Necip Fazıl’ın sinemaya uyarlanan eserleri
Bütün edebi türlerde eser veren çok yönlü şahsiyet Necip Fazıl'ın, düşüncelerini senaryolarıyla da ortaya koyduğunu ve bu türdeki eserlerine senaryo roman adını verdiğini biliyor muydunuz? Sizler için Necip Fazıl'ın vefat yıl dönümünde, sinemaya uyarlanan eserlerini derledik.
Giriş Tarihi: 25.05.2019
11:57
Güncelleme Tarihi: 25.05.2019
12:33
Şiirlerinde olduğu gibi sinema eserlerinde de yoğun mesaj ve felsefe bulunan Necip Fazıl'ın dekor ve mekana da çok önem vermesi, birçok yapımcı ve yönetmeni "Necip Fazıl'ın eserini filme çekmek çok yönlü cesaret ister." görüşüne inandırdı. Nitekim Fazıl'ın eserlerinden bir bölümü sinemaya aktarıldı. Bunlar, Nâm-ı Diğer Parmaksız Salih, Yangın Var , Zehra, Çile, Diriliş, Bir Adam Yaratmak, Reis Bey, Mü'min ile Kâfir, Siyah Pelerinli Adam ve Mukâddes Emanet'tir.
OKUNSUN DİYE KALEME ALINAN SENARYO ROMANLAR
Fazıl'ın, eserlerine yalnızca 'senaryo' demekle yetinmemesi, 'roman' olarak sunmasının nedeni ise onları adeta okunsun diye kaleme almasıdır. Necip Fazıl'ın "senaryo roman " dediği ve bazı araştırmacıların romanlarına, bazılarının tiyatrolarına ilave ederek bahsettiği senaryo eserleri yarım kalan ve ölümünden sonra En Kötü Patron'la birlikte yayımlanan Battal Gazi'y i de sayarsak toplam on adettir. Bunlar; Vatan Şairi Namık Kemâl, Deprem (Çile), Villa Semer, Canım İstanbul, Kâtibim, Sen Bana Ölümü Yendirdin, En Kötü Patron, Battal Gazi, Ufuk Çizgisi, Son Tövbe'dir.
Bu eserlerden Vatan Şairi Namık Kemâl 1944'te yayımlanır; Battal Gazi hariç diğerleri 1972'de kaleme alınır. Önce Senaryo – Romanları‐I ismiyle Sen Bana Ölümü Yendirdin, Deprem (Çile), Kâtibim, Canım İstanbul senaryoları yayımlanır. Diğerleri ise bu kitabın devamı olarak yine 1972'de neşredilir.
Senaryo Romanları 1986'da önce tek kitap olarak, 2009'dan sonra da Büyük Doğu yayınları tarafından yedi kitap halinde yayımlanır.
NEDEN SİNEMA SENARYOLARI YAZDI?
Necip Fazıl'ı sinema senaryoları yazmaya yönlendiren sebeplerin başında 1960'tan sonra yazdığı Kumandan, Ahşap Konak, Reis Bey gibi piyeslerinin ideolojisi yüzünden İstanbul Şehir Tiyatroları ve Devlet Tiyatroları tarafından sahnelenmemesi gelir. Düşüncelerini topluma yaymak için tiyatroyu önemli bir araç olarak gören yazar, tiyatro sahasında ideolojik engellemelere maruz kalınca sinemaya yönelir. Bu noktada Necip Fazıl'ın senaryo romanlarına içerik açısından baktığımızda onun tiyatro eserlerinde olduğu gibi millî‐manevî değerlere uygun bir içerikle bu eserlerini yazdığını görürüz.
Tohum , Necip Fazıl'ın ilk tiyatro eseri olup 1935 yılında kaleme alınır. Eser, maddeye verilen sahte gücün madde ötesiyle istirkabını (rekabetini), işin ukubete vardırılmasının iptalini ve ruhun zaferini anlatır. "Tohum "u bitirdiğini söyleyen Necip Fazıl oyuna gelen seyircilerin azlığını gördükten sonraki düşüncelerini de şöyle açıklar: "Sırf kemmiyet ölçüsüyle benzetelim ve aradaki keyfiyet farkını tenzih ederek belirtelim ki piyesin her bitişinde tiyatrodan çıkan halk, cemaati bir kaç kişilik bir mescid boşalıyormuş hissini veriyordu insana…"