Kitap okumanın fizyolojik etkileri
Seslerin sembollerle yazıya dökülmesinden bu yana, okumak eylemi herkeste farklı tesirler bırakmıştır. Alphonse Karr, okuma için, "Tatlı tatlı kendinden geçme" derken, Montesquieu, "Çeyrek saatlik okumanın gideremediği kederim olmamıştır." der. University of Virginia Kütüphanesi, 2015 yılında bir araştırma yaptı ve geçtiğimiz günlerde araştırmanın sonucunu yayınladı. Yeme ve içmenin fizyolojik etkilerini anlatan yazılara atfen hazırlanan bu araştırma, özellikle kitapseverlerin epey dikkatini çekeceğe benziyor. Ayrıca araştırmanın sonuçları "kitap okuyamıyorum" diyenler için de teşvik edici nitelikte.
Okumanın etkileri artmaya başlar. Bu aşamada bazıları için işitsel ve görsel halüsinatif etkiler yaşanabilir. Çoğu okuyucu, kafalarında kalıcı bir şekilde devam eden sese dikkat eder, bazıları fantastik görüntüler görür (yani okuduğu metni gözünde canlandırabiliyor). Kullanıcılar, farklı zamanlara ve yerlere taşındıklarını bile ifade edebilirler.
Birçok okuyucu o sürede kitaba fiziksel olarak müdahale etmek zorunda kalıyor: Önemli sayfaların kenarlarını katlamak veya yazı yazmak, kelimelerin altını çizmek veya vurgulamak için sticker kullanabiliyor.
Kitaba asıl dalışın başladığı süre birinci saat olarak tespit edilmiş. Okuyucu, kontrol edilemeyen kahkahadan derin üzüntülere kadar değişen akut etkiler yaşıyor olabilir. Bazı kurgu kitap okurları, gerçek dünyanın kaybolmasıyla birlikte kitaptaki karakterlere ve olaylara derin bir psikolojik bağlantı hissettiğini bildiriyor.
Birinci saatte, okuyucular giderek derinleşir, periyodik olarak duraklar ve boşluğa bakarak düşünürler. Bu tür bir okuma etkinliğinin, yeni olgulara ve fikirlere maruz kalma ve insan doğasına ilişkin daha fazla bilgi sahibi olma gibi yan etkilere sahip olduğuna inanılır. İşte bu, "öğrenme" olarak tanımlanıyor.
Kitap bu süreçte bir yandan okuru ele geçirmiş haldedir. Diğer bir yandan bitme aşamasında ve ondan ayrılacak olmak, okuyucuya büyük sinirlilik ve rahatsızlık hâli veriyor. Kullanıcıların kitaba olan ihtiyacı şu an o kadar güçlü ki, kitabı bir kenara bırakıp yiyecek ve uyku gibi temel insan ihtiyaçları bile ihmal edilebilir.
Geçecek olan süre, kullanıcıya ve kitaba bağlı olarak değişir, ancak bu süreçte kitap artık bitecektir. Bu, şiddetli bir hüzünlenmeye neden olabilir. Aslında, birçok kullanıcı kitabı ikinci veya üçüncü kez okuyacak ve ilk okumadan aldığı duyguyu tekrar almaya çalışacaktır.
Özellikle, bazı okuyucular, kitabı okumadan önce daha az karmaşık olduklarını düşündükleri hayatlarına dönebilmeyi dilediklerini bildiriyorlar. Paradoksal olarak, bu tür okuyucular kısa bir iyileşme döneminden sonra sık sık daha zorlu kitaplar aramaya başlar.