Nurettin Topçu'nun kitapları
Nurettin Topçu, düşünce dünyasında temas ettiği fikirlerin önemi ve derinliği bakımından Cumhuriyet döneminin değerli fikir adamları arasındadır. Anadolu ve İslam medeniyeti sentezi için çabalayan Topçu'nun kitapları, inanmış bir aydın ve mütefekkirin nasıl olması gerektiğinin en canlı örneklerindendir. Bilhassa, Var Olmak, İsyan Ahlakı, Ahlak, Büyük Fetih ve Türkiye'nin Maarif Davası, yazarın herkes tarafından çok sevilen kitapları arasındadır. Peki, Nurettin Topçu'nun kitapları nelerdir? İşte, 20'nci yüzyıl Türkiyesi'nin mütefekkiri Nurettin Topçu'nun kitapları…
Giriş Tarihi: 10.07.2020
16:21
Güncelleme Tarihi: 10.07.2021
13:03
İsyan Ahlakı kitabının özeti
Nurettin Topçu, "İsyan Ahlakı" eseriyle, ahlaki bir varlık olma vasfını yitirmeyle yüz yüze kalan insana, isyanın da bir ahlakı olduğunu anlatan fikir adamıdır.
Nurettin Topçu 1934 yılında Sorbonne Üniversitesi felsefe kürsüsünde savunduğu ve aynı yıl içinde Paris'te Fransızca olarak basılan Conformisme et Révolte başlıklı doktora tezini tercüme etmiş; fakat sağlığında yayınlanmasına rıza göstermemişti. Vefatından sonra ise uzun müddet bu tercümeye ulaşılamadığı için Mustafa Kök ile Musa Doğan tarafından yeni bir tercümesi yapılmış ve İsyan Ahlâkı adıyla Dergâh Yayınları arasında, 1995 yılında basılmıştı.
Kitabı incelemek ve satın almak için tıklayınız
Eseri neden okumalıyım?
Topçu'nun en önemli ve diğer eserlerine, fikirlerine; varlıktan tabiata, ahlâktan siyasete, felsefeden eğitime, dinden tasavvufa, fertten insana, millete, oradan devlete uzanan düşüncelerine ana kaynak olan metninin hâlâ İsyan Ahlâkı olduğunu söylemek mümkündür. En azından onun fikriyatı açısından bu eserin boşluğunu başka metinlerle doldurmanın mümkün olmadığı rahatlıkla savunulabilir...
"İsyan"ı da "insanı Allah'a götürecek yolları tıkayan her şeye başkaldırı" olarak tanımlayan Nurettin Topçu, bu kitabıyla hem yerel hem de evrensel bir düşünce ve hareket yolu açmıştır.
"Var olan her şey Allah'ta vardır ve Allah olmadan hiç bir şey ne vardır, ne de tasavvur edilebilir."
TÜRKİYE'NİN MAARİF DAVASI
Türkiye'nin Maarif Davası kitabının özeti
Türkiye'nin Maarif Davası, Nurettin Topçu'nun 1939-1973 yılları arasında çeşitli dergilerde yazmış olduğu yazılar ve vermiş olduğu konferanslardan oluşan kitabıdır. Eser, başta Prof.Dr.İsmail Kara olmak üzere öğrencileri tarafından derlenen yazılarından oluşur. Eser üç bölümü ihtiva etmektedir.
Birinci bölümde: Gençliğe maarifin gidişatına ilişkin değerlendirmeler yapmakta ve genç nesli uçuruma götüren yolları şöyle sıralamaktadır:
Ahlak yeminini unutup siyaset ve tedbir yolunu tutarak fikirlerin savunmasını yapmak yerine siyasi boğuşmalara girilmesi, Yaratıcılığın yerini taklitçiliğin alması, İman ve ümidi bırakarak aşağılık karmaşasına kapılmak, Ruh ve dava cephesinde düşmanlarla aynı silahı kullanmanın düşmanın ruhuna minnettarlık olduğunu bilmemek, Kendini yetiştirmeden şerifini arayan nesil haline gelmek, Determinizme sığınarak mesuliyetten kurtulmaya yönelmek...
İkinci bölümde, okulların ve öğretmenlerin sorumluluklarını incelerken öğretmenin görev ve sorumluluklarına yer veriyor.
Üçüncü bölümde ise maarifin hayata mektebin mideye mağlup olması; talebeliğin diploma avcılığına; muallimliğin örnek adamlıktan boynu bükük bir memurluğa dönüşmesi, mekteplerin ilim yapmak yerini ilim tarihini alma ve ezberlemeye yönelme sürecini açıklıyor.
Kitabı incelemek ve satın almak için tıklayınız
Eseri neden okumalıyım?
Topçu eserinin ön sözünde de belirttiği üzere milletin son üç asırda geçirmiş olduğu buhranların sebebini kültür ve maarif sahasında aranması gerektiğini vurgulamıştır.Eser bu yönüyle eğitim hususunda dikkat çekicidir.
Topçu'nun önerdiği eğitim sisteminde geleneksel eğitimi sürdüren medrese ve Batıyı taklit eden okuldan farklıdır. Topçu'nun eğitim sistemi her şeyden önce maneviyatçı bir anlayış ile yürütülen ve heyecanını dinden alan bir yapıyı içermelidir. Topçu'nun görüşlerini içeren Türkiye'nin Maarif Davası başlıklı eseri bugünün güncel tartışmaları içerisinde özellikle eğitimin tekniğe boğuluşunun yoğun yaşandığı, ruhun mekaniğe yenik düştüğü, eğitim sisteminin özden koparıldığını görebilmemiz için çok önemli bir çalışmadır.
