Turgut Uyar’ın kaleminden 15 unutulmaz şiir
Turgut Uyar, Türk edebiyatında derin izler bırakmış önemli bir şairdir ve "İkinci Yeni" akımının öncülerinden biridir. Çağdaşlarından farklı bir ses ve hüzün taşıyan Uyar, şiirlerinde insanın mutluluk arayışını derinlemesine ele almıştır. Turgut Uyar'ın en sevilen ve etkileyici 15 şiirini sizler için derledik. Bu seçki, şairin edebi tarzını ve duygu dünyasını daha yakından tanımanıza olanak sağlayacaktır.
Giriş Tarihi: 27.08.2024
10:06
birden hatırladık seninle buluşamadığımız günleri gel ey büyük bakış yüce suskunluk gel artık beri
kentleri ve kasabaları ve köyleri çevirdik senin adına kapıları tutmaktan artık herkesin nasır oldu elleri
olsun daha da tutarız sen varsan düşüncemizde ama gel tutarız karaları ve denizleri ve yaşayan yürekleri
kendin karşı koydun yaptığın saraylara zindanlara tellere yine kendin kullan artık kendi yaptığın tüfekleri
🔶 Göğe Bakma Durağı şiirindeki "İkimiz birden sevinebiliriz göğe bakalım" mısrasıyla, 'insanların sahip olduğu güzelliklerin herkese eşit olarak dağıtıldığını ve onları görebilmek için büyük çaba sarf etmeden, sadece başını kaldırıp bakmanın yeterli olduğunu' aktaran şair, ilkokul yıllarında manzumeler yazmaya başladı, Hayyam, Nedim, Yahya Kemal, Tevfik Fikret, Ahmet Haşim gibi şairlerin eserlerini okudu.
Göğe baktıran şair Turgut Uyar neden şiir yazmayı bıraktı?
Böyle sessiz ayrılıklarda, her şey önceden belli olur. en güzel zamanında, aşkın ve hayatın insan deli olur…
O, kadırga taraflarında bir evden çıkmıştır. masum bir yalanla -halama diye- gözleri pabuçlarında, mahcup ellerine yapışmış gibidir harçlığından arttırıp aldığı sevimli hediye…
🔶 Hüseyin Cöntürk'ün "Turgut Uyar" başlıklı eseri, şair hakkında yapılan en kapsamlı çalışmadır. Ağırlıklı olarak Dünyanın En Güzel Arabistanı'nı inceleyen Cöntürk, Turgut Uyar'ın şiirlerinde "mutsuzluğun ablukası"nı kırmak için yedi yöntem bulunduğunu söyler.
🔶 Bunları şöyle sıralar: "kötüleri iyileştirmeye çalışmak; alışamadığı kötü şeyleri sevmeye çalışmak; bayağılaştırarak kötü şeylerin dünyasının bir parçası olmak; alıştığı kötü şeylerden kurtulmaya çalışmak; iyisi ve kötüsü ile realiteyi bir oldu-bitti diye kabul etmek; realiteyi görmezden gelmek ve yedincisi hayâl evrenine kaçmak." ( Turgut Uyar'ın huzursuzluğu/ Fırat Caner)
aşk için söylediğim her şeyi bir daha söylerim sakin mutsuz ya da yırtıcı herkesin ağzındaki o sonsuz acı belki de bundandır
nasıl ayrı yaşarım inandığım şeylerden onları elbette bir daha bir daha söylerim usul usul ve usla birlikte akıcı kandır
🔶 Cemal Süreya , Turgut Uyar şiirini şöyle tanımlar: "Büyük bir gövdedir onun şiiri. Kımıldadıkça kendine benzer yeni gövdeler hazırlar, çoğaltır. Bir anıttan çok bir dirim belirtisidir. Büyüzden kolay kolay tanımlanmaya gelmez; görülür, tanık olunur. Blok halinde bir izlenimler bütünüyle gireriz ona. Şiirsel işlevini bütünüyle ve sürekli bir şekilde hareket ederek sürdürür. Tek tek şiirleri yok, şiiri vardır."
İkinci Yeni'nin şiirimize getirdiği yenilikler
kim düzenliyor bu uyuşmazlığı, kimin ellerim bir iki harf yazıyor hızlıca nerden baksan zehir gibi kapkara tuzla ekmek arasında suyla benim aramda maviyi çağıran kim şimdi, kimin uygunsuz elleri dolaşıyor aramızda şimdi bu her şey nedir dükkânların bankaların borsalarm adı ne yeşilin tadı hani, gölün sevinci nerde şimdi durup dururken nedir bu gündüzü hızlandıran, geceyi bölen öfke maviyi çağıran kim, kimdir çağıran maviyi asıl mavi kimi çağırıyor, asıl onun adı ne
🔶 Şairin, şiirlerinin yanı sıra, şiirinin poetikasını ortaya koyduğu "Efendimiz Acemilik", "Çıkmazın Güzelliği" gibi yazıları Türk şiirinin bir döneminin kavranmasında başvurulan temel metinler arasında yer alır. Uyar, Abdülhak Hamid Tarhan'dan Orhan Veli Kanık'a kadar geçen süreci, her şairin bir şiirini esas alarak incelemeye tabi tutar.
İşte ben hep böyle garip mahzun, Bir şey beklermişçesine yaşıyorum. Bazan öyle günlerim oluyor ki, Elâgözlüm, Ne oldu, nasıl bitti şaşıyorum. Bazı bilmem, gün nasıl başladığında, Kayıp kayıp gidiyor dünya bıkkın bakışlarımdan.
Yaşıyorum, yaşıyorum da bitmiyor, Bir tutam sakız oluyor ağzımda zaman. Yaşamak ne kadar çekilmez gelse de arasıra, Bu görmek, bu sevmek, bu aziz sıcaklık tende. Bu bir nimet, bu bir nimet, bu Elâgözlüm, Bu yaşamak bir şiir; harikulâde.
🔶 Edebiyat eleştirmeni Memet Fuat , usta şairin kalemini şöyle açıklar: "Turgut Uyar'ın soluklu, uzun dizeli, düz yazı görünümlü şiiri, din kitaplarını çağrıştıran havasıyla, öyküsünü anlatışıyla yücelik duygusunu veren bir şiirdi.
🔶 Anlamsızlık bir yana, kapalı da olmayan bu şiir, anlatım özellikleri, şiirleştirme yöntemleri nedeniyle İkinci Yeni akımı içinde düşünüldü. Aynı yücelik duygusu, sonraki, imgeye dayanan kapalı şiirlerinde de sürdü ..."