Şarkın Arsen Lüpen’i Fakabasmaz Zihni kimdir?
Türkiye'de polisiye romanın tarihi 1884'te Ahmed Midhat Efendi'nin Esrar-ı Cinayat adlı kitabını yayımlamasıyla başlar. Bunu takip eden yıllarda polisiye eserlerin sayısı giderek artar. İlk polisiye serilerinden biri olan Fakabasmaz Zihni'nin ilk kitabı 1922 yılında basılır. Sizler için Ebüssüreyya Sami'nin "Şarkın Arsen Lüpen'i Fakabasmaz Zihni" dediği meşhur hırsızın serüvenlerini derledik.
Giriş Tarihi: 11.07.2019
09:56
Güncelleme Tarihi: 07.02.2021
08:25
Türkiye'de polisiye romanın tarihi 1884'te Ahmed Midhat Efendi'nin Esrâr-ı Cinâyât adlı kitabını yayımlamasıyla başlar. Bunu takip eden yıllarda polisiye eserlerin sayısı giderek artar.
Türkiye'de polisiye romanın tarihi 1884'te Ahmed Midhat Efendi'nin Esrâr-ı Cinâyât adlı kitabını yayımlamasıyla başlar. Bunu takip eden yıllarda polisiye eserlerin sayısı giderek artar. İlk polisiye serilerinden biri olan Fakabasmaz Zihni 'nin ilk kitabı 1922 yılında basılır.
İLK POLİSİYE SERİLERİNDEN FAKABASMAZ ZİHNİ
İlk polisiye serilerinden biri olan Fakabasmaz Zihni 'nin ilk kitabı 1922 yılında basıldı. Serinin yayını Cemiyet Kütüphanesi tarafından Cinayet Koleksiyonu adıyla altı yıl boyunca kesintisiz devam ettirildi. Seri, 1930 yılında Latin harflerine aktarılmış olarak tekrar okurla buluştu. Seyfettin Özege'nin Eski Harflerle Basılmış Türkçe Eserler Kataloğu ve Türkiye Basmaları Toplu Katalogları ile yayımlanmış eserlerin içinde ileride yayımlanacağı duyurulan kitap listelerinde yapılan incelemeler sonucunda bu seriye ait elli yedi esere rastlanmıştır.
Serinin yazarı olarak bazı kitaplarda Hüseyin Nadir bazılarında H. Nadir imzaları görülür. Yazarın Fakabasmaz Zihni serisi dışında başka bir eserine pek rastlanmaz. Konuyla ilgili Erol Üyepazarcı, Amanvermez Avni serisinin yazarı Ebüssüreyya Sami'nin, serinin onuncu ve sonuncu kitabı "İskeletler Arasında"nın son sayfasında "Şarkın Arsen Lüpen'i Fakabasmaz Zihni " başlıklı bir mektupla okurlarına meşhur hırsız ve cani Fakabasmaz Zihni'nin sergüzeştlerini yayımlamak emelini açıkladığını belirtikten sonra şöyle der: