Roman yazmak isteyenlerin bilmesi gereken terimler
Edebiyatımıza giriş serüveni çok da eski olmayan romanlar, bize uçsuz bucaksız dünyaların kapılarını aralar. 19. yüzyıldan bu yana roman da elbette pek çok değişime ve dönüşüme uğramıştır. Bilhassa postmodernizmin sağladığı imkanla türe olan bakış açısı değişmiş ve yeni teknikler romana dahil olmuştur. Değişim ve dönüşüm var olanları korumakla beraber, kendi terminolojisini de meydana getirmiştir. Peki, roman yazmak veya roman tekniklerine hakim olmak isteyen okuyucuların bilmesi gereken terimler nelerdir?
Giriş Tarihi: 09.09.2020
08:54
Güncelleme Tarihi: 08.09.2022
19:17
İç monolog, oyun, roman ve öyküde, kahramanların aklından geçen düşünceleri açığa vuran anlatı tekniğidir. Karakterin duygularını ve düşüncelerini, belirli bir mantık sırasıyla karakterin ağzından, olduğu gibi anlatılmasıdır.
📚Bu teknikte karakterin kendi kendine konuşmalarına yer verilir. Bunun yanı sıra bu teknikle karakterin duygu ve düşüncelerini akıcı ve sade bir biçimde günlük konuşma diliyle öğreniyoruz.
📚Bu teknik karakterin iç dünyasının okuyucu tarafından anlaşılmasında çok önemli bir yer tutar.
📚Recaizade Mahmud Ekrem'in Araba Sevdası, Oğuz Atay'ın Tutunamayanlar'ı iç monolog ve bilinç akışı tekniklerinin kullanıldığı romanlar arasında sayılabilir.
İç monolog örneği
"Belki de hiçbir şey söylemeden başarmalıydım bu işi. Benden bir karşılık beklemiyor. Ona yardım etmek mi bu? Bilmiyorum, bazen karıştırıyorum; özellikle, başımda uğultular olduğu zamanlar. Onun gibi düşünmeyi bilmek isterdim. Bana belli etmemeye çalışarak izliyor beni. Çekiniyor. Acele etmeliyim öyleyse" (Oğuz Atay- Unutulan)
GÖSTERME (SAHNELEME) TEKNİĞİ:
Olaylar, kişiler, varlıklar okuyucuya doğrudan sunulduğu, anlatıcının, okuyucu ile eser arasına girmediği tekniktir. Okuyucunun dikkati eser üzerinde yoğunlaşır.
Gösterme tekniği örneği
"Küçük Ağa başını kaldırdı ve soran gözlerle baktı. Doktor çevik bir davranışla ayağa kalkmıştı. Gidecekti artık. Onun hâlâ soran gözlerine dost gözlerle bakarak:
-Çünkü, dedi. Küçük Ağa'nın siz oluşu... yani... nasıl söylemeli?.. Anlıyor musunuz veya anlatabiliyor muyum bilmem... Sizin gibi genç, güçlü, kuvvetli... ve bilhassa bilgili, akıllı biri oluşu... Kısacası işte siz oluşunuz benim için hususî bir kıymet ve ehemmiyet taşıyor." (Tarık Buğra, Küçük Ağa)
Roman akışı içinde karakterlerin birbiriyle yaptıkları konuşmalara diyalog denir. Bu teknikte karakterlerin birbirleriyle konuşmaları verilir. Karakterler arası çatışmaları veya karakterlerin birbirleri hakkındaki düşüncelerini bu teknik yardımıyla algılıyoruz.
📚Diyalog; olayın gelişmesinde, kahramanların ruhsal ve sosyal durumlarının açıklanmasında, konuşmalarda yatan kültür ögelerinin saptanmasında (ağız, şive, üslup), eserin daha dinamik bir hale gelmesinde ve hafiflemesinde oldukça etkilidir.
Diyalog örneği
Aşağıdaki örnekte Ali ve Yusuf'un fabrika sahibi hemşerileriyle ilgili düşüncelerini ve eğer istekleri yerine gelmezse gidip Laz Taşeronla anlaşacaklarını çok açık bir biçimde anlayabiliyoruz. Zaten bu yöntemin en güzel özelliği karakterlerin sade konuşmaları sayesinde verilmek istenen mesaj kolaylıkla okuyucuya ulaşabiliyor.
Post modern romanda daha önce yazılmış bir metnin "içerik" yönünden örnek alınmasıdır. Ciddi sayılan bir eserin bir bölümü veya bütününü alaya alarak, biçimini bozmadan ona bambaşka bir özellik vererek biçimle öz arasındaki bu ayrılıktan gülünç etki oluşur.
📚Pastişten farkı şudur:
Pastiş belli bir türün üslûbunu, anlatma formatlarını taklit eder; parodi belli bir metnin konusunu taklit eder.
Parodide genel metin taklit edilebileceği gibi, metnin bir cümlesi veya kişisi de taklit amaçlı olarak kullanılabilir.
Parodi örneği
Oğuz Atay'ın Tutunamayanlar eseri resmi tarih yazıcılığına bir parodi niteliğindedir.
"Raket tam iniyordu ki melûn sinek havalanıverdi ve Süleymaniye Camii'nin arkasında, üç katlı bir cumbalı evin ön duvarına kondu. Ulu Hakan mumların ışığında bu duvarı dikkatle inceledi. Sineğin hemen sağındaki kafessiz pencereden evin haremine bir baktı. İçerideki, kadınıyla cimâda olduğu hâlde müstakbel ve muhtemel veledinin Salihlerden olması için dua okurken korkudan donup kalan adamcağızı gördüğü anda sivrisinek yine uçtu ve bu kez Ayasofya semtinde bir kâşânenin çatısına yakın bir yere konuverdi." (İhsan Oktay Anar- Yedinci Gün)
Postmodern romanda çeşitli metin türlerinin biçim ve anlatım özelliklerinin taklit edilmesidir. Bir sanatçının üslubunu, tarzını, dilini veya düşüncesini taklit etmektir.
Pastiş örneği
Binbir Gece Masalları' nda ve halk hikâyelerinde anlatıcı, başkalarından dinlediklerini aktarır. Bunu yaparken de "rivayet ederler ki, derler ki" gibi kalıplaşmış ifadeler kullanır. İhsan Oktay Anar'ın Puslu Kıtalar Atlası adlı romanında biçim ve anlatım özellikleri açısından aynı tekniği kullanması bir pastiş örneğidir.