"Batı'nın fikir mahsullerini şüphesiz ve tenkitsiz, saf bir itaatle alan dimağlar, bu fikirleri getirmekle ilim yaptıklarını zannettiler."
Nurettin Topçu'nun var olmanın, düşünmek ve hareket etmek olduğunu savunduğu; "neden yaşıyoruz" sorusunun cevabını kendine özgü, ilgi çekici bir üslupla kaleme aldığı eseridir. Akademisyen ve fikir adamı olan Nurettin Topçu'ya göre var olmak; düşünmek, sevmek ve iradi hareketler gerçekleştirmektir.
Kitabı incelemek ve satın almak için tıklayınız
Eseri neden okumalıyım?
Topçu "var olmak"nın merkezine "hareket" kavramını koyar. Düşünmek insanın kısmi bir özüyken hareket varlık sahasıyla ilgilidir. Bundan dolayı, hareket kabiliyetinin gelişmesi düşünme kabiliyetinin gelişmesini sağlar. Topçu eserinde hareketin, varlık ve düşünmeyle olan ilişkisini uzun uzadıya işler. Var oluşu farklı bir perspektifle bakmak için Topçu'nun eseri oldukça işlevseldir.
Ve mütefekkire göre "Cemiyeti yuğuracak ruh, eski Asya'nın hikmetiyle Kur'an'daki ilhamı kendinde birleştirdiği halde, Garb'ın dört asırlık ilmine zihniyetine sahip, felsefesine aşina olacak Anadolu dervişinin ruhudur."
"Eğer ben var olmak istediğim değilsem, istediğim sözle değil arzu ve tasavvurla da değil fakat bütün kalbimle, bütün kuvvetlerimle, hareketlerimle istediğim değilsem, ben var değilim."
Büyük Fetih kitabının özeti
Büyük Fetih, yazarın düşünce hayatının en olgun eserlerindendir. Nurettin Topçu eserinde fiziken ve ruhen yapılan iki türlü fetih olduğundan bahseder. Topçu'ya göre bir fetih madde aleminden ruh fethine yükselirse anlamlıdır, nitekim Fatih Sultan Mehmet bu fethi gerçekleştirebilmiş büyük bir dehadır. Zira Topçu'ya göre İstanbul yalnızca üzerinde Türk bayrağı dalgalansın diye değil havasında büyük ruhlar yükselsin diye alınmış bir şehirdir.
Eser şu cümle ile başlıyor: "Büyük atamız Fatih'in bize bıraktığı mirası Konstantiniyye'nin fethinden ibaret görmek onu anlamamaktır..." Topçu eserinde fetih kavramı üzerinde yoğunlaşır.Devlet kavramına da değinen Topçu, devleti inşa edecek ve taşıyacak temel kavramların ilkini otorite olarak görür. Bu otorite yüce Allah'tan insan şahsiyetine doğru inen hâkimiyet ve irade kavramlarıyla irtibatlıdır.
Kitabı incelemek ve satın almak için tıklayınız
Eseri neden okumalıyım?
Topçu, iki tür fetihten bahsetmektedir. Birincisi; maddî fetih olan toprak ve servetin fethidir. İkincisi ise; birincisini anlamlı kılan manevî fetihtir. Fetih kavramına etraflıca bakabilmek için Topçu bize görkemli bir kapı aralar.
"Fethin de iki cephesi vardır: Maddeden ibaret olan toprağın ve servetin fethinden aydınlıklar âlemi olan ruh dünyasının fethine yükselmedikten sonra şu arzın senle ben arasında paylaşılmasından ne çıkar?"
Yarınki Türkiye kitabının özeti
Yarınki Türkiye Nurettin Topçu'nun başyapıtları arasında sayılabilecek bir eserdir. Eser, "Anadolu davasının mübeşşiri, Erzurumlu Hüseyin Avni Ulaş 'ın büyük ruhuna" adanmıştır.
Eser, bir tür "Anadolu Rönesansı Manifestosu" niteliğindedir. Topçu eserinin hemen başında "Anadolu'nun Kurtuluş Savaşı ruh cephesinde henüz başlamadı" tespitinde bulunur. Topçu; "yerlerde sürünen Türk- İslam ruhunu kaldırmak için insan olmak" sorunu üzerine yoğunlaşır. İnsan olmak Topçu için irade ve sorumluluk sahibi olmayı gerektirir. Topçu'ya göre kendi Rönesans'ımız için öncelikle "kültürümüzün kaynaklarına inmek" gereklidir.
Kitabı incelemek ve satın almak için tıklayınız
Eseri neden okumalıyım?
Nurettin topçu için "Yarınki Türkiye'nin" ana çıkış noktası İslam'ın ruhçu bir yorumuna dayanmalıdır. Türk kültürü ve İslam'ın birleşmesi bir tür "medeniyet" dairesine bizi tekrar sokacak yegane yoldur. Esas yapılması gereken "Yıldırımlar, Fatihler gibi devletimizin büyük kurucularının" yaptığı gibi gücümüzü kendi "benliğimiz"den almamızdır. Topçu bu eserinde bizi benliğimize doğru bir yolculuğa çıkarır.
"İnsanlar, hakikate ulaştıran imana sahip olmadıkları için hukuk sistemlerini icad ettiler; din yerine mecburiyeti koydular."