Arama

Mesnevi'de yer alan hikayeler

Mevlana'nın 25 bin beyitlik Mesnevi'sinde yüzlerce hikaye yer alır. Bir düşünceyi zihinlere daha iyi yerleştirmek amacıyla yer verdiği hikayeler sayesinde Mevlana, sıradan olayları bile son derece ustalıklı yorumlarla takdim eder. Bu hikayeler, öğretici, tasavvufi anlamda bir yol göstericidir. Mesnevi'de yer alan bazı hikayeler ve anlatılmak istenenleri sizler için derledik.

  • 1
  • 21
NİL IRMAĞININ SUYU; MESNEVİ
NİL IRMAĞININ SUYU; MESNEVİ

Mevlana'nın dünyaca ünlü bu eseri, her beyiti kendi içinde kafiyeli bir nazım şekli olan mesnevi tarzında yazıldı. İsmini bizzat Mevlana'nın verdiği bu eserin konu yelpazesi bir hayli geniştir. Ayet, hadis ve hadislerden yola çıkılarak bilgiler pekiştirilmeye çalışılmıştı. Bununla birlikte Mesnevi'yi anlamanın herkes için pek de kolay olmadığını belirten Mevlana, okuyucuya şöyle seslenir:

"Mesnevi, Nil ırmağının suyudur; kıptiye kan görünür, ama Musa kavmine sudur. Yine Mesnevi, aydın gönüllü, görüş sahibi ve ciğeri yanmış aşıklar için süslenmiş bir bahçe ve lezzetli bir rızıktır."

Mesnevi, insanın kendisiyle, yaratıcısıyla ve dış dünyadaki bütün varlıklarla barışık, huzurlu ve mutlu bir insan olmanın tanımı üzerine kuruludur.

Mesnevi'yi incelemek ve satın almak için tıklayın.

  • 2
  • 21
MESNEVİ'DE NEDEN HİKAYELER YER ALIR?
MESNEVİ’DE NEDEN HİKAYELER YER ALIR?

Mevlana'nın Mesnevi'sinde hikayelere yer vermesindeki amacı, bir düşünceyi insanların akıllarına daha iyi yerleştirmektir. Teorik bir bilgiyi yalın olarak vermek kuru ve iticidir. Fakat bir olaya bir hikayeye bağlı olarak sunulunca kolay takip edilir ve hatırda daha iyi kalır. Bu yüzden Mevlana, sıradan hikayeleri bile son derece ustalıklı yorumlarla takdim eder.

Mesnevi'deki yüzlerce hikaye, öğretici ve tasavvufi anlamda bir yol göstericidir. Mesnevi'de yer alan bazı hikayeler ve anlatılmak istenenleri sizler için derledik.

  • 3
  • 21
SUSUZ ADAMIN HALİ
SUSUZ ADAMIN HALİ

Bir dere kenarında yüksek bir duvar vardı. Duvarın üstüne de susuz bir adam çıkmıştı. Suya yetişmesine, duvar mani oluyordu. Susuz adam da su için, sudan çıkmış balık gibi çırpınıp duruyordu.

Ansızın suya bir kerpiç parçası attı. Kerpicin suya düşmesiyle suyun çıkardığı ses, kulağına çok tatlı ve hoş geldi.

Suyun sesi, adamın kulağına bir sevgili sesi gibi tatlı geldi, adamı mest etti. Mihnetlere, dertlere uğramış adam, suyun sesini duyabilmek için kerpiçler kopararak suya atmaya devam etti. Sudan da ses geldi:

"Ey insanoğlu! Böyle kerpiç atmaktan, beni rahatsız etmekten sana ne fayda var?"

Mevlana'nın Mesnevi-i Şerif'inin ilk 18 beyiti

Susamış adam cevap verdi: "Ey su! Bu işin bana iki faydası var. Bu yüzden kerpiç atmaktan vazgeçmem.

Birinci fayda: Benim suyun sesini duymamdır. Suyun sesi, susuzun kulağına rebab sesi gibi pek tatlı gelir. Suyun sesi İsrafil'in sesine benziyor. Ölü bile bu sesten dirilmektedir.

O ses, yoksula zekât vermek için çağrış sesi ya da mahpusa hapisten kurtuluş müjdesidir.

Mevlana'dan hayat dersi veren alıntılar

Yahut o ses, Hz. Muhammed'in (sav) ağız ve burun vasıtası olmaksızın Yemen'den gelen Rahman'ın nefesine benziyor.

Yahut da o ses, zayıf Yakub'un ruhuna ulaşan, güzel ve latif Yusuf'un kokusu gibidir.

Kerpiçleri atmamın ikinci faydası da şudur: Kopardığım her taş, her kerpiç duvarı biraz daha alçaltıp, beni suya yaklaştırıyor. Duvarın alçalması bir yakınlık; onun ortadan kalkması ise kavuşmak, buluşmak olacaktır."

İlahi aşka adanmış bir ömür

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN