Mütefekkir şair Nabi kimdir? Nabi'den alıntı ve öğütler...
Edebiyata tefekkür anlayışını getiren Nabi, Osmanlı'nın en önemli şairlerindendi. Onun şiirlerinde mevcut dünya ve hayat görüşü, kendisinden sonra gelen şairleri etkileyerek Nabi okulu diye adlandırılabilecek hikemi bir şiir okulunun doğmasını sağladı. Peki, Nabi'nin şiiri neden minarelerden okundu? Ölmeden önce yazdığı şiirdeki gizem neydi?
Giriş Tarihi: 13.04.2020
09:08
Güncelleme Tarihi: 21.10.2020
08:43
Hikemî tarzın öncüsü olan Nabi, 17. yüzyılda yaşayan divan şairiydi. Şanlıurfa'da 1642 yılında dünyaya gelen şairin babasının adı Seyyid Mustafa, dedesi Seyyid Mahmud, dedesinin babası Seyyid Muhammed Bâkır ve onun babası Şeyh Ahmed-i Nakşibendî'dir. Nabi'nin çocukluğu, yokluk ve sefalet içerisinde geçse de burada iyi bir eğitim aldı, Arapça ve Farsça öğrendi.
Osmanlı klasik şiirinin kurucu şairleri
Nabi, 24 yaşında İstanbul'a giderek eğitimine burada devam etti. İstanbul'a gelişi ile ilgili farklı rivayetler bulunur . Bir rivayete göre erginlik yaşlarında iken Yâkub Halife adında bir şeyhe intisap ederek tasavvufa yöneldi. Bir süre çobanlığını yaptığı bu şeyh onu İstanbul'a gitmesi için teşvik etti. Bir başka rivayete göre ise Urfa'da arzuhalcilikle meşgulken mutasarrıfın dikkatini çekerek onun telkiniyle 1666 İstanbul'a gitti. Şiire yatkın olan Nabi, kısa süre içerisinde payitahtta nam saldı.
Osmanlı'yı anlamak için bilmeniz gereken 33 terim
Usta şair, önceleri İstanbul'da aradığını bulamamaktan dolayı hayal kırıklığına uğradı. Fakat daha sonra Sultan IV. Mehmed'in musâhibi Damad Mustafa Paşa ile tanışmasından sonra rahat bir hayata kavuştu. Bir ara ikinci vezirlik payesine kadar yükselen paşa ile olan dostluğu onun ölümüne kadar sürdü. Paşanın Nabi'yi kendisine divan kâtibi seçmesinden sonra Nâilî gibi çağının büyük şairleri tarafından tanınmaya ve şiirleri takdir edilmeye başlandı.
Eski edebiyat gerçekten "eski" midir?
ÇAĞININ BÜYÜK ŞAİRLERİ TARAFINDAN TAKDİR EDİLDİ
Damat Mustafa Paşa, Padişah IV. Mehmet'in sürekli yakın çevresinde bulunduğundan şair Nabi'nin şiirdeki ustalığı da zamanla kulaktan kulağa yayıldı. Nâilî gibi çağının büyük şairleri tarafından tanınmaya ve şiirleri takdir edilmeye başlandı . IV. Mehmed'in yakın çevresine girdiği bu dönemde Musâhip Mustafa Paşa'nın maiyetinde Lehistan seferine katıldı ve Kamaniçe'nin fethi üzerine iki tarih düşürdü. Nabi, Sultan IV. Mehmet'in şehzadeleri için Edirne'de düzenlenen sünnet şenliklerini anlattığı ilk yapıtı "Surname" adlı mesneviyi ise 1675 yılında hazırladı. Nabi'nin bu eserinde, on beş gün devam eden bu şenlikleri âdeta bir belge niteliğinde anlattı.
Osmanlı'nın şair sultanları
Ardından kutsal topraklara hac farizası için giden şair, bu beldelerdeki izlenimlerini ise 1678 yılında yazdığı "Tuhfetül Harameyn" adlı eserinde aktardı. Urfa yoluyla Medîne-i Münevvere'ye varan Nâbî'nin, "Sakın terk-i edebden kûy-ı mahbûb-ı Hudâ'dır bu" mısraıyla başlayan ünlü naatını bu sırada kaleme aldı.
Edebiyatımızdaki en ünlü tezkireler