Şairlerin kaleminden ölüm
İnsanın dâhil olduğu her konu, edebiyatın da konusu olmuştur. Yaşamak gibi ölüm de hayatın bir parçasıdır. Ruhun insan bedenini terk etmesi olarak tarif edilen ölüm; inananlar için muhakkak ki bir kurtuluş vesilesi, inanmayanlar için ise yok oluştur. Sizler için şairlerin kaleminden "ölüm" temalı şiirleri derledik.
"Bu yaşa erdirdin beni, gençtim almadın canımı
ölmedim genç olarak, ölmedim beni leylak
büklümlerinin içten ve dışardan
sarmaladığı günlerde
bir zamandı
heves ettim gölgemi enginde yatan
o berrak sayfada gezindirsem diye
ölmedim, bir gençlik ölümü saklı kaldı bende."
⚫ İsmet Özel gençliğin hızlı ve kararlı yıllarında ölmeyi yaşlı iken ölmekten daha üstün tutmuştur. Onun şiirinde öne çıkan gençlik vurgusu yanında daima bir ölüm anlayışını da getirir. Kendisinde "bir gençlik ölümünün saklı" kaldığını sık sık dile getiren şair, ölümü; o yüce gerçeği gençken karşılamak istemiştir. "Sesinin ölümle paslanması" ise şairin ölümle olan yakın ilişkisini dile getirmesi açısından manidardır.
(x) İsmet Özel kimdir?
(x) 1944 doğumlu şair. Duygularını dışa vuruculuğu bakımından diğer şairlerden ayrılan Özel, şiirimizde müstesna bir yere sahiptir.
(x) İsmet Özel kimdir? Detaylı okuma için tıklayın
(x) Halkın Dostları'ndan Hakkın Dostlarına İsmet Özel dosyamızı okumak için tıklayın
"Anlatacaktım ölümlerini bir sonbahar eşliğinde
Bir kış güneşliğinde
Fakat baktım bu ölüm değil diriliştir.
Tabiatı aşan bir bildiriştir.
Ne güz ne sarı renk bu göçü anlatır.
Bu kan rengi bu kıpkızıl öçü anlatır.
Görünüşte kırmızı gerçekte yeşil.
Görünüşte öç hakikatte değil.
Faninin sonsuzla barışması.
Affın mağfiretle yarışması.
Yaprağın düşüşü değil bu toprağa.
Bir yıldırım çarpışıdır dağa.
Sonbahar değil ilkbahardır.
Ölümden sonra ölümsüz hayat vardır.
Bulutlar açılır güneş çıkar.
Yağmur taneleri inci tanelerine dönüşür.
Deniz çalkanır saçar ortaya hazinesini."
⚫Sezai Karakoç modern Türk şiirinde dervişane tavrı ile öne çıkar. Yukarıdaki mısralardan da anlaşılacağı üzere onun için ölüm bir yok olma değil aksine bir diriliştir. Sezai Karakoç düşüncesinde öne çıkan ana kavram "diriliş" ölüm bahsinde de kendisini gösterir. Karakoç deyim yerindeyse sevdayı olduğu kadar ölümü de göğsünde bir kurşun gibi taşımaktadır.
(x) Sezai Karakoç kimdir?
(x) 1933 Diyarbakır doğumludur. İkinci yeni akımına dahil olan şair, Diriliş dergisi ve yayınları etrafında bir Müslüman zihin dünyası kurmaya gayret etmiştir.
(x) Diriliş düşüncesi nedir?
(x) Sezai Karakoç'un fikir dünyasını yansıtan Diriliş, İslam ümmetinin kendine gelmesi ve her alanda harekete geçmesini açıklayan bir düşünce sistemidir.
(x) Sezai Karakoç'un hayatını okumak için tıklayın
(x) Sezai Karakoç'un düşünce dünyasında Batı ve Modernizm nerede durmaktadır? Okumak için tıklayın
"Nereye gittiğimi bilmeden yürüyorum
İstikbâle bir avuç hayal götürüyorum
Yüreğim, cehenneme dönüşen bahar gibi
Gözlerim, parça parça kırık aynalar gibi
Gecenin dudağından karanlık emiyorum
Gündüzün cesedini hicrana gömüyorum."
