Türk edebiyatının 20 şaheseri
Yazılı kültür birikimine sahip tüm milletler, asırlar boyunca hafızalardan silinmeyen, her okunduğunda ayrı haz veren, kendinden sonra gelen eserleri de etkileyen yapıtlar meydana getirmişlerdir. İşte sizler için Türk edebiyatından 20 şaheseri derledik.
Giriş Tarihi: 09.07.2019
08:44
Güncelleme Tarihi: 09.07.2019
09:36
Divanu Lugati't-Türk - Kaşgarlı Mahmud
Dîvânü Lugati't-Türk, Orta Türkçe döneminde Kaşgarlı Mahmud tarafından Bağdat'ta 1072-1074 yılları arasında yazılan Türkçe-Arapça bir sözlüktür. Türkçenin bilinen en eski sözlüğü olup, batı Asya yazı Türkçesiyle ilgili var olan en kapsamlı ve önemli dil yapıtıdır.
Kaşgarlı Mahmud, büyük yapıtı Divânü Lûgâti't Türk'le Türk diline olduğu kadar Türk kültürüne, Türk tarihine, Türk sanatına ve Türklerin yaşamı algılayışına ilişkin de değerli bir belge bırakmıştır. Kaşgarlı Mahmud, Divânü Lûgâti't-Türk'ü başta Araplar olmak üzere yabancılara Türkçeyi öğretmek amacıyla yazmıştır.
Bununla birlikte yapıt, yalnızca bir sözlük olmayıp Türkçenin XI. Yüzyıldaki dil özelliklerini belirten, ses ve yapı bilgisine ışık tutan bir dil bilgisi kitabı; kişi, boy ve yer adları kaynağı; Türk tarihine, coğrafyasına, mitolojisine, folklor ve halk edebiyatına ilişkin zengin bilgiler içeren, aynı zamanda döneminin tıp bilgileri ve tedavi yöntemleri hakkında bilgi veren ansiklopedik bir yapıt niteliğindedir. Divânü Lûgâti't-Türk bizim için yalnız dil tarihi bakımından değil; ayrıca, Türk tarihi, coğrafyası, edebiyatı, mitolojisi, folkloru, etnografyası, uygarlığı bakımından da çok değerli bir kaynaktır.
Kitabı incelemek ve satın almak için tıklayınız…
Mesnevi - Mevlana Celaleddin-i Rumi
Mesnevî, Mesnevî-i Şerif ya da Mesnevî-yi Manevî, Mevlânâ Celâleddîn Rûmî'nin altı ciltlik Farsça eseridir. Bu kitap gerçeğe ulaşmanın ve bilgiyle bütünleşmenin sırlarını keşifte dinin usulünün usulü, yani din esaslarının esaslarıdır.
Mesnevî, Doğu klasik edebiyatında, uyakça müstakil beyitlerinin, ikişer mısrası kafiyeli olan bir nazım türüdür ve muhtelif şairlerin neşrettikleri birer "Mesnevî" vardır. Mevlânâ'dan kendini tanıma ve hayatı anlama kılavuzu sizleri bekliyor.
Kitabı incelemek ve satın almak için tıklayınız…
Divan-ı Hikmet - Hoca Ahmed Yesevi
Divan-ı Hikmet, Hoca Ahmed Yesevî, Pir-i Türkistan'nın söylediği "hikmet" adlı şiirleri bir araya getiren Türk tasavvuf edebiyatının bilinen en eski örneklerini içeren eserdir. Türkistan'ın Ahmet Yesevi'nin dile getirdiği "hikmet" adı verilen şiirlerini bir araya getiren şiir antolojisine verilen özel isimdir.
Hoca Ahmed-i Yesevî'nin fikrini devam ettiren ve tanınmasını sağlayan halifelerinden bahsedilmiş, çeşitli vesikalardan yararlanılarak onlar hakkında ayrıntılı bilgiler verilmiş, bu bağlamda Yeseviye Tarikatına geniş ölçüde yer verilmiş; bu tarikatın Türk boylarında uyandırdığı etki ile gördüğü işlev açıklanmış, nasıl bir görev üstlendiği belirtilmiştir. Hoca Ahmed-i Yesevî'nin yetişmesinde üstün ve etkin bir rol oynayan ve bir anlamda onun hocası olan Yusuf-ı Hemedânî adlı kişiden bahsedilmiştir.
Kitabı incelemek ve satın almak için tıklayınız…
"İğne gibi geçtim gerçi dünyânın vârından yoğundan Henüz zülüf teliyle dünyâ bağı gelir ardımdan..."
Fuzûlî, Azerbaycan Türkçesinde eser veren Türk divan şâiridir. Asıl adı Mehmed bin Süleyman'dır. Türk Bayat boyundan olduğu aktarılmaktadır. Türk şiirini önemli ölçüde etkilemiştir. Âlim bir şair olan Fuzûlî şiir hakkındaki görüşlerini Türkçe divanının önsözünde şu şekilde açıklamıştır: " İlimsiz şiir esası yok dîvar olur ve esassız dîvar gāyette bî-i'tibâr olur." Mukaddimede daha sonra aşk şiirleri yazdığını, fakat bunların uzun ömürlü olmayacaklarını anlayınca gece gündüz çalışarak bütün ilimleri öğrendiğini söyler. Fuzûlî'ye göre şiir insanı yücelten ilâhî bir lutuftur."
Kitabı incelemek ve satın almak için tıklayınız…
Asıl adı Ali olan Âşık Paşa, mutassavıf bir şairdir. Anadolu'da "Paşa", "Beşe", "Başağa" diye adının sonuna eklenen lâkaplar, babasının ilk oğlu olduğunu belirtmek için "ilk" anlamında kullanılmaktadır. Kırşehir'de doğan sanatçı, yine burada vefat etmiştir. Selçuklu sarayında Farsçanın konuşulduğu bir dönemde Türkçeyi savunmuştur.
Garipname, 12.000 beyitlikten ve on bölümden oluşmaktadır. Dinî, tasavvufi ve öğretici nitelikler taşıyan eser, halkı eğitmek maksadıyla Türkçe olarak yazılmıştır. Eser, sade dili sayesinde asırlar boyunca çok geniş bir okur kitlesine hitap etmiştir.
Kitabı incelemek ve satın almak için tıklayınız…