haddimi bilemedim, evleniriz gibi geldi bana. Evimiz, yuvamız olur, ışığımız yanar, fakir soframız kurulur gibi geldi.
Sahil bahçesinde gazoz içerekten gizli gizli mal-i hülya kurardık. Sonra da çarşılara giderdik.
Eşya beğenirdik elden düşme; aynalı konsolumuz topuzlu karyolamız bile olacaktı. Müjgan'ın her an her bir daim yanında olacaktım ama olmadı, gitti."