⚫ Ölüm elbette bir yolculuktur. İnsan bu yolculukla alakalı hazırlık yaptığı ölçüde rahat olsa da bilinmeyen bir yolculuk daima ürperticidir. Genç, "İstikbale bir avuç hayal götürüyorum" derken bu hakikati dile getirmiş, dünya hayatının hızla geçen bir hayal olduğuna vurgu yapmıştır. Tüm uzuvlarının bu yolculukta yaşadıklarına değinen şair, asıl olanın yol olduğunu bizlere hatırlatmaktadır.
(x) Nurullah Genç kimdir?
(x) 1960 doğumlu akademisyen ve şair. "Yağmur" isimli naatıyla adını geniş kitlelere duyuran şairin şiirleri beğeniyle takip edilmektedir.
(x) Nurullah Genç'in dünyasını merak ediyorsanız, tıklayın
(x) Nurullah Genç'in çok sevilen 15 şiirini okumak için tıklayın
"İşte günlerden bir gün Elâgözlüm,
Yeni bir başlangıçla bitecek ömrümüz.
Amenna ve Saddakna,
Bari hoşça geçse günümüz…
Hangisine tasa edeceğiz, şaştık.
"Ölüm derdi, kalım derdi" derken
Dimyata pirince giden misali,
Yolun ortasına ulaştık…
Ölüm bir hatıra gibidir insanda;
Kâh hatırlanır, kâh unutulur.
Fakat bir gün, bir gün nihayet
Gözle görülür elle tutulur…"
⚫ Liberal ve modern bir dünya anlayışına sahip olan Uyar, şirinde ölüm gerçeğini dile getirmekten geri kalmamıştır. Unutulan ve hatırlanan bir gerçek olarak ölümü tasvir eden şair, en nihayetinde ölümün tüm soyutluğuna rağmen görülür ve tutulur bir hakikat olduğunu kabul etmiştir.
(x) Turgut Uyar kimdir?
(x) 1927-1985 yılları arasında yaşamış şair. Şiirlerinde modernlik, şehir yaşamı gibi sosyal meselelere temas etmiştir.
(x) 10 soruda Turgut Uyar'ın dünyasını öğrenmek için tıklayın
(x) Turgut Uyar'ın bir dönem şiiri bıraktığını biliyor muydunuz? Sebebini öğrenmek için tıklayın
"Rabbim, nihayet sana itaat edeceğiz.
Artık ne kin, ne haset, ne de yaşamak hırsı,
Belki bir sabah vakti, belki gece yarısı,
Artık nefes almayı bırakıp gideceğiz.
Ben artık korkmuyorum, her şeyde bir hikmet var,
Gecenin sonu seher, kışın sonunda bahar,
Belki de bir bahçeyi müjdeliyor şu duvar.
Birer ağaç altında sevgilimiz, annemiz,
Gece değmemiş sema, dalga bilmeyen deniz,
En güzel, en bahtiyar, en aydınlık, en temiz,
Ümitler içindeyim, çok şükür öleceğiz..."
⚫ Ziya Osman Saba ilk dönem Cumhuriyet edebiyatında mütevekkil düşüncesi ve geleneksel tavrı ile öne çıkan sayılı şairlerimizdendir. Saba'nın şiiri içerisinde bir bütünü temsil eden tevekkül, ölüm imgesi ile bu mısralarda kendini gösterir. Ölmek, Saba için bir kurtuluş, Allah'a (CC) kavuşma vesilesidir.
(x) Ziya Osman Saba kimdir?
(x) 1910-1957 yılları arasında yaşayan şair. Ev, hüzün ve kırılganlık Saba'nın şiirinde öne çıkan imgelerdir.
(x) Peyami Safa'nın kalem kavgalarını okumak için tıklayın