Arama

Kürk Mantolu Madonna hakkında 20 bilinmeyen gerçek

Yazılan her eser, içerisinde taşıdığı öyküden farklı bir hikaye bırakır ardında. Bu, edebiyat çevrelerinde yazılma hikayesi olarak adlandırılır. Kürk Mantolu Madonna, Sabahattin Ali'nin en çok okunan eseri olmasının yanında ardında bıraktığı hikayesi de en çok merak edilenlerden bir tanesi.Kürk Mantolu Madonna hakkında bilinmeyenleri sizler için derledik.

Kürk Mantolu Madonna' nın adı önce Lüzumsuz Adam imiş. Sabahattin Ali Z ve S sesleri arasındındaki çatışmadan hoşlanmadığı için bu adını değiştirmiş. Ben on tefrikalık bölümünü gazeteye verdikten sonra, eserin geri kalanını günü gününe yazmış. 1948'de Saik Faik "Lüzumsuz Adam"ı kendi eserine ad yapmış.

Kürk Mantolu Madonna, Pertev Naili Boratav'ın yazdığına göre, başlangıçta "Yirmi Sekiz" başlıklı bir hikaye taslağı imiş. Sabahattin Ali onu sonradan genişletmiş, belki de romana dönüştürmeyi tasarlamış. Fakat adı geçen gazete sahibiyle uyuşmazlığa düşünce, büyük hikayeden öteye gidememiş ya da gitmekten vazgeçmiş. Böylece, büyük hikayeyle roman arası bir eser ortaya çıkarmış.

Kürk Mantolu Madonna romanında Maria Puder ve Raif Efendi'nin aşkını anlatan Sabahattin Ali, askerdeyken, kolu çatlak halde yazdı. Ali'nin kitabı yazarken yaşadığı acıyı giderebilmek için kolunu sık sık sıcak suya soktuğu biliniyor. Deyim yerindeyse Kürk Mantolu Madonna, Ali'nin dizinin üstünde yazdığı bir kitap.

Sabahattin Ali'nin askerlik arkadaşlarından Niyazi Ağırnaslı ise Kürk Mantolu Madonna'nın yazdığı konusunda şu açıklamayı yapıyor:

"Kağıthane'den Eyüp' e, baharda Büyükdere'ye intikal ettik ve bentler yolunda, kibrit fabrikasının karşısındaki çamlığa doğru çadırlı ordugahımızı kurduk. ( ... ) Sabahattin Ali Kürk Mantolu Madonna'yı bu çadırda yazmaya başladı. Romanı yazdığı günlerde attan düşüp sağ kol bileği çatlayınca, kolunu tenekede ısıtılan suya koyup yazmaya devam etmiştir."

Sabahattin Ali 1929'da yazdığı bir eski şiirinde -"Mesnevi"de- Almanya'daki yaşamını arkadaşı Mustafa Seyit Sütüven'e anlatırken sarı saçlı kadın dostlarından söz açar. 6 Mart 1933'te yazılmasına karşın, Sabahattin Ali'nin ancak 1991 'de yayımlanan bir mektubu da bunu doğrulamaktadır.

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN