Refik Halid Karay kimdir?
Refik Halid Karay'ın mizah öyküleri yazarak başlattığı yazın hayatı aslında edebiyatımız için yeni bir başlangıç içeriyordu. Çünkü bugüne dek yazılan hikayeler, hep İstanbul çevresinde dönüp durmuştu. Oysa şimdi Karay, sınırları aşmış, sürgüne gittiği Anadolu'nun değişik kesimlerinden insanları öykülerinde yaşatıyordu. Sizler için, ölümü ile edebiyat tarihimizde Fecr-i Ati'nin en parlak ışığının sönmesine sebep olan Refik Halid Karay hakkında bilinmeyenleri ve merak edilenleri derledik.
Giriş Tarihi: 17.07.2019
15:34
Güncelleme Tarihi: 24.11.2019
16:14
REFİK HALİD KARAY KİMDİR?
Mehmed Halid Bey ve Nefise Hanım'ın çocuğu olarak İstanbul'da 14 Mart 1888'de dünyaya gelen Refik Halid Karay, Vezneciler Şemsü'l-Maarif ve Göztepe Taş Mektep'te öğrenim görmesinin yanı sıra özel dersler aldı.
Mekteb-i Sultani'yi (Galatasaray Lisesi) bitirmesinin ardından 1907'de Hukuk Mektebi'ne başlayan Karay, Maliye Nezareti'nde Devair-i Merkez Kalemi'ne katip olarak girdi.
Karay, 1908'de İkinci Meşrutiyet'in ilanından sonra memurluğu bırakarak, ilk hikayesi "Ayşe'nin Talii" nin yayımlandığı Servet-i Fünun'a staj yapmak üzere girerek aylıksız çevirmen ve yazar olarak çalıştı.
Refik Halid Karay'ın kitaplarına ulaşmak için tıklayınız...
EDEBİYATIN SÜRGÜN KALEMİ OLDU
Sonra geçtiği "Tercüman-ı Hakikat"te baş makaleler yazan Karay, 1909'da çıkarmaya başladığı "Son Havadis" gazetesini 15 sayı yayınladı ve aynı tarihlerde Hukuk Mektebi'ni bırakıp *Fecri Ati Topluluğu 'na katıldı.
Karay eleştiri konusunda çok keskin bir duruşu vardı. Bu eleştirileri ona , yaşamanın büyük bir bölümünü kaplayacak sürgün zamanlarını getirdi.
Refik Halid Karay, "Kalem" ve "Cem" gibi mizah dergilerinde "Kirpi" takma ismiyle siyasi mizah yazıları yazarken İttihat ve Terakki'nin "istenmeyenler" listesine girerek 1913'te Sinop'a, 1916'da Çorum'a, ardından Ankara ve Bilecik'e sürgüne gönderildi.
* Temsilcileri: Ahmet Haşim, Aka Gündüz, Ali Canip Yöntem, Tahsin Nahit, Yakup Kadri Karaosmanoğlu, M. Fuat Köprülü, Refik HalidKaray, Müfit Ratip, Faik Ali, Celal Sahir, Faik Ali, Şahabettin Süleyman, Emin Bülent Serdaroğlu, İzzet Melih…
Refik Halid Karay'ın hayatını izlemek için tıklayın...
TÜRK ÖYKÜCÜLÜĞÜNE YENİ BİR SAYFA AÇTI
Karay, mizah öyküleriyle başladığı yazarlık deneyimini "Vakit", "Tasvir-i Efkar" ve "Zaman" gazetelerinde makaleler yayımlayarak sürdürdü. Öykülerini "Maupassant" diye de adlandırılan, olay öyküsü türünde yazıyordu. Yani kahramanların olaylar karşısındaki tepkisi ya da psikolojik dünyasına değinmeden, sadece dış görünüşüyle veriyordu.
Sinop Cezaevi ve sürgün olarak gittiği yıllarda, Anadolu'nun çeşitli kesimlerinden insanları yansıttığı 18 öyküden oluşan "Memleket Hikayeleri"ni 1919'da çıkaran edebiyatçı, Türk öykücülüğüne yeni bir sayfa açtı.
"İSTANBUL TÜRKÇESİNİ EN İYİ KULLANAN YAZAR" UNVANINI ALDI
Karay, İzmir'in işgalinden sonra Anadolu Hareketi'yle İstanbul Hükümeti arasında yaşanan telgraf krizinde İstanbul Hükümeti'nin tarafını tuttu.
Yazar, "Memleket Hikayeleri" adlı eseriyle Ziya Gökalp ve Ömer Seyfettin tarafından "İstanbul Türkçesini en iyi kullanan yazar" olarak ilan edildi.