Kıyafetname ve fizyonomiden doğan insan tanıma şifreleri
"Yüzünde nur var", "Maşallah, yüreğinin güzelliği gözlerine yansımış.", "Avuç içinde ben olan cömert olur." gibi birçok cümle var hayatımızda. Özellikle tanışmaların ilk izlenimlerinde merakla inceleriz karşımızda kim varsa. Dedektifler de bu yöntemi kullanırdı. Hatta ölüm anındaki yüz ifadesinden çıkarılan sonuca tıpta "Hipokrat maskesi" adı denir. Bu durum edebiyatımızda Kıyafetname, bilimde fizyonomi olarak karşımıza çıkar. İşte, insan tanıma şifreleri hakkında bilinmeyenler…
İnsan Kıyafeti İlmi (Kıyafet-i Beşere): Dış görünüşten ahlakı anlamaya çalışan ilimdir.
İz Kıyafeti İlmi (İlm-i İsr): Özellikle hayvan izlerinden tür, cinsiyet vb. anlayan ilimdir.
İrâfet İlmi: Ayet ve hadislerden yola çıkarak olayların açıklanması ilmidir.
El ve Ayak İlmi: İnsanın elinde ve ayağındaki çizgilerle kişinin durumunu ortaya koyan ilimdir.
Titreme/Seyirme İlmi: Vücuttaki seyirmelerden çıkarılan hükümleri bildiren ilimdir.
İyâfe ilmi: Kuşların uçuşundan mana çıkarma ilmidir.
Riyâfe İlmi: Yeraltındaki suları arayıp bulma ilmidir.
Astroloji İlmi: Yıldızların durumundan insanın ruhi durumunu bulma ilmidir.
Remel İlmi: Özellikle kum üzerinde gelecekten haber vermeye yönelik oluşturulan bir ilim sahasıdır.
Şemail-i şerif, Hz. Peygamber aleyhisselatü vesselamın beden ve karakter özelliklerini anlatan yazılardır. İlm-i kıyafet ile aralarında sıkı bir bağ bulunur. İslam âlimleri insan bedenindeki organların ölçülü olması gerektiğini anlatırken şemail-i şerifi örnek gösterirler. Çünkü Hz. Peygamber aleyhisselatü vesselamın beden yapısı ve karakteri aşırılıklardan uzak, ölçülü ve mükemmel bir suretteydi.
Peygamber Efendimiz, uzun ya da kısa boylu değil, orta boylu; sert ya da çok yumuşak etli değil, orta yumuşaklıkta etli; kırmızı ya da siyah değil, beyaz tenli; saçı tam düz veya kıvırcık değil, orta şekilli; saçı çok uzun ya da çok kısa değil, orta uzunlukta; kızıl ya da tam siyah saçlı değil, kumral; gözleri ve göz bebeği orta büyüklükte ve yuvarlak; gözü ne fazla çukur ne çok fazla dışarıda değil orta seviyede; başı küçük değil büyükçe; omuzları ne düşük ne de çok yüksek değil, orta halli; sesi çok yüksek sesli değil; orta sesli; parmak uzunluğu ve inceliği orta seviyede; konuşması ve gülmesi ihtiyaç miktarındaydı. Yüzü sevinç ve mutluluk ifade eder, dünya malına tamah etmez, ezik ya da zorba değil dengeli, aceleci ya da çok gevşek değil orta halliydi.
Arap edebiyatında kıyafet konusunda yazılan ilk eserin İmam Şâfî'ye ait olduğu rivayet edilir. Ancak günümüzde eserin aslı veya herhangi bir tercümesine dair bir bilgiye henüz ulaşılamadı. El-Kindî olarak tanınan Yakub ibni İshak'ın Risâletün fi'l-Firâse'si, Yuhanna ibnü'l-Bıtrık'ın Aristo'nun İskender için yazdığı bir eserden Arapçaya tercüme ettiği Kitâbu's-Siyâse fî-Tedbîri'r-Riyâse'si, Muhammed ibni Zekeriyâ Râzî'nin el-Mansûrî'si kıyafetname türünün ilk örnekleri olarak kabul edilirler.
Fars edebiyatında Farsça yazılmış eserlere Derviş Abdurrahmân Mîrek'in Tuhfetü'l-Fakîr'i, Seyyid Ali Hemedânî'nin Zâhiretü'l-Mülûk (beşinci babın sonları)'ü, Hüseyin Vâiz Kâşifî'nin Ahlâk-ı Muhsinî (bir bölümü)'si örnek olarak verilebilir.