Söyleyişteki basitlik ve kapsamlı anlatım: Sehl-i mümteni
Söyleyişteki basitliği ve kapsamlı anlatımı ile söylenilmesi kolay göründüğü halde taklit edilmek istendiği zaman güçlüğü ortaya çıkan sözleri meydana getiren sanat, sehl-i mümteninin, baş niteliği sadeliktir. Bu sadelik nedeniyle ilk bakışta söylenmesi kolay gibi görünür. Sizler için, elde edilmesi hemen hemen imkânsız kolaylık anlamına gelen sehl-i mümteniyi ve örneklerini derledik.
Önceki Resimler için Tıklayınız
Bu örneklere göre sehl-i mümteni için ön planda düşünülmesi gereken özellik dilin sadeliği olmayıp söyleyişin veciz ve anlamın düşündürücü, ders verici olmasıdır. Bu durumda bazan dilin kullanımı, bazan da anlamın düşündürücü olması sehl-i mümtenide öne çıkmaktadır.
Anlamın önem kazanması halinde dilin sade olmasından çok kelime seçimi ve kelimelerin yerli yerinde kullanımıyla veciz söyleyiş ve etkileyicilik amaçlanmaktadır. Bu bağlamda Muallim Nâci sehl-i mümteni için külfetsiz olma şartından söz etmektedir. Burada külfetsizlikten maksat belâgatta haşiv diye anılan gereksiz kelime kullanımından kaçınmak ve dikkatle seçilmiş kelimeleri uygun biçimde düzenlemektir.
Sehl-i mümteni şiirde ustalık gerektiren önemli bir husus kabul edilir. Kısa ve özlü anlatım şiirin esas unsurlarından sayıldığı için sehl-i mümteni daha ziyade şiirle bağlantılı düşünülmüş ve kaynaklarda daha çok manzum örnekler verilmiştir:
"Hangi büttür bilmezem îmânımı gāret kılan
Sende îman yok ki sen aldın diyem îmânımı."
Fuzûlî
"Ders-i aşkın müşkilin Yahyâ nice halleylesin
Söyleyenler kendisin bilmez bilenler söylemez."
Şeyhülislâm Yahyâ
Ancak sade, doğal, veciz, güzel, etkileyici ve benzersiz olanı ortaya koyma arayışı şeklinde de anlaşılması gereken sehl-i mümteni nesir için de söz konusudur.
Muallim Nâci'ye göre Sa'dî-i Şîrâzî'nin eserlerinde ve özellikle Gülistân'ı içinde sehl-i mümteni örnekleri çoktur. Arap edebiyatında ise Bahâ Züheyr'in şiirlerinde, Ebü'l-Hasan el-Cürcânî'nin nesrinde sehl-i mümteni örnekleri bulunmaktadır.
Fars edebiyatında Sa'dî'den başka Hâfız-ı Şîrâzî'nin gazellerinde, Ferruhî-yi Sîstânî'nin kasidelerinde, Târîḫ-i Beyhaḳī'de, Nizâmülmülk'ün Siyâsetnâme'sinde ve Ḳābûsnâme'de sehl-i mümteni örnekleri olduğu kabul edilmektedir. (Kaynak:TDV İslâm Ansiklopedisi, sehl-i mümteni, Müellif: Mine Mengi)
"Mende Mecnûn'dan füzûn âşıklık isti'dâdı var
Âşık-i sâdık menem Mecnûn'un ancak adı var"